'Çin mutfağında bile artık Türk sosu ve salçası var'

Türkiye için korona sonrası dönemde ciddi fırsatlar olduğunu söyleyen Koçoğlu, “Endüstriyel domates üretiminde bizim önümüzde olan 4 ülke ciddi sorunlar yaşadı. Ortadoğu eskisi gibi sadece Çin'den alım yapmıyor. Avrupa'yla da ilk kez fiyat tutturabildik” dedi.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Foods’un genel müdürü Hakan Koçoğlu, Türkiye’nin pandemi sürecinde gösterdiği performansın, gıda sektörüne de pozitif yansıdığını belirtiyor. Özellikle endüstriyel domates ve domates ürünlerindeki fırsatlara dikkat çeken Kocoğlu, “Koronayla birlikte bu konuda önümüze önemli bir kapı açıldı. Birçok ülke Çin’den alımları azalttı. Fiyatımız vergilerden dolayı daha yüksek olsa da tedarik bölgelerini çeşitlendirip, İtalya, İspanya’nın yanına Türkiye’yi koyan ülkeler var. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli” diyor.

ÇİN İRTİFA KAYBETTİ

Biraz Assan Foods’u anlatır mısınız, büyüklüğü ne kadar?

Türkiye’nin ilk sos ihracatçısıyız. Şirket 22 yıl önce salça üretimiyle başlamış. Ardından mayonez, ketçap ve sos üretimi gelmiş. Halen 30’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’de Susurluk’ta üretim yapıyoruz. Perakendede kendi markamızla yokuz ama ev dışı tüketimde pazar payımız yüzde 50 civarında. Ciromuz 100 milyon dolar ve bu rakamın yüzde 50’si ihracattan geliyor.

Koronayla birlikte tüketici eğilimlerinde nasıl değişimler gözlemliyorsunuz?

Tüketicide yakın zamana kadar ev tipi salçaların, sosların daha doğal olduğuna dair bir inanış vardı. Bu ürünleri pazardan almayı tercih eden ciddi bir kesim vardı. Koronayla birlikte tüketicinin kafasındaki hijyen algısı çok değişti. Artık insanlar nasıl, hangi koşullarda üretildiği belli olmayan ürünleri eskisi kadar tercin etmiyor. Bu pazar için ciddi bir trend değişimi. Bir diğer trend değişimi de ev dışı pazarda oldu. Restoranlar bu dönemde tek kullanımlık, kişinin kendisinin ilk kez dokunduğu ürünlere yöneldi.

Peki bu süreçte ihracatta sorun yaşandı mı?

Bu dönemde tüm dünyada tedariğin önemi ortaya çıktı. Ve bazı ülkeler ihracatını durdurmak zorunda kalırken Türkiye bu süreci çok iyi yönetti. Türkiye dünyada 5’inci endüstriyel domates üreticisi. Bizim önümüzde Amerika, Çin, İspanya ve İtalya var. Ve bu 4 ülkede dünyada koronayla çok ilişkilendirilen ülkeler oldu. İtalya pandemiye kadar çok tercih edilen bir ülkeydi ama bu süreçte tedariği sağlamakta zorlandı. Sağlık açısından İtalya’dan gıda almak istemeyen ülkeler de oldu. Diğer yandan Çin irtifa kaybetti. Büyük montanlı alımlarını Çin’den yapan bir çok uluslararası zincir, tedarik zincirini çeşitlendirme kararı aldı. Onlardan pahalı olmamıza rağmen riski dağıtmak için Türkiye’yi de gündeme aldılar.

Koronanın Türkiye’nin gıda ihracatına pozitif etkisi olabileceğini söyleyebilir miyiz?

Bu dönemde Türkiye’ye talep arttı ve eğer bu fırsatı iyi değerlendirirsek ihracat rakamlarında daha üst basamaklara çıkmamız mümkün olabilir. Bence Ortadoğu artık Çin’den çok daha az alım yapacak. Bu bizim için fırsat. Çünkü Türk salçasının Ortadoğu’da yüksek bir algısı var. Diğer yandan eskiden Avrupa’ya çok fazla salça satamıyorduk. Çünkü yüzde 14.7’lik vergi nedeniyle fiyat tutturamıyorduk. Onlar da farketti ki bütün tedariği İtalya’dan yapmak doğru değil. Bu dönemde Assan Gıda olarak ilk kez Belçika’ya salça sattık. Yeni zincirlere de girmeye başladık. Aldi’ye girmek üzereyiz. 

Ev dışı tüketimde işler düzelmeye başladı. Turizmde sıkıntı sürüyor ama oteller yavaş yavaş dolmaya başlayacaktır. İyimser bir tahminle ev dışı tüketim pazarı yılı %15 daralmayla tamamlar. Kötümser senaryoda ise %30 kayıp var. 
Holding başkanımız Ali Kibar, yeni ürünler konusunda bize ilham veren bir isim. Bir gün ‘vasabili sos güzel olmaz mı’ dedi. Yaptık, şimdi Uzak Doğu’ya satıyoruz.

YÜKSELEN TREND ‘TEMİZ ETİKET’ 

Gıdada koronayla beraber yükselen trendler var mı?

Koronadan önce dünyada sürdürülebilir tarım çok önemli bir konsept olarak ortaya çıkmıştı. Daha sonra gelen trend de ‘temiz etiket’ trendi oldu. Bu da mesela mayonezi fabrikada da evde yaptığınız şekilde katkı maddesi kullanmadan yapmak anlamına geliyor. Yani tüketici etikete baktığında ürünün içinde ne olduğunu tam olarak anlayabilmeli.

ÇİNLİLER EZİNE PEYNİRLİ SOSU ÇEDARLIDAN ÇOK SEVDİ 

Geçen yıl ünlü market zinciri Walmart’la birlikte Çin pazarına girmiştiniz. Orada işler nasıl gidiyor?

Çinliler yakın zamana kadar hiç sos kullanmıyordu. Burger King, KFC gibi gibi markaların pazara girmesiyle onlar da Batılı lezzetleri tatmaya ve soslara alışmaya başladılar. Farkettik ki Çin’deki Wallmart’ta reyonlar boyunca cips var. Ama dip sos yok. Baktık burada bir fırsat var. Dip sos üretmeye başladık. Mayonez ketçapla başladığımız işbirliği 12 çeşit sosa kadar çıktı. Mesela onlar için bir ezine peynirli sos hazırladık, çedar peynirli sostan daha fazla beğendiler. Şimdi 3 yeni ürün üzerinde daha çalışıyoruz. Ketçap, Mayonez ve dip soslardan sonra makarna sosları hazırlıyoruz. Bir konteynırla başladığımız işbirliği şimdi 10 konteynıra çıktı.  

MAKARNAYLA BERABER KETÇAP DA STOKLANDI 

Türkiye’de sos pazarının büyüklüğü ne kadar?

Salça mayonez, ketçap ve soslardan oluşan bu pazarın büyüklüğü 444 bin ton. Ve bunun 205 bin tonu salçadan oluşuyor. Yani aslında soslarda henüz çok gerideyiz. Kişi başına tüketimimiz Avrupa’ya göre 3’te 1 seviyesinde. Ama pazar hızlı büyüyor.

Pandemi döneminde satışlar nasıl etkilendi, şimdi durum nasıl?

Dondurma gibi sos gibi keyif veren ürünler bu tarz kriz dönemlerinde daha çok satılıyor. Çünkü tüketici kendini şımartmak istiyor. Biz nisan ayında yüzde 62 daha fazla üretim yaptık. Makarnayla beraber ketçap da stoklandı. Bir de insanlar evlerinde değişik soslarla yemekler yapmaya başladılar. Bizim soslara da talep arttı. Bu yılı çift haneli büyümeyle kapatacağız.