ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Dünyanın en iyi üniversitelerinden mezun olmuş, herkesin çalışmayı hayal ettiği uluslararası şirketlerde basamakları tırmanıp, yönetici pozisyonuna ulaşmış, aybaşında bol sıfırlı maaşları hesaplarına yatan gençler düşünün… Sonra da bu gençlerin; dünya metropollerindeki havalı işlerini, kartvizitlerini, maaş çeklerini bırakıp, İstanbul’a geldiğini ve kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşunda (STK) çalıştığını… YGA için bu çok sıradan bir hikaye. Çünkü burası sıfatları, paraları bir kenara bırakıp, ‘vicdanlı hayaller kuranların’ yeri. Aslında YGA’nın hikayesi de bundan 19 sene önce böyle başlıyor. Unilever’de 22 ülkeden sorumlu olan Sinan Yaman, 33 yaşında bir ‘anlam arayışıyla’ işi bırakıyor. Sonra zamanla kafasında bir STK kurma fikri şekilleniyor…
TURKCELL’LE FORD'LA AR-GE
Yaman bu hayali; ‘çift kanatlı yani hem vicdanlı hem donanımlı gençler yetiştirmek’ diye tarif ediyor. Şimdi 20’nci yılına girerken YGA; dünyanın en fazla başvuru alan liderlik okulu konumunda. Yüz binlerce gencin hayatına dokunuyor; Türkiye’ye inovasyon ve teknoloji ödülleri getiriyor; Turkcell, Ford, Vestel, gibi şirketlerle birlikte AR-GE yapıyor, dünyaya sosyal inovasyon ihraç ediyor.
Üniversite öğrencileri YGA’ya girmek için can atıyor. Ne yapıyorsunuz tam olarak gençlere?
Bir genç arkadaşımız var Colombia Üniversitesi'ni kazandı. Ama, 1 sene ara verip YGA’da çalışmaya geldi. Annesi babası çocuğu psikiyatriste götürdüler, ‘Oğlumuza ne oluyor’ diye… Halbuki YGA ve hayal ortakları sadece bu gençlerin kendi kanatlarını fark etmelerini ve açmaya cesaret etmelerini sağlıyor. En iyi üniversitelerden mezun olan çocuklar, bizim kuşak gibi kurumsal hayata girip, çok uluslu firmalarda yöneticilik yapma derdinde değiller. Onlar sosyal çarpanı yüksek, teknoloji temelli projeler üretebilecekleri yerlerde çalışmak istiyorlar. Birlikte çalıştıkları insanlar da haz ya da üstünlük arayışında değil, anlam arayışında olsun istiyorlar. Vicdanlı hayaller kurup, dünyaya faydalı işler yapmak istiyorlar.
Önce haz, üstünlük sonra ‘anlam’ arayışı
33 yaşında kurumsal hayatı bıraktınız. Burada motivasyonunuz neydi?
Aslında bu 33 yaşında birden gelen bir motivasyon değildi benim için. Ben çok idealist bir ailede büyüdüm. Annem öğretmen, babam hakim. Öğrencilik hayatımda Anadolu’yu gezdim. Üstüne bir de ODTÜ kültürü aldım. Sonra da yabancı bir şirkette, uluslararası bir pozisyonda çalıştım. Bence bu üç etken, birbirine karışarak bu kararı tetikledi. Ve tabii aileden gelen Yunus Emre aşkı... 20’den önceki dönemde insanda yüksek bir haz arayışı oluyor, 20’lerde, 30’larda bu yerini üstünlük arayışına bırakıyor. İyi bir araba, iyi bir sıfat, iyi bir şirket gibi… Ama bunları elde ettikten sonra büyük bir anlam arayışı başlıyor. Benim anlam arayışım da çalışırken başladı. Hatta o dönemde arkadaşlarla sosyal fayda için çalışmaya başlamıştık bile. Haftasonları dezavantajlı bir okulda çocuklarla eğitim veriyorduk.
Bilim setleri Google’la yayılıyor
YGA’nın sınırları Türkiye’yi aşacak mı, hedefleriniz nasıl?
Dünyaya sosyal inovasyon ihraç etmeye başladık. Hayalimiz İstanbul’u çift kanatlı gençlerin buluştuğu, çift kanatlı projelerin hayata geçirildiği bir merkez yapmak. Londra’da, İtalya'da ofis açtık. Aralarında Harvard’ın Münih Teknik’in bulunduğu 7 saygın üniversiteyle stratejik ortaklık yaptık. Harvard'dan, MIT'ten öğrenciler gelip, YGA'da sorumluluk alıyorlar. YGA mezunlarından Bekir Topaloğlu İngiltere’de Google'da çalışıyor. Geçen hafta Google yöneticileriyle, Londra’nın dışında bir dezavantajlı okulda Twin Bilim Setleri’yle seans yaptılar. Şimdi bunu bütün Google’a, dünyaya yaymak istiyorlar.
Ülke çapında bilim seferberliği
Bugüne kadar neler çıktı YGA’nın mutfağından?
Bugüne kadar YGA’nın içinden 5 şirket çıktı. Bu şirketler teknoloji temelli sosyal inovasyonlar geliştiriyor. Bunlardan biri Twin. Temel amacı bilimi sevdirmek. Ve bunu eğitimde fırsat eşitliği için yapıyor. En son teknolojiyi en dezavantajlı bölgeye götürüyoruz. Arçelik’in desteğiyle, üretimi de Türkiye’ye aldık. Bilim Seferberliği adı altında yürüttüğümüz bir kampanya var. YGA bağış topluyor ve çok uygun fiyatla, bu bilim setlerini devlet okullarına ulaştırıyoruz. Bir de görme engellilerin kapalı alanlarda navigasyonuyla ilgili çalışmaya başlamış POI şirketimiz var.
Zuckerberg’e verilen ödülü aldı
Bir de görme engelli bastonunuz WeWalk var değil mi?
WeWalk dünyanın en gelişmiş akıllı bastonu. Edison Altın Ödülü'nü Türkiye’ye getirdi. CNN Int. WeWalk’un belgeselini yapınca ürünü tüm dünya duydu ve 10’un üzerinde ülkeden talep aldık. Şimdi ekip ikinci versiyona çalışıyor. Mesafe algılayıcı, yüz tanıma gibi yenilikler planlanıyor. Ayrıca 2 ana girişim daha var. Biri sesli yürüyüş uygulaması Piri. Diğeri de Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi sistemi Hydrosolar. Bu projeyle de MIT’te zamanında Mark Zuckerberg’in, Google’ın kurucularının aldığı ödülü aldı.
Hüsnü Özyeğin Aziz Sancar...
Peki YGA'ya girmek kolay mı?
- Her yıl 50 binin üzerinde başvuru oluyor. 5 aşamalı mülakattan sonra programa 50 kişi katılıyor. Burada sanatçı, bilim ve iş insanlarından oluşan hayal ortaklarından bin saatin üzerinde ders alıyorlar. n Kim bu hayal ortakları?
- Aziz Sancar’dan Mehmet Öz’e, Ali Koç’tan Sani Şener’e, Mehmet Toner’den Doğan Cüceloğlu’na Ahmet Nazif Zorlu’dan Muzaffer Akpınar’a, Ümit Boyner’e, Hüsnü Özyeğin’e kadar çok değerli hayal ortaklarımız var.