Canikli: Mevduat kapmak için faiz yükseltmek yanlıştır

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, katıldığı canlı yayında Türkiye'nin yüksek faizlerle büyüme hedefine ulaşamayacağını bu nedenle faiz oranları konusunda harekete geçmekte yalnızca bankaların değil, bu konuda herkesin üstüne düşeni yapması gerektiğini vurguladı

1

Başbakan Yardımcısı Canikli, bankaların uyguladığı faiz oranlarına yönelik bir soru üzerine, yüksek faiz oranlarıyla istenilen büyüme rakamlarının tam olarak yakalanamayacağını bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

Üretimin önündeki en büyük engellerden birinin faiz olduğuna dikkati çeken Canikli, "Bu enflasyon için de geçerli. Burada sadece bankalar değil, kim yetkiliyse herkesin üstüne düşeni yapması gerekir. Bu noktada bankaların da önemli rolleri var. Sıkıntı şuradan kaynaklanıyor; Bankalar mevduat kapma yarışına giriyorlar, faizi yükseltiyorlar. Bunun hiç kimseye faydası yok. Bunu yaptığımız zaman mevduat ve kaynak miktarı artacak mı? Artmayacak, sadece yer değiştirecek. Dolayısıyla böyle bir yarış yanlıştır. Mevduatı kapmak için faiz oranlarının yükseltilmesi sonucunu doğuracak bir politikaya kesinlikle izin veremeyiz." dedi.

"Stokçuların elinde patlatıyoruz"

Et ithalatında gümrük vergisinin düşürülmesi nedeniyle üreticilerin yaşadığı kaygıya ilişkin bir soru üzerine de Canikli, gıda ürünlerinin fiyatlarındaki istikrarsızlık ve dalgalanmanın geçici olmasına karşın enflasyon üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturduğunu dile getirdi.

Canikli, bu baskının ortadan kaldırılması için hükümetin son aylarda yoğun bir çaba içinde olduğunun ve bir noktaya geldiğinin altını çizdi.

Tarıma çok ciddi destekler verdiklerini vurgulayan Canikli, bunun fiyat dalgalanmalarıyla bağlantısının bulunmadığını, desteklerin bütün tarım ürünleri için geçerli olduğunu söyledi.

Canikli, şöyle devam etti:

"Diyelim ki, bir ürünün üretim arzında bir miktar azalma ihtimali ortaya çıkınca, spekülatörler ve stokçular devreye giriyor, fiyatı çok yükseltiyorlar. Buradaki mücadele esas itibarıyla stokçulara ve spekülatörlere karşı sürdürülüyor. Ne yapıyoruz burada? Yüzde 10'luk ihtiyacımız var, onu hemen ilgili kurumlara vergisiz ithalat etme imkanı veriyoruz. Dolayısıyla bu adım piyasada fiyatı regüle etme imkanı sağlıyor ve stokçuların ellerinde patlamasına neden oluyor. Stokçuların elinde patlatıyoruz, patlatmaya devam edeceğiz."

"Not artırmışlar, eksiltmişler çok ilgilenmiyoruz"

Yüzde 5'lik büyüme beklentilerinin bütün makro göstergelere olumlu yansıdığına işaret eden Canikli, "Türkiye şu anda dışarıda çok talep edilen bir ülke. Türkiye'ye 2017 yılında doğrudan yatırımcı ve portföy yatırımcısı olarak 8 milyar dolar civarında hatta daha da fazla para girdi. Yabancılar, uluslararası sermaye, çok yoğun bir şekilde Türkiye'ye yatırım yapmaya devam ediyor. Kredibilitesinde hiçbir sıkıntı yok, her geçen gün de artıyor. İşin garibi ne biliyor musunuz? Derecelendirme kuruluşlarının şu anda Türkiye'ye verdikleri not 'yatırım yapılabilir' seviyesinin altında olmasına rağmen... Bunlar iktisat tarihinde, dünya siyaset tarihinde yaşanacak hadiseler değildir." diye konuştu.

Canikli, kredi derecelendirme kuruluşlarının bu notları değiştirip değiştirmeyeceği hususuyla ilgilenmediklerini ve bunu önemli görmediklerini dile getirdi. Başbakan Yardımcısı Canikli, şunları kaydetti:

"Derecelendirme kuruluşları, özellikle en sıkıntılı dönemimizde, her taraftan saldırılarla karşı karşıya kaldığımız bir dönemde rasyonel olmayan gerekçelerle ekonomimize sabotaj amacıyla notlarımızı düşürdüler. Biz bunun kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Onlar Türkiye ile ilgili not artırmışlar, eksiltmişler çok ilgilenmiyoruz. Hatta, böyle kalsın artırmasınlar, istemiyoruz. Onlara rağmen CDS'lerimiz (credit default swaps - kredi risk primi) şu anda 180'lere düşmüş durumda. CDS'lerimiz 15 Temmuz'dan önceki seviyelerin de altına, 2005'teki düşük seviyelere indi."

"Rusya ile hiçbir problem yok"

Canikli, uçak krizi sonrası Rusya ile ilişkilere yönelik bir soruya karşılık verirken de bu ülkeyle şu anda siyasi ve ekonomik olarak hiçbir problemin bulunmadığını ifade etti.

İki ülkenin de menfaatine çok güzel ilişkilerin sürdüğünü belirten Canikli, "Hemen hemen uçak krizi öncesine döndüğümüzü söyleyebiliriz. Domatesle ilgili bir durum var ama diğer işlemler arasında onun payına baktığımızda çok önemli değil ama sembolik hale geldi. Dolayısıyla şu anda o hadiseden (uçak krizi) önceki konuma, hatta bazı alanlarda daha da ileriye geçmiş durumdayız." dedi.

Canikli, bir başka soru üzerine de lüks otomobillerin vergi oranlarının diğerlerine göre yüksek olduğunu, nispeten düşük gelir grubunda bulunan vatandaşların talep ettiği otomobillerde de bu yükün çok daha düşük seviyede bulunduğunu ifade ederek, "Bu anlamda bir adalet söz konusudur." diye konuştu.