Şenay BÜYÜKKÖŞDERE
Türkiye’nin start-up kavramıyla ilk tanıştığı yıllardı. 2008 yılında birkaç genç arkadaş bir araya gelip, moda markalarını internetten uygun fiyata satan Markafoni’yi kurdu. Kısa sürede Markafoni, Türk tüketicinin e-tcarete ısınmasını sağlayan önemli platformlardan biri haline geldi. Birkaç yıl içinde şirket Avustralya’dan Güney Kore’ye kadar yayıldı. Markafoni Türkiye’den çıkan ilk çıkan büyük start-up’lardan biri oldu. Tabii bu başarı yabancı fonların da gözünden kaçmadı. 2011’de Markafoni’nin yüzde 71’i 200 milyon dolara Güney Afrikalı Naspers’a satıldı. 2014’te ise kurucular o dönem için rekor sayılacak bir rakama, Türkiye’nin ilk ‘exit’lerinden birini yaptı.
ÇOCUĞUMUZ GİBİ BÜYÜTTÜK
Takip edenler bilir; Markafoni, yeni sahipleriyle yoluna uzun süre devam edemedi. Şirketin kapısına kilit vuruldu, marka da tarihe karıştı. Ancak Markafoni’nin kurucuları, 2 yıllık rekabet yasağının ardından yine perakende sektörüne hizmet veren bir start up’la sahalara döndü. Yeni şirket Akinon, bir e-ticaret platformu değil, bir teknik altyapı sağlayıcısı. Markafoni’de de yola birlikte çıktığı Ahmet Emre Sarı ve Çağrı Orçan birlikte Akinon’u kuran Tolga Tatari, “Markafoni’yi çocuğumuz gibi büyüttük. Kapanması bizi üzdü. Bu kez niyetimiz şirketi büyütüp, fonlayıp satmak değil; Türkiye’den dünya devi bir teknoloji firması çıkarmak” diyor.
Ortadan kayboldunuz. Sonra yeni bir şirketle çıktınız. Ne yapıyor Akinon?
2 sene rekabet yasağımız olduğu için tatil yaptık. Akinon bir teknik altyapı sağlayıcısı. Biz bu işi Markafoni zamanında bu yana yapmak istiyorduk. 2008’den bu yana bütün markaların e-ticaret ve dijital dönüşüm yolculuğuna şahitlik ettiğimiz için bu konuda bir ihtiyaç olduğunu keşfetmiştik.
O zamanlardan yeni işinizin bu olacağı belliydi yani…
Evet işlerin yanlış kurgulandığı, firmaların yanlış platformlarla çalıştığını görünce, ‘exit yaptığımız zaman mutlaka bununla alakalı bir iş yapmalıyız’ diye düşünmüştük. Yasağımızın dolmasına 6 ay kala, evde 6 kişi bu ürünü yazmaya başladık.
6 kişi de Markafoni’den mi?
Burada120 kişiyiz, yarısından çoğu Markafoni’den hatta daha da eskiden bu yana birlikte çalıştığımız insanlar. Bu yıl içinde daha 47 kişi alacağız. Ağırlığı da yazılım mühendisi olacak.
"Yazılım konularında milliyetin bir önemli yok. Eğer işi çözecek bir yazılımınız varsa bir anda bütün dünya müşteriniz oluyor."
FİRMALAR 2.3 YILDA BİR ALTYAPI YENİLİYOR
Markalar e-ticaret işine gireli çok oldu. Hâlâ oturmadı mı o cephede işler, neden sizden hizmet alıyorlar?
Mağazası bulunan markalar, omni-chanel dediğimiz çok kanallı işlere girmeye başladıklarında ciddi sorunlar yaşıyor. Bir araştırma yaptık; Türkiye’deki markalar ortalama 2.3 yılda bir altyapılarını değiştiriyorlar. Çünkü sırf bu iş için tasarlanmış ürünler mevcut değil. Biz de tam bu boşluğu dolduralım dedik.
Markafoni Türkiye’nin ilk büyük exitlerinden biriydi. Peki Akinon’da da exit hedefiniz var mı?
Kapımızı çalan fonlar var. Ancak biz artık kesinlikle satış odaklı bakmıyoruz. Kendimizi bu konuda disipline ettik. E-ticaret işi yaparken sürekli değerleme yapma merakın oluyor, sürekli gelecekteki ‘exit’e hazırlık yapıyorsunuz. Bizim bu sefer niyetimiz şirketi büyütüp, fonlayıp satmak değil, Türkiye’den dünya devi bir teknoloji firması çıkarmak. Belki o zaman biz başka yapıları satın alırız.
"Cirodan komisyon alarak çalışıyoruz. Kendimize güveniyoruz Türkiye’de cirosunu artıramayacağımız marka yok..."
CİROSUNU 10’A KATLADIĞIMIZ MARKALAR VAR
Teknolojik altyapının ciroya yansıması oluyor mu?
Şu anda 56 markamız var. Geçen yıl bu markaların online cirolarda ortalama yüzde 80 artış sağladık. Cirosunu 10’a katladıklarımız da var.
Bir yazılımla ciroyu 10’a katlamak nasıl mümkün oluyor?
Günümüzde hız kritik öneme sahip. Bizim platformumuz çok hızlı, dünya devleriyle kıyasladığınızda bile çok çok daha hızlı performans gösteriyoruz. Bir müşteri zaten bir site içinde 4-5 dakika geçiriyor. O sürede ne kadar fazla içerik sunabilirseniz o kadar satışı artırma imkanınız artıyor. Biz müşterinin sayflar arasında gezerken yaşadığı beklemeyi azaltıyoruz. Müşteriler bize geldiğinde sadece hızdan yüzde 15-20 ciro artışı yapıyor. Ayrıca bizim çok ciddi bir e-ticaret deneyimimiz var. Ve müşterilerimize bu anlamda da danışmanlık veriyoruz.
ÖNCE KAFAYI RESETLEDİK SONRA İŞE BAŞLADIK
Peki Markafoni’nin kapanması üzdü mü sizi?
Üzdü tabii. Biz o markayı uzun süre çocuğumuz gibi büyüttük. Ama artık o konuyu arkamızda bıraktık. Markafoni çok insana nasip olmayacak bir deneyimdi. Birden çok büyüyen bir şirket ve büyük bir başarı hikayesi doğdu. Ama exit yaptıktan sonra da bir şekilde ayrılmak zorundasınız şirketten. Biz 3 ortak bu işe her şeyi geçmişte bırakarak, sıfırdan başlama kararı aldık. Bütün yapıyı, bütün bakış açımızı her şeyi resetledik. Dedik ki, ilk defa bu işi yapıyormuşçasına başlayalım, geçmişteki başarı bizim başımızı döndürmesin.
KASLANDIKTAN SONRA AVRUPA...
Nasıl bir aşama kaydettiniz 3 yılda, yurtdışı planı var mı?
Yıl sonu itibarıyla platformumuz üzerinden geçen ciro 1.7 milyar TL olacak. Yunanistan ofisimizi açtık. Dubai’de ve Londra’da irtibat ofisleri açtık. Önce Doğu Avrupa’ya, sonra MENA bölgesine, biraz arap dünyasına ve Afrika’ya açılmak istiyoruz. Amerika ve Avrupa’da devlerle çarpışıyor olacağız. O yüzden önce burada biraz daha kaslanmamız gerekiyor.
SİNİRLERİNİZİN ÇEVİK GİBİ OLMASI GEREK
Girişimci adaylarına verebileceğiniz tavsiyeler var mı?
Bizim bildiğimiz tek bir şey var, o da çok çalışmak. Türkiye gibi bir ortamda hiçbir şeyden yılmıyor olmak lazım. Eğer o iş modeli bir şekilde başarıya ulaşacaksa, sağını, solunu eğip büküp, yolda düzeltip, hedefe ulaşılıyor. Baştan hedefi iyi belirlemiş, nereye koştuğunu bilen ne olursa olsun durmadan koşmaya devam eden firmalar başarılı oluyor. ‘İş modelim yanlışmış, tutmuyor’ deyip vazgeçmek en kolayı. İş modeliyle oynanabilir. Yolda bunu 50 kere daha yapacaksınız zaten. Mümkün olduğu kadar esnek olmak gerek ve tabii sinirleriniz çevk gibi olacak.