Balıkçılar elleriyle yakalayıp çuvallara dolduruyor: Boğaz'da gençlik iksiri

İstanbul Boğazı ve Karadeniz'i mesken tutun deniz salyangozları balıkçılar için önemli bir gelir kapısı oldu. Türkiye, Uzakdoğu'da afrodizyak, kanser hastalığının çaresi ve gençlik iksiri olarak bilinen deniz salyangozunun 20 milyon dolarlık ihracat pastasından pay alabilmek için çalışıyor.

Uzak Doğu'da gıda olarak tüketilen deniz salyangozları, İstanbul Boğazı ve Karadeniz'i mesken tuttu. Afrodizyak, kanser hastalığının çaresi ve gençlik iksiri olarak bilinen deniz salyangozu, Boğaz'daki balıkçılar için önemli bir gelir kapısı oldu.

Hürriyet'in haberien göre, deniz salyangozları, doğal düşmanları da olmadığı için İstanbul Boğazı ve Karadeniz'i mesken tuttu. Uzakdoğu'da gıda olarak tüketiliyor kabuğu, kozmetik başta olmak üzere sanayide hammadde olarak kullanılıyor. Ekonomik değerleri çok yüksek, toplamak da serbest olunca her gün onlarca tekne deniz salyangozu avı için İstanbul Boğazı'na açılıyor.

Uzakdoğu'da afrodizyak, kanser hastalığının çaresi ve gençlik iksiri olarak anılan deniz salyangozları, kabuğu kozmetik başta olmak üzere bir çok sektöre hammadde oluyor. Türkiye'de ise pek tüketilmiyor ancak dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor.

Her gün onlarca tekne İstanbul Boğazı'nın serin sularında, deniz salyangozlarının yatak denilen konaklama yerlerinde 20 milyon dolarlık ihracat pastasından pay alabilmek için duruyor. Kompresöre bağlanmış birer hortumu ağızlarına takan balıkadamlar, elleriyle yakalayıp çuvallara dolduruyor. Raf ömrü derin dondurucuda 540 gün olan salyangozların alıcısı da hazır. Sahil Güvenlik ekipleri, teknelerdekilerin ne avladıklarını düzenli kontrol ediyor. Midye avlayanlara ceza kesiliyor, deniz salyangozu avcılığının ise cezası yok.

BALIKÇILAR ÇUVALLARA DOLDURUYOR

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Dr. Taner Yıldız, deniz salyangozlarının hikâyesini şöyle anlattı:

"Normalde İstanbul Boğazı'nın doğal türlerinden değiller. Buraya geldiklerinde onları tehdit edecek düşmanları yoktu ve hızla çoğaldılar. İstanbul Boğazı'nın zeminini ve akıntıyla gittikleri Karadeniz'in neredeyse tamamını kapladılar. Ekonomik değerleri çok yüksek. Balıkçılar suya girip çuvallara dolduruyorlar. Böyle avlanmanın popülasyon için bir zararı yok.

Buradaki tek sıkıntı dalgıçlar herhangi bir teknik cihaz kullanmıyor. Kompresöre bağlı, pipo adı verilen bir boruyla dalıyorlar. Vurgun yeme ihtimalleri var. Bu milyon dolarlık bir ekonomi. 1980'li yıllardan itibaren Japon Denizi'ndeki salyangoz sayısı iyice azalınca bir araştırmaya girmişler. Nerede bulunur diye ararken Marmara ve Karadeniz'i keşfetmişler. Alıcısı da Uzakdoğu'dan geliyor."