Bakan Zeybekci'den Moody's'e tepki

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin kararının, ülke ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğini belirtti.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin kararının, ülke ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğini belirtti. 

Zeybekci, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada, Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu "Baa3"ten "Ba1"e çekmesi ve not görünümünü "durağan" olarak belirlemesini değerlendirdi.

"Moodys’in almış olduğu not indirme kararı Türkiye ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmemektedir" ifadelerini kullanan Zeybekci, şunları kaydetti:

"Dünya ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda, yılın ilk yarısında Türk ekonomisi yüzde 3,9 büyümüştür. Aynı dönemde Türk ekonomisi hem cari açığını düşürmüş hem de birçok dünya ekonomisi bütçe açığı verirken bütçe fazlası vermiştir. Moody's’in iddiasının aksine özel sektörümüz ve kamu kesiminin dış finansman koşullarında herhangi bozulma yaşanmamaktadır. Siyasi istikrarı koruyacak ve piyasa dostu uygulamalarımızdan taviz vermeden iş yapma ortamını iyileştirecek reformlarımıza devam edeceğiz."

'DURMAK YOK REFORMLARA DEVAM'

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye kararına ilişkin, "Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok reformlara devam." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada, Moody's tarafından Türkiye'nin kredi notunun "Baa3"ten "Ba1"e çekilmesini ve not görünümünü "durağan" olarak belirlenmesini değerlendirdi.

"Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam." ifadelerini kullanan Şimşek, Türkiye'nin temellerinin sağlam ve şoklara karşı dirençli olduğunu vurguladı.

Şimşek, birçok iç ve dış şoka rağmen ekonominin küresel kriz sonrası dönemde yüzde 5,2 büyüdüğüne işaret etti.

Mehmet Şimşek, bu yıl Ar-Ge, işgücü piyasası, yatırım ortamını iyileştirilmesi, bireysel tasarruf artışı, Avrupa Birliği ile vize muafiyeti, darbeleri engellemek için ordu üzerinde demokratik kontrolü artırılması konularında bir dizi reform çalışması yapıldığını kaydetti.

'MOODY'S, REFORM NİTELİĞİNDEKİ DÜZENLEMELERE GÖZLERİNİ KAPATTI'

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, uluslararası kredi  derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'deki reform niteliğindeki  düzenlemelere gözlerini kapattığını belirtti.

Canikli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada,  Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu "Baa3"ten "Ba1"e çekmesini ve not görünümünü  "durağan" olarak belirlemesini değerlendirdi.

Kuruluşun, Türkiye'nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu  düşük büyüme performansı ve cari açık nedeniyle düşürdüğünü açıkladığına işaret  eden Canikli, bütün küresel ve bölgesel risk ve olumsuzluklara rağmen  Türkiye'nin, en yüksek büyüme hızını yakalayan 5 ekonomi arasında bulunduğunu  vurguladı.

Türkiye'nin büyüme oranının, küresel büyüme oranı ve OECD ülkelerinin  büyüme oranlarının çok üzerinde olduğunu ve bunun devam edeceğini belirten  Canikli, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin büyümesinde görülen yavaşlama iç ve dış talebin  daralmasından kaynaklanıyor. Yılın ilk 7 ayında bireysel kredilerdeki reel düşüş  iç talepteki daralmayı ağırlaştırmıştır. Bununla ilgili olarak bireysel  kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili tedbirleri Moody's görmemiş ya  da görmek istememiştir. Tasarruf oranını yükseltmek amacıyla hayata geçirilen 2  önemli reform olan 'otomatik bireysel emeklilik sistemi' ve Türkiye Varlık Fonu  görmezden gelinmiştir.

Dış talep, yani ihracattaki artış son aylarda ivme kazanmıştı. Bunda  Rusya ile problemlerin giderilmesi önemli bir faktör olmuştur. Dış talep  çerçevesinde, Irak ve diğer bölge ülkeleri ile AB ülkelerine olan ihracatımız  alınan tedbirlerle artış trendine girmişti. Moody's bunların hiçbirisini görmedi  ya da görmek istemedi.

İç talebin canlandırılması için inşaat ve ulaştırma sektörüne yönelik  özel teşvikler yürürlüğe konuldu ve olumlu sonuçlar alındı. Büyümenin yatırım  ayağındaki gelişmeler ise daha belirgindir. Yatırımların önündeki en büyük engel  olan faiz düşüşü hızlanmıştır. Yerli ve yabancı yatırımcılar için ekonomi  tarihimizin en büyük ve esnek teşvik sistemi yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin  önünü açacak büyük ölçekli ve yüksek teknoloji yatırımlara uzun vadeli ve ucuz  finansman sağlayacak mekanizmalar oluşturuldu. Moody's bütün bu reform  niteliğindeki düzenlemelere gözlerini kapattı."

Canikli, cari açıktaki düşüş trendinin bu yıl bir miktar hız kestiğini  ve cari açığın bu yıl hedefin üzerinde gerçekleşebileceğini belirtti.

Rusya ile yaşanan sıkıntı nedeniyle turizmde düşüş yaşanmasının cari  açığın hedefin üzerinde oluşmasına neden olduğuna kaydeden Canikli, şu  değerlendirmelerde bulundu:

"Eğer Moody's, Rusya ile kriz başladığında not indirimi yapmış olsaydı  bir anlamı olurdu. Krizin, ihracat ve turizm gelirlerini düşürme ve bunun da cari  dengeyi olumsuz etkilemesi ihtimali nedeniyle not indirimi olabilirdi. Rusya  krizi başladığında bu gerekçelerle bir not indirimi ekonomik gerekçelerle izah  edilebilirdi. Ancak bugün, tüm bu risklerin ortadan kalkmaya başladığı, eylül  ayından itibaren turizmdeki kayıpların telafi edilmeye ihracat artışının ivme  kazanmaya, özetle iç ve dış talebin önünün açılmaya, büyümeyi tahrik edecek  yatırımların hızlanmaya, faizlerin düşmeye başladığı bir dönemde not indirimi  rasyonel ve ekonomik değildir. Objektif ve bilimsel bir altyapısı  bulunmamaktadır. O zaman sorulması gereken soru şu: Moody's in not indirimi  ekonomik, rasyonel ve objektif bir gerekçeye dayanmıyorsa gerçek sebebi nedir?"