Bakan tarih verdi! Son gün 31 Ekim

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Başbakanlık himayesinde düzenlenen 7. İstanbul Finans Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye ekonomisinin büyümesine ilişkin, "İkinci yarı 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu ve global kırılganlıkların da devam ettiği bir süreç. Hükümet olarak yılın ikinci yarısında da ekonomik büyümenin yukarı yönlü olması noktasında hem tüketim hem de yatırım tarafında önemli düzenlemelere imza atıyoruz. 2016 yılı için büyüme hedefimiz yüzde 4,5 idi. Yıl içinde meydana gelen gelişmelere baktığımızda büyüme oranının bunun bir miktar altında kalacağını görüyoruz" dedi.

Varlık Fonuna ilişkin soru üzerine Ağbal, Türkiye'nin gerek büyüme gerekse kalkınma yolculuğunda tasarrufa ve kaynağa ihtiyacının olduğunu belirterek, "Türkiye varlık fonu uygulaması, Türkiye için gecikmiş ama birçok ülke için halen uygulanabilir bir sistem. Burada Türkiye'ye varlık fonu uygulamasını kazandırdık. Yasanın hazırlanması sırasında diğer ülkelerdeki uygulamalar tek tek gözden geçirildi. Türkiye varlık fonunun başarısı uluslararası iyi uygulanan örnekleriyle uyumlu olmasına bağlıydı. Bu nedenle fonun yapısını, yönetim yapısını, gelir ve faaliyet kaynaklarını belirlerken tamamen uluslararası örneklerine uygun bir çerçeve belirledik." diye konuştu.

Dünyada varlık fonlarının farklı amaçlarla kurulduğunu ifade eden Ağbal, şunları anlattı:

"Bir kısım varlık fonu kalkınma amacıyla kullanılıyor. İkinci önemli neden ise para ve sermaye piyasalarındaki finansal istikrara destek olmak. Türkiye'de kurmuş olduğumuz varlık fonunun ikinci önceliği de bu olacak. Üçüncü olarak da yine uluslararası örneklere baktığımızda varlık fonları ülkelerin sahip oldukları varlıkları en rasyonel şekilde, verimli şekilde kullanmaya dayalı. Türkiye'de kurmuş olduğumuz varlık fonu uluslararası örnekleri dikkate alarak bütün bu uygulamaları yapabilecek şekilde yapılandırıldı. Tamamen özel sektör kurallarına tabii olarak çalışacak. Profesyonel bir yönetim kurulu olacak. SPK tarafından belirlenen yönetişim kurallarına uygun yönetilecek. Gerek uluslararası denetim standartlarına uygun bir denetime tabii tutulacak gerekse kamu, meclis denetimine tabii olacak.

Biz gerek özelleştirme portföyüne almak suretiyle kamu varlıklarını ve şirketlerini özelleştiriyoruz. Varlık fonu da özelleştirme programı kapsamındaki bir kısım varlık ve şirketlerin getiri getirecek şekilde fon bünyesinde değerlendirilmesini sağlayacak. İkinci olarak özelleştirmeden elde ettiğimiz gelirlerden kamu maliyesini dengelerini gözeterek, elde ettiğimiz gelir fazlasını burada değerlendireceğiz. Üçüncü olarak fon gerek yurt içi gerek yurt dışından borçlanabilecek özellikle daha fazla belkide projeye dayalı olarak menkul kıymet ihraç edebilecek. Varlık fonu Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu büyük yatırım projelerinin uluslararası piyasalardan rasyonel koşullarda finansmanını temin edecek. Kaynaklarını profesyonelce kullanacak. Uluslararası standartların gerektirdiği yönetim ve denetim prensiplerine tabii olacak. Hükümet olarak ortaya koyduğumuz mali disiplinle ilgili yaklaşım var. Varlık fonu mali disiplinle ilgli ortaya koyduğumuz ana çerçevenin içerisine konularak yürütülecek."

"Varlık fonu tamamen varlık, gelir yönetim şirketi"

Varlık fonu ve Diyarbakır'da Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı teşvik paketinin bütçeyi zorlayıp zorlamayacağına yönelik soru üzerine Ağbal, varlık fonunun kamu maliyesi raporlama sistemi içerisinde uluslararası standartlar çerçevesinde yer edineceğini belirterek, "Biz varlık fonunu kurduk diye kamu hesaplarının dışında bir hesap olmayacak. Bütün gelir, gider, varlıklar, Türkiye bugün IMF ile uyumlu şekilde raporlama yapıyor, bütün yükümlülükleri bizler tarafından raporlanacak. Kamu kesimi genel dengesi raporlanırken buradaki rakamlar gelir, gider dengeleri açıklanacak. Hükümet olarak gerek orta vadeli ekonomik program gerekse orta vadeli mali program hazırlıklarında varlık fonunun kamu kesimi genel dengesi içerisindeki yerine ilişkin belirlemeler yapacağız. Bu belirlemeler, mali disiplinle uyumlu olacak. Burada asıl olan kaynak ve gelir üretmek yoksa var olan gelirleri bir yerden bir yere almanın hiçbir şekilde sağlıklı kamu maliyesi politikası olmadığını söyleyen ve 14 yıldır uygulayan hükümetiz. Herhangi bir şekilde mali disiplin politikamızın varlık fonu uygulamasıyla farklı noktaya gitmesi mümkün değil." şeklinde konuştu.

Ağbal, Türkiye'nin harekete geçirilebilecek varlıklarını, bu sistem üzerinden harekete geçirilebileceğini anlatarak, "bazı kamu hizmetleri varlık fonu üzerinden mi yönetilecek?" gibi zaman zaman yanlış anlamaların olduğunu, hiçbir zaman varlık fonunun kamu hizmetlerinin yürütüldüğü bir alan olmayacağını, tamamen varlık, gelir yönetim şirketi olduğunu söyledi.

Herhangi bir şekilde bütçeden finanse edilen, bütçenin içerisinde olan kamu hizmetlerini varlık fonuna taşımak suretiyle bütçe dengesinde iyileştirme yapma şeklinde bir uygulamanın söz konusu olmadığını ifade eden Ağbal, mali disiplinle uyumlu varlık fonunun hayata geçirileceğini dile getirdi.

Başbakan Yıldırım'ın, Diyarbakır'da çok önemli bir ekonomik kalkınma hamlesinin açıklamasını yaptığını anlatan Ağbal, "Bütün bu yapmış olduğumuz açıklamaların her birisinin ilgili bütçelerinde karşılıkları var. Dolayısıyla orta vadeli program çalışmaları dahilinde Diyarbakır’da açıklanan programın bütçeye olan etkilerini de hesaplarımız dahilinde ortaya koyacağız. Ama ben Maliye Bakanı olarak, rakamları çalışan birisi olarak söylüyorum; bütçemizin üzerindeki etkisi yönetilebilir bir etkidir. Bizim burada herhangi bir şekilde bütçe dengelerimizi önemli ölçüde bozacak bir görünüm yok. Ekim ayının başında orta vadeli programı açıklayacağız. İnşallah mali disipline uygun bir OVP dökümanını herkesle paylaşacağız." şeklinde konuştu.

"Türkiye'nin ekonomi temelleri sağlam"

Büyümeye yönelik soru üzerine Bakan Ağbal, 2016 yılında ilk çeyrekte yüzde 4,8 büyümenin yakalandığını anımsatarak, "İkinci çeyrekte öncü göstergeler bunun bir miktar daha ılımlı hale geldiğini gösteriyor. İkinci yarı 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu ve global kırılganlıkların da devam ettiği bir süreç. Hükümet olarak yılın ikinci yarısında da ekonomik büyümenin yukarı yönlü olması noktasında hem tüketim hem de yatırım tarafında önemli düzenlemelere imza atıyoruz. 2016 yılı için büyüme hedefimiz yüzde 4,5 idi. Yıl içinde meydana gelen gelişmelere baktığımızda büyüme oranının bunun bir miktar altında kalacağını görüyoruz. Türkiye bütün bu global olumsuzluklara rağmen içeride meydana gelen jeopolitik olumsuz gerçekleşmelere rağmen güçlü bir büyüme momentumunu devam ettiriyor." diye konuştu.

Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişiminden 4 gün sonra Meclis'in normal gündemiyle çalışmaya başladığını ve Türkiye’de ekonomiyi yapısal olarak dönüştürecek önemli yasal düzenlemelerin bir bir Meclis'ten geçtiğini belirterek, "Düşünün ki bir ülkede bir darbe olmuş ama hükümet ve parlamento süratle normal gündemine dönmüş. 2016 yılına ilişkin Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyecek herhangi bir genel görünüm yok. Türkiye'nin ekonomik temelleri sağlam. Güçlü bir bankacılık sistemi ve güçlü bir kamu mali maliyesi sistemi var. Ekonomide çarklar dönüyor. Yatırım ve üretim tarafı işliyor. Ama büyümenin sadece tüketim değil yatırım ve ihracat tarafını da güçlendirmemiz lazım. İnşallah Meclis açılır açılmaz yatırım ve ihracat tarafında önemli vergisel teşvik düzenlemelerini hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin orta ve uzun vadede büyüme trendlerini devam ettirecek reform gündeminin hükümetin öncelikleri arasında bulunduğunu aktaran Ağbal, "Bunları da tek tek hayata geçireceğiz. Bu konuda muhalefet partilerine de teşekkür ediyorum. Gerçekten müthiş bir uzlaşı var. Hep beraber Meclis'ten bu yasaları hızlı bir şekilde geçiriyoruz." dedi.

"Merkez Bankası işini bilir"

Vergi borcu yapılandırmalarına ilişkin bir soru üzerine Ağbal, şunları kaydetti:

"31 Ekim'e kadar başvuruları alacağız. Vergi borcu olanlara diyoruz ki 'Ekim sonuna kadar da beklemeyin. En kısa sürede vergi dairesine gelin. Peşin ödeme çok avantajlı. Peşin ödeme halinde ana paranın dışında ödeyeceğiniz faiz miktarı neredeyse yok mertebesinde. Vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum; vergi dairelerine gittiklerinde memura 'Ben borcumu peşin ödemek istiyorum.' desinler. Bir de 'Taksitle ödersem kaç lira olur?' diye sorsunlar ve yan yana koysunlar. Görecekler ki peşin ödeme halinde çok cazip ödeme koşulları var."

Ağbal, Merkez Bankası'nın faiz indirim beklentisine dair bir soruyu ise “Merkez Bankası, bir süredir para politikasında sadeleşme adımlarını atıyor. Bu adımları atarken de dikkati davranıyor. Türkiye ekonomisinin orta ve uzun vadede birtakım ihtiyaçları var ama kısa vadede de ekonomi politikasında iihtiyatlı rasyonel bir duruş sergilemesi lazım. Merkez Bankası işini biliyor. Bu çerçevede bize düşen esas görev kamu maliyesinde sıkı duruşa ve yapısal reformlara devam etmek." şeklinde yanıtladı.