İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birlikleri'nin (İTKİB) ev sahipliğinde düzenlenen Hazır Giyim, Tekstil, Deri ve Halı Sektörleri Çalıştayı'nda konuşan Pekcan, sektörün ihtiyaçlarını taleplerini,önerilerini dinleyerek beraber değerlendirmelerde bulunacaklarını ve yol haritası oluşturacaklarını söyledi.
Sektörün istihdam rakamını açıklayan Pekcan, "Hazırgiyim ve tekstil sektöründe istihdam 1 milyon kişiyi aştı. Bunu ilk defa sağlıyoruz. Tam rakam olarak 1 milyon 67 bin 23 kişi olmuş. El birliğiyle çalışarak bunu katlayacağımıza inanıyorum, tabi ki sektörün yan sanayisi var, lojistiği var, perakendecisi var bunu zaten ikiye katlar bunlar ile beraber düşündüğümüzde." açıklamasında bulundu.
Pekcan, bunu ileriki yıllarda her seviyeden çalışan ile artırarak, katlayarak, yatırımla, üretimle, ihracatla istihdamı artırarak devam edeceklerinin altını çizdi.
Tekstil sektörünün Türkiye ihracatının lokomotif sektöründen birisi olduğunu dile getiren Pekcan, şunları kaydetti:
"Hatta bazı illerimizde sanayi üretimlerinde tekstil sektörü lider sektörlerimiz konumunda. Aynı zamanda katma değer üreten yenilikçi bir sektör. Dolayısıyla Türkiye ekonomisine bütün dünyadaki korumacılık önlemlerine rağmen sektörümüz kendi iç dinamikleri ile yenilikçi markaya tasarıma verdiği önemle pazarda tutunabilme ve pazarını artırabilme başarısını gösterebilmiş bir sektör. Bizim ülke olarak en büyük avantajımız yetişmiş insan gücümüz, rekabet avantajımız, coğrafi konumumuzdan dolayı ve ayrıca hızlı esnek, üretim ve tedarik etme kabiliyetimizden dolayı içinde bulunduğumuz pazar koşullarını sektörümüzün dinamizmi ile çevreye ve insana duyarlı üretim anlayışımız ile pazardaki gücümüzü arttırarak devam edeceğiz.
Artık amacımız daha ucuza satmak değil daha kaliteli ve nitelikli satış yapmak artık Türkiye algısını sektörümüz sayesinde kaliteli ürün seviyesine taşımış bulunuyoruz. Bu tüm sektörlerimiz için geçerli tekstil hazır giyimde özellikle geçerli. Hatta müteahhitlerimize gittiğimiz ülkelerde özellikle Afrika'da diğer ülkelerin yaptığı çalışmalarla bizim müteahhitlerin yaptığı çalışmaları karşılaştırdıkları zaman bütün sektörlerimizde olduğu gibi kaliteli ürün, erken teslimat ve rekabetçi fiyat. Türkiye'nin ihracatçı logosuda bu zaten bundan böyle daha çok teknoloji içeren daha yenilikçi ürünler ve katma değeri yüksek ürünler ve ihracatımızı tabana yaymak üzere el birliğiyle bütün iş dünyası ile beraber çalışmalar yürütüyoruz."
- "KÜRESEL EKONOMİDE YAŞANAN SIKINTILARA RAĞMEN TÜRKİYE DİNAMİZMİNİ SÜRDÜRÜYOR"
Dünyada küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar korumacı tedbirlere rağmen Türkiye'nin dinamizmini sürdürdüğünün altını çizen Pekcan, "Bulunduğumuz pazarlarda daha güçlenerek devam ediyoruz ve buna devam edeceğiz. Kaliteli yenilikçi üretim anlayışımızla, katma değerli üretim anlayışımızla ve rekabetçiliğimiz ve hızlı teslimatımızla bundan sonrada her türlü tedbiri müşterek alarak devam edeceğiz." dedi.
2019 yılında ihracatı 180 milyar doların üzerinde gerçekleştirdiklerini ve dünya sıralamasında ihracat artışında Türkiye'nin 7. sırada olduğunu belirten Pekcan, değer artışında 12 aylık verilere göre Türkiye'nin 6. sırada olduğunun altını çizdi.
Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada halı ihracatında bu sene yüzde 14'lük pay ile 2. sıradayız. Bu da çok önemli özellikle el halılarının ihracatında oldukça başarılıyız. Bu trendi de makine ve el halılarının üretimine, yaygınlaştırılmasına ve ihracat desteklerine önem vererek bundan sonrada arttırarak devam etmeyi hedefliyoruz. Bu konuda eğitim alanında ciddi çalışmaları var ihracatçı birliklerimizin. Bakanlık olarak destek vermeyi devam edeceğiz. El halılarına baktığımız zaman yüzde 30'la Japonya yüzde 27 ile Amerikan pazarına satış yaptığımızı görüyoruz. Tabi bu sektörlerin bu gücünü potansiyelini çok daha yüksek düzeylere gelebileceğinin farkındayız. Tekstil, hazır giyim, deri, halı sektöründe 516 firmamız bakanlığımızın tasarım ve pazara giriş desteklerinde ürün geliştirme projelerinden yararlanmakta. Bunların dışında 55 firmamız da Turquality desteklerimizden yararlanmakta.
Artık dünya çoklu anlaşmalardan ikili anlaşmalara yöneliyor. Yani bu korumacılık önlemleri insanları ve ülkeleri ikili anlaşmalara yöneltti. Dolayısıyla serbest ticaret anlaşmaları çok önem arz etmeye başladı. Biz de bakanlık olarak serbest ticaret anlaşmaları ve görüşmelerine önem veriyoruz ama sektörümüzün hassasiyetini bildiğimiz için sektörümüzün ülke ekonomisine, istihdamına, üretimine, ihracatına katkılarının farkında olarak bütün görüşmelerimizi bu doğrultuda çok hassas çalışmalar yapıyoruz. Türkiye ekonomisi iyi bir trende girdi. Faizlerde kademeli olarak bir iniş söz konusu. Bu da Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sağlıyor. Hem Merkez Bankası hem Türk Eximbank faizleri kademeli olarak aşağı çekiyor. İnşallah bundan sonrada çekmeye devam edeceğiz ve Türkiye dünyanın yatırım merkezi olma yolunda çalışmalarına devam edecek."
(AA)