Bakan Dönmez, "Pazarlara giden en kısa, en ekonomik yol Türkiye'dir. Nisan ayında İsrail'e gideceğiz." dedi.
Bakan Dönmez'in açıklamalarından öne çıkanlar:
"İSTANBUL VE ÇEVRE İLLERDE YAKLAŞIK 4600 PERSONEL TEYAKKUZDA"
"İstanbul ve çevre illerde yoğun kar yağışında elektrik arzında sıkıntı olmasın diye yaklaşık 4 bin 621 personel teyakkuzda. Tüm tedbirleri aldık ve olası arızalar gündeme geldiğinde anında müdahale etmek üzere personeller hazır."
"Elektrik dağıtım şirketlerine değişen iklim şartlarına karşı şebekelerin daha da güçlendirilmesiyle alakalı konuları da gündeme taşıyoruz. Yenilenmesi, güçlendirilmesi, takviye edilmesi çalışmaları devam ediyor. Bir kesinti olmaması için gerekli bütün tedbirleri aldık ve alıyoruz."
"DOĞU AKDENİZ GAZININ PAZARLARA GİDEBİLECEĞİ EN KISA, EKONOMİK VE HIZLI YOL TÜRKİYE'DEN GEÇİYOR"
"Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Nisan ayında da gideceğimizi öngörüyoruz. Yaklaşık 5 yıl önce teknik düzeyde Doğu Akdeniz'de keşfedilen gazların Türkiye'ye, bir kısmının da Türkiye'den Avrupa'ya nakliyle ilgili teknik düzeyde bazı temaslarımız olmuştu.
Avrupa da enerjide dışa bağımlı. Onların yeni kaynak, rota ve keşiflere ihtiyacı var. Doğu Akdeniz'de sadece İsrail de keşif yapmadı. Mısır'da da bir keşif oldu. Doğu Akdeniz, hidrokarbonlar açısından potansiyeli yüksek bir bölge olarak dikkat çekiyor.
Gazı bulduktan sonra eğer pazarlara ulaştıramıyorsanız ekonomik olarak ne size ne de müşterilerinize bir faydası yok demektir. Onun için de pazarlara gidebilecek en kısa, ekonomik ve hızlı yol Türkiye'den geçiyor. Şu anda en ekonomik güzergah Türkiye gözüküyor."
"Sayın Cumhurbaşkanımız da sık sık ifade ediyor, 'Kazan kazan modeliyle, her iki tarafın da kazanacağı bir uygun model üzerinden mutabakat sağlanırsa bu gazın en seri bir şekilde, en ekonomik bir şekilde Türkiye'ye bir kısmının da yurt dışına gönderilmesiyle ilgili adımları atabiliriz' dedi. Temaslarımızla bu olabilir mi, bütçesi, takvimi nedir bunları ana hatlarıyla görüşmüş olacağız"
"Bizim topraklarımızda zaten mevcut hatlarımız ulusal iletim sistemimiz var, bir kısmı oradan rahatlıkla transfer edilebilir. Ama ileride daha yüksek seviyelerde bir miktarın taşınması gündeme gelirse belki ilave boru hatları da yapmak gerekebilir. Ama ilk etapta oradan gelebilecek bir gazın rahatlıkla hem ülke içerisinde hem de yurt dışına taşıyabiliriz.
"UKRAYNA KRİZİ ENERJİ ANLAMINDA BİZİ ŞU ANDA ETKİLEMEZ"
"Şu anda Avrupa'nın Rus gazına bağımlılığı yaklaşık yüzde 40, bu da 150-160 milyar metreküp yıllık gaz demektir. Kısa vadede tabi bunu ikame etmeleri zor. Avrupa Rusya'ya olan bağımlılığı azaltmak istiyor, yeni kaynaklara ihtiyacının olduğu söyledi."
"Türkiye de doğal gaz ithalatının yüzde 40'ını, petrol ithalatının yüzde 25'ini Rusya'dan gerçekleştiriyor. Son yaşanan Ukrayna krizi enerji anlamında şu an için bizi etkilemez gibi görünüyor. Cumhurbaşkanımız da açıkladı biz yaptırımların tarafı olmak istemiyoruz. Her iki ülkeyle de geçmişten bugüne gelin iyi ticari, siyasi ilişkilerimiz var. Dolayısıyla, konuyu diplomasi aracıyla çözmenin bir tarafı olduğumuzu ifade etmiştik.
"Gazprom ile da BOTAŞ sık sık görüşüyor. Şu andaki sevkiyat planına uyduklarını görüyoruz.
Yaptığımız sık sık da diyaloglarımız var. Herhangi bir sorun öngörmüyoruz. Rusya kaynaklı enerji azında Türkiye'nin tedariki bakımından bir problemin olmadığını doğal gaz açısından rahatlıkla söyleyebiliriz"
"AKKUYU'NUN KAZANCININ YÜZDE 20'Sİ BİZE KALACAK"
"Akkuyu Nükleer Güç Santralinde yatırımla alakalı birtakım taahhütleri var. İnşallah 2023'te ilk üniteyi devreye alacağız, sonra her yıl birer yıl arayla diğer üniteleri de devreye alacağız.
Şu an itibariyle bize yansıyan bir gecikmek yok, sahada işler normal yürüyor."
"Kömürden çıkacaksanız belki ileride doğal gazdan da çıkacaksanız sıfır emisyonlu bir teknoloji olan nükleer güç santralleri Türkiye'nin gündeminde olmaya devam edecek. Sadece Türkiye'nin gündeminde değil. Nükleer güç santralleri bu fosil yakıtlı klasik santrallere göre çok daha çevreci bunun farkındayız. Bu gündemde olmaya devam edecek, nükleer güç santralleri inşası söz konusu olacak. Sinop ve Trakya'da düşünülen nükleer santrallerin de planlamaları eş zamanlı devam ediyor."
"Akkuyu'da kilovatsaati ortalama 12,30 cent. 15 yıllık alım garantisi var ama üretilen elektriğin sadece yüzde 50'sini biz alacağız, diğer yarısını da serbest piyasa koşullarında yatırımcı firma piyasaya satacak. Bu tesisler en az 60 yıllık ekonomik ve teknik ömrü olan tesisler. Kalan süre içerisinde de kazancın yüzde 20'sini biz alacağız. Konuyu sadece 15 yıllık dönemde baktığınızda tartışılabilir, ama 60 yıllık dönemde bu ekonomik olduğunu görüyoruz."
"Yenilenebilir tesisler açısından baktığınızda iklim şartlarına bağlı olarak üretim profilleri değişkenlik arz ediyor. Kurak bir sezon geçirdiğinizde barajlarınız istediğiniz kadar olsun istediğiniz üretimi yapamıyorsunuz. Rüzgâr her zaman aynı şiddette esmez. Güneş santralleri açısından da baktığımızda gündüzü, gecesi, yazı, kışı var. Şimdi böyle kesintili bir kaynakla 85 milyon nüfuslu bir ülkenin hem hane halklarını hem iş yerlerini hem de sanayi tesislerinin elektriğini kesintisiz vermeniz teorik olarak da mümkün değil."
"DOĞAL GAZ DESTEKLEMELERİ MARTIN İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN ÖDENECEK"
"Doğal gazda desteklemeler martın ikinci yarısından itibaren ödenmeye başlanacak.
Daha önce başlattığımız elektrik desteğinden yaklaşık 2 milyon hanemiz faydalanıyordu.
Benzeri bir talep doğal gazda da gelmişti ve düzenleme yapıldı. Yaklaşık 3-4 milyon haneye kadar çıkacak bir destekleme. 450 ila 1150 arasında değişiyor destekleme. Elektrikte destekten yararlanacak hane halkı sayısı da 2 milyondan 4 milyona çıktı."
"Yaklaşık 1 yıl önce bugünlerde petrolün varil fiyatı 40 dolar civarındaydı. Yılbaşında bu rakam 70-80 dolar civarındayken, Ukrayna kriziyle birlikte bir ara 130 dolara kadar çıktı, şu anda 110-112 dolar. Doğal gazda da benzer bir fiyat artışı yaşandı. Uluslararası piyasalarda 1000 metreküpü 120 dolarken 1000 dolarları aştı. Geçtiğimiz yıl 1500-2000 dolarları bile gördük. Yılbaşı'nda biraz bir gevşeme vardı 1000 doların altına inmişti, fakat Ukrayna kriziyle birlikte tekrar 1500-2000 dolarlar, hatta 2500 dolarları gördü. Bundan tüm dünya etkileniyor."
"4'ÜNCÜ SONDAJ GEMİSİ İKİ AY İÇİNDE TÜRKİYE'DE"
"Şu anda elimizde 4 derin deniz sondaj gemimiz var. Yeni gemiyi ilk defa biz kullanacağız bu yedinci nesil. En son teknoloji. Operasyonların daha hızlı, daha güvenli olması açısından bir fark meydana getirecek. Mavi Vatan diye isimlendirdiğimiz sularımızda çalışmaya hazır. Bugünden bir lokasyon belirlemedik. Bu Akdeniz olabilir, Karadeniz olabilir. Gemimiz bir gelsin gözden geçireceğiz planlarımız ihtiyaç neredeyse orada kullanmaya başlayacağız."
"Toplamda 540 milyar metreküplük bir keşfimiz var. Kuyularda üretime hazırlık çalışmaları yapılıyor. Hakikaten ciddi yoğun bir mesai içerisinde. Tüm amacımız 2023'te inşallah bunu sisteme vermek. Boruların siparişini vermiştik onlar Filyos'a gelmeye başladı. Türkiye'deki toplam kazık fore kazık sondaj makinelerinin 4'te 3'ü şu anda Filyos'ta. Hummalı bir çalışma var. Mart 2023'te Karadeniz gazını sisteme bağlayacağız."
"DOĞAL GAZDA SÜBVANSİYON YÜZDE 80"
"Bizim elektrik üretimimizin yarısı ithal kaynaklara bağlı. Burada artan fiyatlar elektrik üretim maliyetlerini artırdı. Geçtiğimiz yıl hükümetimiz vatandaşımıza bunun tamamını yansıtmadı. Yaklaşık 100 milyar liralık destek sağlamış olduk. Bunun 80 milyarı doğal gazda 20 milyarı da elektrikte. Bir de akaryakıtta 65 milyar liralık katkı sağlanmış oldu. Geçtiğimiz yıl hükümetimiz doğrudan ve dolayı olarak desteklerle yaklaşık 165 milyar liralık enerji sübvansiyonu sağladı.
Bir hane ortalama aylık 200 kilovatsaatte elektrik tükettiğinde yıllık faturası 3 bin 24 lira gelir. Eğer biz maliyetlerin hepsini faturaya yansıtmış olsaydık bu tüketim bedeli 5 bin 976 lira olacaktı. Hükümetimiz aldığı kararlarla bunun yaklaşık 3 bin liralık kısmını karşılıyor. Yarı yarıya bir destek var.
Hane başına doğal gazda destek ise şu anda yüzde 80. 1000 metreküpe Ankara'da yaşayan hanemiz yılda 2 bin 700 lira ödüyor. Bu faturanın 10 bin liralık bedelini kaynağında hükümetimiz karşılıyor. Hükümetimiz küresel artışlar vatandaşa yansıtmamak için elinde geleni yapıyor."
"FİYAT ARTIŞLARININ KEYFİ OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Kamuoyunda elektrik dağıtım şirketlerinin fiyatları belirlediğine dair bir algı var ama öyle bir durum söz konusu değil. Elektrik dağıtım şirketi nakliyecilik yapıyor. Onların aldığı bedel sadece bu dağıtımın hizmet bedeliyle ilgili. Bizim üzerinde tartıştığımız konu elektrik üretim maliyetlerinin artması. Burada da bir keyfilik söz konusu değil. Rekabete dayalı bir piyasadan bahsediyoruz. Arz talep dengesiyle oluşan bir fiyat var. Bunları hem EPDK hem de bakanlık olarak biz anlık olarak izliyoruz. Fiyat artışlarının keyfi olması söz konusu değil."
"DOĞAL GAZDA KADEMELİ SİSTEM YAZ AYINDA SONUÇLANIR"
" 1 Mart itibariyle esnaf tarifesi uygulaması başladı. Ticarethane tarifesinde de iki kademe oluşturduk. Günlük ortalama 30 kilovatsaat tüketim baz alındı birinci kademede. Bunu belirlerken biz esnafımızla, ticaret odalarıyla görüştük. Birinci kademeye girecek olan işletmelerin sayısı yüzde 80'e yakın. Birinci kademe yüzde 25 daha ucuza kullanmış olacak. Nisan ayından itibaren bu indirimi çok daha net görür hale geleceğiz."
"Vakıf ve derneklerimiz, cem evleri da dahil yeni tarifeden mart itibariyle yararlanacak. Orada da yaklaşık yüzde 50'lik bir indirim söz konusu oldu."
"Doğal gazın kademeli tarifesinde kanun çıktı. Şu anda arkadaşlar çalışıyor. Doğal gazda illerin ısınma ihtiyacına göre farklı kademe limitleri belirlenebilir. Bu yaz çalışmaların bitmesini, kışa girmeden ilan ederiz diye düşünüyoruz."
"SAROS FSRU BU YIL İÇİNDE BİTECEK"
"Silivri ve Tuz Gölü'nde iki yer altı doğal gaz depolama tesisimiz var. Silivri'dekinin kapasitesi 3,2 milyar metreküp. Genişleme çalışmalarından sonra 4,6 milyar metreküp kapasiteye ulaşacağız. Bu yıl içinde bitirmeyi hedefliyoruz. Tuz Gölü'nde de 1,2 milyar metreküp civarında bir depolama hacmimiz var. Burada da biz 5,4 milyar metreküpe çıkartacağız. Her iki depo da bittiği zaman yaklaşık 10 milyar metreküplük bir depolama hacmine ulaşmış olacağız."
"Türkiye'de halihazırda 2 FSRU (yüzer LNG terminali) var. Saros FSRU projesi de bu yıl içinde bitecek."
"ZEYTİNLERİN KESİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL"
"Maalesef biz açıklama yapmamamıza rağmen bir kesim bilerek ya da bilmeyerek konuyu çarptırarak kamuoyuna yansıtmaya çalışıyor. Biz zeytin düşmanı bir bakanlık değiliz. Hükümetimiz de son 20 yılda zeytin varlığını neredeyse 2 katına artırmış bir hükümet."
"Bu düzenleme tüm maden alanlarını kapsamıyor. Sadece elektrik üretim santrallerimizi kapsıyor. Burada maden sahasının üstüne zeytinlik alan denk gelirse tarım il ve ilçe müdürlükleri o sahada gelip inceleme yapacak. Taşınmasının dışında bir alternatif var mı yok mu diye. Tarım ve Orman Bakanlığının denetiminde ve gözetiminde olacak. Zaruret hali söz konusu ise taşınma yapılacak. Zeytin ağaçlarının kesilmesi kesinlikle yok."
"Bu yönetmelik mevcut madenler için geçerli. Yeni maden alanları için söz konusu değil. Ayrıca tam madencilik alanlarını içermiyor. Sadece elektrik üreten santraller için."
"Pilot uygulamalar da gösteriyor ki bu zeytin ağaçlarının taşınma işlemi gayet başarılı bir şekilde yapılıyor. Eğer ağaç tutmazsa onun yerine de 5 tane fidan dikilecek. Ayrıca maden sahasında kömür çıktıktan sonra orası rehabilite edilecek ve tekrar zeytin dikilecek. Taşınan zeytinler var, bir de yeni ekim yapılacak. Günün sonunda zeytin ağacı sayımız iki kat artacak. Bunun örnekleri de var."
"Türkiye Kömür İşletmelerimizin Soma'daki maden sahasında işlem bittikten sonra tekrar zeytin ekilmiş. O zeytin ağaçlarından da zeytinyağı elde edildi. Kömür faaliyeti bitmiş madencilik 13 bin dekar alana 2 milyon ağaç dikmişiz. Bunların bir kısmı zeytin, bir kısmı çam, bir kısmı da akasya olmak üzere. Ayrıca Elektrik Üretim AŞ'de daha önce Muğla'da işlettiği santraller için kullandığı kömür sahalarına zeytin ekti ve onların zeytinyağını çıkarttı."
"Vatandaşlarımız bu konuda kesinlikle endişelenmesinler. Şeffaf bir şekilde yapacağız. Hepsinin kayıtları alınacak. Nereye taşıdığımızı da göstereceğiz. Oradaki faaliyetler bittikten sonra biz oraya yeniden zeytin ağacı dikeceğiz."
HİDROJENLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
"Bir taraftan ülkenin arz güvenliğini sağlamaya çalışırken enerjide bir taraftan da çevreyi korumak gibi bir misyonumuz var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın koordinasyonunda iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edeceğiz, enerji alanında hangi adımları atmamız lazım bunlara da çalışıyoruz."
"Isınma ve kısmen elektrik tarafından kömür ve doğal gaz kullanıyoruz. Bunlar fosil yakıtlar. Hidrojen bunlara alternatif yakıtlardan birisi olmaya aday. Biz de Türkiye olarak Konya'da sektörle birlikte Hidrojen Araştırma Merkezi oluşturduk. Bu konuda çalışmalarımız var. Yakın zamanda Strateji Belgesini de kamuoyuyla paylaşacağız."