Ekonominin kur algısıyla ölçülmeye çalışıldığını aktaran Albayrak, kurun eski dönemlere kıyasla ekonomiyi daha az etkilediği bir sürecin yaşandığını söyledi.
Albayrak, kurun ekonomiyi daha az etkilemesi için ülkede bir ekonomik dönüşüm yaşandığını belirterek, kurdaki hareketliliğin 2 yıl önce de bu seviyelerde olduğuna dikkati çekti.
Kurun seviyesinin değil, rekabetçi olup olmamasının önem taşıdığına işaret eden Albayrak, “Kur indi çıktı. Son 1 hafta 15 gündür 6’lardan 7’lere çıktı. İner çıkar. Burada esas konu şu. Finansal güvenlik ve ekonomik altyapı noktasında Türkiye tüm bu dalgalanmaları kontrollü şekilde yönetiyor. Güçlü altyapıya sahip. Kur bugün çıkar, yarın iner.” dedi.
Türkiye'nin 2 sene öncesine göre kırılganlıklara karşı çok daha güçlü olduğunu vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:
Dünya da salgın nedeniyle öyle bir dönemde ki, dünya tarihinin en büyük ekonomik krizi yaşanıyor. Bu manada Türkiye, dünyadaki bütün ülkelere kıyasla en az etkilenen ülkelerden bir tanesi. Borsa performansıyla pozitif ayrışıyor. Birçok ülke düşmeler yaşamış Türkiye daha iyi noktada. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kur performansına bakalım. Yüzde 30'lar, 20'ler, 15'ler seviyesinde para birimlerin değer kaybetmiş. Türkiye yüzde 17, yüzde 19 seviyesinde etkilenmiş. Büyümede ikinci çeyrekler açıklanıyor, pek çok ülkede büyük daralmalar yaşanıyor. Türkiye, inşallah ikinci çeyrek performansıyla daralma yaşayan ülkeler içinde en az etkilenen ülkelerden birisi olacak. Bu ay büyüme açıklanacak. Mayıs ve haziran rakamları hızlı toparlanmayı ortaya koymuştu, ikinci çeyrek bu anlamda da pozitif olacak. Dünyada en hızlı normalleşen ve en hızlı toparlayan ülkelerden birisi olacağız.
Albayrak, ekonomiye yönelik "batıyor" söylemlerine de tepki göstererek, "Ekonomisi batan bir ülke bütün alanlarda bu kadar güçlü performans ortaya koyabilir mi? Bakan olduğumdan beri her gün 'battık' deniyor. 'Battık' lobisi gezi döneminde de vardı. Psikolojik olarak algı yaratmaya çalışıyorlar. Anadolu'dan geri dönüşler alıyorum, dönüşler bu şekilde değil." ifadelerini kullandı.
Ekonomiye yönelik eleştiriler yanında bir de kötü niyetli algı operasyonları bulunduğuna işaret eden Albayrak, şunları kaydetti:
Bunların etkileme güçleri her geçen gün azalıyor. Bu bir milli bağımsızlık mücadelesi. Ekonomik anlamda bir milli bağımsızlık modeli ortaya koyduk. İki senedir kıyamet bunun için kopuyor. Türkiye ekonomi modelini değiştirdi, artık eski modelden çıkıyor. Eski model yüksek faiz, düşük kur ve ithalata bağımlı ekonomi modeliydi ve bu artık sürdürülebilir değil. Benim derdim ekonominin kırılganlıkları noktasında daha güçlü rekabet edebilir olması, istihdamı ve üretimi önceliklemesi. Üretim ve ihracata dayalı dönüşümde, çok önemli paradigma değişikliği var. Bu değişiklik siyasi olarak da daha iddialı pozisyona taşıyacak. Ak Parti iktidarı siyasi bağımsızlık mücadelesi ve bunun bedeli olarak farklı ekonomik mücadeleler veriyor. Siz ne kadar ekonomik olarak bu bağımsızlığı ortaya koyarsanız, siyasi olarak da kendi kararlarınızı alırsınız.
Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri de değerlendiren Albayrak, "Birileri Doğu Akdeniz'i parsel parsel uluslararası şirketlere paylaştırırken biz ne yapacağız, oturacak mıyız? Sonra Akdeniz'de ayağımızı suya atamayacak noktaya geleceğiz. Egemenlik ve bağımsızlık noktasında böyle birşey olabilir mi?" diye konuştu.
Albayrak, kura ilişkin soru üzerine ise "Küresel sermaye hareketlerinden ve küresel iklimden kaynaklı süreçlerden Türkiye, her ülke kadar etkileniyor. Fazla değil ve eskisine göre çok daha az etkileniyor. Türkiye her geçen gün daha da güçleniyor ve güçlenecek. Türkiye her anlamda bağımsızlık mücadelesi veriyor. Olduğundan daha fazla değerli paranız olursa, ithalat cenneti olursunuz. Kimse üretmez, herşey dışardan gelir. Şimdi Türk lirası çok daha rekabetçi." ifadesini kullandı.
"YILI 2008 KRİZİNDEN DAHA İYİ KAPATACAĞIZ"
Türkiye'nin sıcak paraya ihtiyacı olmadığına işaret eden Albayrak, pandeminin Türkiye'yi hedeflerinden alıkoymadığını, sadece etkilediğini söyledi.
Ülkenin hızlı şekilde yola koyulacağını aktaran Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Pandemi olmasaydı, yüzde 5 büyüme, enflasyon ve cari denge hedefleri başta olmak üzere hedeflerimizin bir çoğunu çok rahat tutturacaktık. Şimdi bir kısmında sapma olacak. Bu sürecin dünyada çoğu ülkeyi bu konuda etkileyeceğini gösteriyor, pandemi ülkemizde de enflasyonu 1-2 puan etkileyebilir. Tahminlere baktığımızda yüzde 8-9, 11-12 arası bir enflasyon beklentisi oluştu piyasada. Bugün bütün bunlara, küresel etkilerine rağmen, 4 ay boyunca sıfır gelir, iş yerlerinin kapalı olmasına rağmen yılı da en kötü çeyreğimizi de 2008 krizinden daha iyi kapatacağız. Görüşler, bu yaşananların büyük buhrandan da çok daha büyük kriz olduğu yönünde.
Albayrak, reel yatırımlar açısından sermaye hareketlerinin henüz normalleşmediğini bildirerek, "Ancak Türkiye pozitif ayrışacağı için bu yatırımcıları daha fazla çekmeye talip olduğu güçlü bir döneme giriyor." dedi.
Büyümedeki öngörüsünün sorulması üzerine de Albayrak, "Türkiye ikinci çeyrekte dünyadan daha az etkilenecek, üçüncü çeyrek toparlanma, dördüncü çeyrekle birlikte birçok yabancı kuruluşun yüzde 5 küçülecek tahmininin aksine, iddia ediyorum, yine yanılacaklar. Biz pozitif ayrışacağız. Tahminler eksi 2 ile 1 arası tahmine doğru gidiyor. Dünya ortalamasından çok daha iyi. Yine orada da pozitif ayrışacağımız bir yıl." ifadesini kullandı.
Albayrak, haziran, temmuz ve ağustos aylarındaki bazı verilerin toparlanmanın başladığını gösterdiğine dikkati çekerken, "İhracat, PMI, güven endeksleri, sanayi endeksi, vergi gelirleri, kapasite kullanı toparlanmanın güçlü şekilde başladığını gösteriyor. Virüsün etkisi normalleşme sürecinde atılan her adım bize pozitif yansıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Para basılması taleplerine de tepki gösteren Albayrak, " 'Para basın' diyorlardı ki intihar, bu oyuna girmedik. Anlı şanlı insanlar para basalım diye twitler attılar. En büyük tuzak. Para bassaydık yüzde 25-30 enflasyonu konuşurduk. Faizler kaç olurdu o zaman." dedi.
"İHTİYAÇ OLURSA KÜÇÜK DOKUNUŞLAR YAPARIZ"
Albayrak, ağustos ayı itibariyle piyasanın hızlı şekilde normalleşmeye doğru gittiğini belirtierek, ihtiyaç olması halinde kendilerinin de küçük dokunuşlar gerçekleştirececeğini söyledi.
Kısa çalışma ödeneğinin de bu süreçte normalleşme desteğine dönüştüğünü aktaran Albayrak, bu dönemde hazırlanan istihdam paketinin ise Meclis'in yoğunluğundan yasalaşamadığını anımsattı.
Albayrak, ikinci dalga beklentilerine yönelik olarak da "Dünyada hiçbir ülkede ekonominin tamamen kapanma söylemi yok.Gelecek ne gösterir bilemeyiz. Her türlü senaryoya hazır olmamız lazım." dedi.
Türkiye'nin Gezi olaylarından beri bir mücadele verdiğine de dikkati çeken Albayrak, "Bu mücadelenin öncesi de var. O süreçten bugüne ülkenin başındaki lideri başta olmak üzere ülkeyi esir almaya yönelik operasyonlarla karşıya kaldık. Berat Albayrak çok farklı süreçlerde rol oynadı çok insanın ayağına bastı. Konu ülkenin menfaatiyse sonuna kadar hepsi bir tarafa mücadele vermek bizim boynumuzun borcu. Taşın altına elimizi değil, bedenimizi koyacağız. Bir mücadele veriyoruz ama bunun bir bedeli olacak. Dolayısıyla bağımsızlığın bir bedeli var. Bizim ecdadımız bu bedeli sayısız defa ödedi. Bu ülkenin menfaatinden başka yere Rabbim döndürmesin." değerlendirmesinde bulundu.