Ayakkabıda üreten kazandı, 'Tatlı Çin rüyası' havlu attırdı

Ayakkabı sektöründe konkordatoların ardı arkası kesilmezken, Desa 2019’u yüzde 104 kâr artışıyla kapadı. Burak Çelet’e göre işin sırrı üretimde: Olan tatlı Çin rüyasına kapılıp, fabrikasını kapatanlara oldu.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

2019 perakende için zor bir sene oldu. Ama perakende içinde öyle bir sektör var ki neredeyse her hafta tüketiciyi şoke eden yeni bir konkordatoyla gündeme geldi. Evet ayakkabı söktöründen söz ediyoruz. Hotiç’iten İnci’ye Beta’dan Kemal Tanca’ya kadar Türkiye’nin en ünlü ayakkabı markaları bir bir havlu attı. Peki bu zorlu süreçten yara almadan çıkmak mümkün değil miydi… Hisseleri borsaya kote olan deri firması Desa’nın 2019 bilançosu bu sorulara cevap niteliğindeydi. Yılı yüzde 100’ün üzerinde vergi öncesi kar artışıyla tamamlayan Desa’nın hikayesini ve sektörün durumunu Desa Yönetim Kurulu Üyesi Burak Çelet’le konuştuk...    

Neler oluyor ayakkabı sektöründe… 

Aslında sektörde gördüklerimiz ayakkabı sektörüne özel değil. Perakendede genel olarak bazı çarpıklıklar vardı. Dolarla kira ödeyip, TL’yle satış yapmak bunlardan biriydi. Sektörün hızlı büyüdüğü dönemde Türkiye’de neredeyse her yıl 35 AVM açıldı. Perakendeciler de her AVM’ye girmeye çalıştı. Talep yüksek olunca kiralamalar da yüksek bedellerle yapıldı. Piyasa iyiyken bunlar göze batmadı. Ama sonra işler değişti. 

Perakendede sıkıntılar oldu ama konkordatolar ayakkabıcılardan geldi… 

Evet çünkü hepsi iş modelini değiştirdi. Bu firmalar kendi fabrikası ve üretimi olan, yurtdışına ihracat ya da üretim yapan firmalardı. Ama zaman içerisinde tamamı fabrikalarını kapattı, ‘ben Çin’den daha ucuza alırım’ dediler. Ar-Ge’ye yatırım yapmak yerine satın almaya yatırım yaptılar. Bütün yumurtaları tek sepete koydular ve ihracattan vazgeçtiler. O dönem için iyi bir karar olabilir ama bu sürdürülebilir bir model değildi. Çünkü üründe  farklılaşamazsanız fiyat rekabetine girmek zorunda kalırsınız. Böyle olunca da karsız bir pazar ortaya çıkar. 

Siz sürecin böyle sonlanacağını öngörüyor muydunuz? 

Bu furya başlamadan önce son dönemde 18 aylık çekle ayakkabı satın alması yapan firmalar vardı. Balon sürekli şişiyordu. Çekler geri dönmeye başlayınca da patlaması kaçınılmaz oldu. Ortada saadet zinciri gibi bir şey vardı. Sürdürülmesi mümkün değildi. 

‘MADE IN TURKEY’ ALGISI İYİ

Deride ‘made in Turkey’ algısı nasıl? 

Avrupa’da İtalya’dan sonra en büyük üretim kapasitesine sahip ülkeyiz. Kürk/süet dediğimiz yünlü deride dünyada en iyi kaliteyi Türk dericileri yapıyor. Made in Turkey algısı oldukça iyi. Biz Desa olarak Avrupa’da önemli mağazalarda dünya markalarının yanında yer alıyoruz. 

İtalya’ya ihracatın %76’sı bizden

2019 yılı bilanço sonuçlarınız oldukça iyi. Siz bu ortamda bu sonuçları nasıl elde ettiniz? 

Evet ciroda yüzde 23 büyümeyle 428.1 milyona geldik. Ama ondan ziyade EBİTDA’da çok güzel bir büyüme yakaladık. Yüzde 82,6 büyümeyle 41,5 milyondan 75.8 milyona geldik. Vergi öncesi karda da yüzde 104’lük bir artış sağladık. Bunlar bizi çok ümitlendiriyor. Ben başarının sırrının katmadeğerli iş yapmaktan geçtiğini düşünüyorum. Biz bu süreçte üretimden ve ihracattan hiç vazgeçmedik. Bugün Türkiye’nin İtalya’ya yaptığı deri ayakkabı, çanta ihracatının yüzde 76’sını tek başına Desa yapıyor. İtalya katmadeğerli bir pazar.  2 bin kişiye istihdam sağlayan bir firmayız. Tasarıma deriden başlıyoruz. Günde 5 bin deri işleme kapasitesine sahip tabakhanemiz var. Önce deriyi tasarlıyoruz. Üründe farklılaşıyoruz. Bu sayede de fiyat yapımızı koruyabiliyoruz. Tabii arzın azalması da bizim için bir avantaj oldu. Bir de Desa’nın tüketicisi şıpsevdi fiyat odaklı değil. 

CORONA ALARMI BAŞLADI 

Bu aralar dünyanın gündeminde Corona var. Ayakkabılar da Çin’den geliyor. Ne olacak? 

Bütün dünyanın tedarik kanalları kesilmiş durumda. Bence Corona dünyanın gözünü açan bir deneyim oldu. Artık herkes kaynaklarını çeşitlendirecek. Daha pahalı olsa bile farklı ülkelerden de tedarik yapacaklar. Bu Türkiye için şans olabilir. Biz Uzakdoğu’ya kaybettiğimiz müşterilerimizi arıyoruz. Çin devasa bir pazar. Oradan kayacak az bir sipariş bile Türkiye’yi ihya eder. 

Yurtdışında marka arıyoruz

Bir satın alma rüzgarı mı bekliyorsunuz? 

Bunu piyasa koşulları belirleyecek. Eğer stabil ortam devam ederse markalarımız yaşamaya devam eder. Ama tekrar bir zorlanma olursa, konsolidasyonlar hızlanır.  

Siz firma satın almayı düşünür müsünüz?  

Neden olmasın.,. Yurtiçinde de yurtdışında da marka satın alması için antenlerimiz açık. İngiltere ve İtalya’da tanınmış markalara bakıyoruz. 

Kilogram başına 300 € ihracat 

Katmadeğerli üretimde kilo başına ihracat rakamı en önemli gösterge.. Sizde durum nasıl?  

Biliyorsunuz kg başına ihracatta Türkiye ortalaması 1.16-1.17 dolar. Deri sektörünün ortalaması ise 12 dolar civarında. Biz isi Desa markalı ürünlerimizle 300 eurolar civarındayız. Markalara yaptığımız özel üretimlerde ise kg başına üretim rakamınız 142 euro.