Kovid-19 ve sonrasında yaşanan enerji kriziyle birlikte yükselen enflasyonu düşürmek için faize sarılan ABD ve Avrupa ülkeleri umduklarını bulamadı. Yüksek faizi, 'düşük enflasyon' için ekonominin değişmez kuralı olarak gören ülkeler sert faiz artışlarına rağmen enflasyonu düşüremeyince, 'kriz yolda' uyarısı geldi. Üstelik faiz artışlarının dünyayı krize sürüklemeye başladığı en üst perdeden dile getirilmeye başlandı. Hem BM, hem de IMF 'yüksek faiz reçetesi'ne itiraz etti.
ÖNCE BM UYARDI
Önceki gece Birleşmiş Milletler (BM), merkez bankalarını faiz artışlarını durdurmaya çağırdı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), açıkladığı raporda, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının faizleri artırmaya devam etmesinin küresel ekonomiyi resesyona ve ardından uzun süreli durgunluğa itme riski taşıdığını bildirdi. Raporda, resesyon yaratmadan daha yüksek faiz oranlarıyla fiyatları aşağı çekebilmeye yönelik herhangi bir düşüncenin "ihtiyatsız bir kumar" olduğu ifade edildi. BM'nin açıklamasının hemen ardından Uluslarası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, ABD Merkez Bankası'nı (FED) politikalarında son derece ihtiyatlı ve dünyanın geri kalanı üzerindeki etkisine karşı dikkatli olmaya çağırdı. Georgieva, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Reuters'a verdiği röportajda, 2 Kasım'da faiz kararı için toplanacak olan FED'in sorumluluğunun "çok yüksek" olduğunu ifade etti.
TÜRKİYE FAİZ İNDİREREK AYRIŞTI
Türkiye, Batı ülkelerinde kabul görmüş politikalarını bir kenara iterek kendine özgü bir politika izledi. Geçen yıl faizi % 18'den % 14'e düşüren Merkez Bankası, 7 ay ara verdiği indirimlere son iki ayda attığı adımlarla faizi % 14'ten % 12'ye çekti.
NEBATİ: BM İZLEDİĞİMİZ POLİTİKAYI TEKRAR ETTİ
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, BM'nin yaptığı 'faizi artırmayın' çağrısını hatırlatarak "Son zamanlarda hemen her gün ifade ettiğimiz politikaları BM çağrı yaparak tekrar ediyor" dedi. Nebati "Pandemiyle başlayıp savaşla devam eden süreç küresel ekonomide birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüm dünyada enflasyonist baskılar tırmandı. Enflasyonla mücadele etmek için merkez bankaları finansal sıkılaştırmaya gitmiş ve resesyon risklerinin artmasına neden olmuştur. ABD bugün teknik olarak resesyondadır" dedi. Nebati "İyi yoldayız, doğru yoldayız ve güçlü bir şekilde gidiyoruz. Biz teorisinde de uygulamasında da Türkiye Ekonomi Modeli'nin dünyaya büyük bir örnek teşkil edeceğine, bu sancılı dönemi en iyi şekilde geçeceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
NOBELLİ İKTİSATÇI UYARMIŞTI
Columbia Üniversitesi Profesörü ve Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz, arz yönlü enflasyonu hafifletmek için faizleri çok agresif artıran merkez bankalarının fiyat artışlarını tetiklediğini belirterek uyarmıştı. Geçen ay faiz artışlarının yaşandığı hafta Bloomberg News'e konuşan Stiglitz, faizleri artırmanın arz tarafındaki problemleri çözmediğini belirterek, "Hatta daha da kötüleştirebilir. Çünkü arz sıkıntılarına yönelik daha fazla yatırım yapılması gerekir. Ancak faizlerin artırılması bu yatırımları zorlaştırıyor" demişti. Stiglitz, standart faiz artışı öneren ekonomik modellerin daha fazla enflasyona yol açabileceğini bildirdi.
PİYASALAR KÖTÜ HABERE SEVİNDİ
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ile IMF'den FED'e faiz artırımında frene basması yönünde yapılan çağrılar gelmesi piyasalara damga vurdu. Söz konusu kuruluşlar, faiz artırımlarının pek çok ülkede resesyona neden olacağını duyurdu. Bu olumsuz haber FED'in 2 Kasım'daki faiz toplantısında beklendiği kadar 'şahin' bir duruş sergilemeyebileceği görüşünü güçlendirdi. ABD tahvil getirileri ve dolar endeksinde düşüş kaydedildi, borsalar yükseldi. Avrupa borsalarında yüzde 3'e varan artışlar yaşanırken Borsa İstanbul da % 1.94 artış kaydetti. 2 Kasım'da Fed'in 75 yerine 50 baz puanlık faiz artırımına gitme olasılığının arttığının düşünülmesiyle altın 3 haftanın zirvesine çıkarken Bitcoin de 20 bin doların üzerine tırmandı.
CREDİT SUİSSE VE DEUTSCHE BANK ENDİŞESİ DE FED'İN GÜNDEMİNDE
İsviçreli finans devi Credit Suisse ile Alman Alman Deutsche Bank'ın geleceğine yönelik yaşanan endişeler de dün piyasanın gündemindeydi. Yıllık kaybı yüzde 60'ı bulan Credit Suisse ile yüzde 36 düşen Deutsche Bank hisselerinin geleceği de FED'in gündemine taşındı. Birçok gözlemci tarafından 2009 finansal krizinin sembolü haline gelen 'Lehman Brothers'ın çöküş dönemine benzetilen Avrupa bankalarının durumunun FED'in dün yaptığı kapalı yönetim kurulu toplantısına da geldiği belirtilirken, FED'in parasal sıkılaştırmaya fren için bu iki bankanın durumunu da dikkate alacağı yorumları yapılıyor.
2021 yılında art arda gelen skandallarla sarsılan Credit Suisse yılın ilk çeyreğinde zarar açıklarken önemli çalışanlarının ayrılıkları da hisselerindeki düşüşü tetikledi. Uzun yıllar skandallar ve cezalarla anılan Deutsche Bank ise ilk çeyrekte 1 milyar euro kâr açıklasa da hakkında yürütülen vergi kaçırılmasına yardım soruşturması yatırımcı güveninin yeniden tesisini zorlaştırdı.