ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Kovid sonrası gayrimenkul piyasasının nasıl bir dönüşüm içine gireceği, hangi fonksiyonların nasıl şekil değiştireceği sektörün en önemli gündem maddelerinden. Konut üretiminde ezberler nasıl bozuluyor, alışveriş merkezleri (AVM) yoluna hangi fonksiyonlarla devam edecek, yeni dönemde insanların eskisi kadar ofise ihtiyacı olacak mı... Tüm bu sorular yanıt ararken, dünya gayrimenkul pazarının en büyük buluşması MIPIM, sektörün gidişatına ışık tutacak en önemli platform olarak görülüyor. 2020'de pandemi molası veren, 2021'de ise dijital ortamda düzenlenen MIPIM, bu yıl 15-18 Mart tarihleri arasında her zamanki yeri Fransa'nın Cannes kentinde yine dünya devlerinin fiziksel katılımıyla düzenlenecek. MIPIM'in Türkiye temsilcisi Alkaş'ın Patronu Avi Alkaş gayrimenkulün şampiyonlar ligi diye tanımladığını MIPIM'de kent yaşamı üzerine önemli konuların gündeme geleceğini söyledi. Şehir yaşamına ilişkin kendi projelerini de anlatan Alkaş, büyük kentlerin çevresine sağlıklı yaşam köyleri kurcaklarını ifade etti.
2 seneden sonra MIPIM tekrar kanlı canlı geri dönüyor. Katılım yoğun olacak mı, yoksa Kovid etkisi sürüyor mu?
Dünyada ciddi bir seyahat azalması var. Maliyetler de çok arttı. Dolayısıyla geçmiş yıllardaki kadar yüksek bir katılım olmaması doğal. MIPIM bir prestij fuarı. Bir kulüp üyeliği. Buraya sıcak satış yeri olarak bakmamak gerek. Orada yerinizi aldığınız zaman hem uluslararası finans çevrelerinde hem de uluslararası projelerin arasında görücüye çıkıyorsunuz, öyle bir vitrin orası. Bu sene daha küçük bir İstanbul katılımı ve de daha az sayıda Türk pavyon katılımcısı katılımcısı söz konusu. Aşağı yukarı yüzde elli civarında bir azalma var. Tabii burada GYODER'in desteği çok önemli.
Kovid 19 etkisi, günlük yaşamda olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de bir dönüşüm ihtiyacı doğuruyor. Siz ne tür etkiler öngörüyorsunuz?
Yaşam tarzlarımızdaki değişimle beraber, ben aslında bizim Egelilerin keşfettiğini iddia ettiğim yaşama doğru gittiğimizi düşünüyorum. İzmir'in yaz döneminde insanlar genellikle perşembe akşamı Çeşme'ye kaçar, pazartesi akşam şehre dönerler. Dolayısıyla İzmir'de yaz döneminde iş günleri, salı, çarşamba, perşembedir. Dubai de 2.5 iki buçuk günlük haftasonuna uygulamasına başlıyor. Ben bütün Arap dünyasına sonra da bize gelmesini bekliyorum.
Peki bunun nasıl sonuçları olacak?
Kent merkezlerindeki genel merkezlerde, 1-2 gün büyük toplantılar için gidilecek. Burada da insanlar öğrenci yurtlarının daha konforlu şekilde dizayn edilmiş çalışan yurtlarında kalacaklar. Onun dışında insanlan evlerine yürüme mesafesinde veya scooterla gidebileceği paylaşımlı ofislerde çalışacak. 3-4 güne uzatılan hafta sonlarında ise evden serbest çalışma modeli olacak diye tahmin ediyorum. Bu zaten Tokyo gibi büyük metropollerde uygulanan bir sistem.
HAN'LARDAN HANELERE
Nurus'la birlikte 'Han Spaces'ı kurarak, paylaşımlı ofis modeline yatırım yapan ilk yatırımcılardan oldunuz. Bu pazar büyüyecek mi?
Paylaşım ekonomisi yaşamımızda her açıdan yaygınlaşıyor. Bugün elektriğin, kira maliyetlerinin durumu ortada. Dolayısıyla şirketlerin tüm bu genel giderler yerine araştırma geliştirme giderlerine pay ayırması hem kaynakların verimli kullanılması hem de israfın önlenmesi açısından herkes için daha verimli olacaktır.
Yeni projeleriniz var mı?
Ben bu Han işini sevdim, şimdi de hanlardan hanelere geçiyoruz. Büyük şehirlerin çevrelerine, içinde sağlıklı hanelerin olduğu sağlıklı yaşam köyleri kurmak üzerine çalışıyoruz. Bunu 65 yaşın üzerine çıkan yani altın çağını yaşayan insanlar için bir eksiklik olarak gördük. İnsan ömrü uzuyor. Ve 65 yaş üstü insanların insanların yaşam kalitelerini iyileştirmeye, onları evlerine hapsetmeden, ufak ufak başlayan rahatsızlıklarına rağmen normal bir yaşama yakın bir yaşam sürmelerini sağlayacak kurgulara ihtiyacımız var. Bu benim sosyal açıdan da çok önemsediğim bir proje. Biz Alkaş olarak yatırımcıları bu yöne çekmeye çalışıyoruz. Örneğin İzmir'in hemen dışında 100 dönüme yakın bir arazi oldu. Yatırımcımızla bu çalışmayı yapıyoruz. Keza Kocaeli sınırında ve İstanbul Silivri'de de birer projemiz var. Büyük kentlerimizin etrafında bu tür mekanları eğer doğru şekilde kurgulayabilirsek buradan ihracat geliri de elde edebiliriz.
Artık beşinci nesil AVM'ler yolda. Yeni dönemde farklı ihtiyaçları tatmin edebilecek AVM'ler karşımıza çıkacak. Daha açık alanlı, daha fazla sağlık birimleri içeren alışveriş merkezleriyle karşılaşacağız. Belki her AVM'de bir test merkezi olacak. Eğitim merkezleri ve çalışma alanları da bu merkezlerin içine girecek.
OTELİ, KÜLTÜR MERKEZİ VE AVM'Sİ OLACAK
Nasıl sağlık köylerinden bahsediyorsunuz, biraz anlatır mısınız?
Tam teşekküllü hastanelerin yakınında kurulan, altın çağını yaşayan insanların bir arada yaşayacağı ve hem sosyalleşmelerinin hem de ekonominin içinde kalmalarının sağlanacağı köylerden bahsediyorum. Mesela dileyen köyün içinde yer alan küçük ölçekli alışveriş merkezinde çalışabilecek ya da o köyün içindeki küçük kültür merkezlerinde kendine yeni bir hobi veya meslek meslek edinebilecek, yeni bir lisan öğrenebilecek veya yeni teknolojilere yakınlaşabilecek. Tabii bu köylerde aynı zamanda pansiyonlar, oteller veya misafirhaneler de olacak. Hafta sonları çocuklar geldiğinde, pazar sabah kahvaltısında aile üç kuşak olarak bir araya gelebilecek.
KİRA KONUSU HÂLÂ SORUN
AVM'lerle perakendeciler arasında bitmeyen bir dövizle kira sorunu var. AVM sahibi yabancı yatırımcılar nasıl bakıyor duruma. Türkiye pazarından çekilmeyi planlayanlar olduğu söyleniyor, doğru mu?
Ticari gayrimenkulün yasal düzenlemelerle dövizle kiralanmasının önlenmesi yabancı yatırımcı için çok heves kırıcı oldu. Temenni ediyorum ki yakın zamanda bunun değişimi sağlanır. Biz bir dönem dünyada para bolluğu devam ederken gayrimenkul sahasında önemli yatırımlar için bu yatırımcıları cezbedebildik. Ama bugün yabancı yatırımcı mutlu değil. Maç oynanırken kuralların değişmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Döviz kiralarının TL'ye dönmesinden sonra Türkiye pazarıyla bağlarını koparmak isteyen firmalar oldu. Ancak şu an bunun için uygun zaman değil. Türkiye'nin halen doğrudan yabancı yatırıma ihtiyacı vardır. Ve yatırımcıya maç esnasında kural değişmeyeceğinin güvencesi verilmeli.
KUZEY AVRUPALI KARA KIŞI BURADA GEÇİRSİN
İhracat nasıl olacak peki?
Bu tür yerlerdeki uzun süreli bakımlar veya rehabilitasyonlar için Kuzey Avrupa'dan, oradaki sigorta fonlarıyla getirebileceğimiz yabancı konuklarımız oralardaki soğuk kış dönemini burada geçirebilirler. Ekonomik uçak taşımacılığıyla gelip, 3 ila 6 ay bu tesislerde kalabilirler. Sağlık turizminden çok daha uzun soluklu yeni bir turizm akımından söz ediyorum. Burada daha uzun tedavilerle kah bağımlılıktan kurtulmada, kâh depresyon tedavisi gibi rahatsızlıkların giderilmesi söz konusu olabilir.