Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, geri kazanımı teşvik etmek için 'Depozito Bilgi Sistemi'ni kuruyor. Türkiye'ye özgü bir işletme modeli olacak 'iade makineleri' gelecek yıl sonuna kadar ilk etapta 7 bin noktaya kurulacak. Vatandaş tükettiği ürünün cam, plastik (pet) ve alüminyum ambalajını makineye atıp para iadesi alacak.
20 MİLYOR AMBALAJ
Çalışmaları Türkiye Çevre Ajansı tarafından yürütülen ve depozito iade sistemi olarak da bilinen uygulamayla Türkiye'de cam, plastik ve alüminyum gibi yıllık tüketilen 20 milyar adet içecek ambalajının tamamının dönüştürülmesi hedefleniyor. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, projenin başarılı olunması halinde Türkiye'de her yıl 1.2 milyon ton ilave atığın oluşmasının önüne geçileceğini vurguladı. Eroğlu, depozito iade sistemiyle tüketicinin geri dönüşüme teşvik edileceğini, tüketicilerin ürünleri satın alırken depozito iade bedelini de satış noktasına ödeyeceğini kaydederek, vatandaşın depozito için ödediği tutarı belirlenen iade noktalarından atığı götürünce alabileceğini anlattı. Yavuz Eroğlu, Türkiye'de yıllık 20 milyar adet içecek ambalajının kullanıldığını belirterek "İade sistemiyle söz konusu atıkların tamamı dönüştürülebilecek ve ekonomiye yılda 5 milyar liralık katkı sağlanabilecek" dedi.
2 MİLYON TON PLASTİK ÇÖPTEN KURTULACAK
Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı Fatih Eren cam şişelerin 50, pet şişelerinin ise 25 defaya kadar geri dönüşümle yeniden kullanılabildiğini dile getirerek, "Depozito uygulaması, 2 milyon ton plastik atığı çöpten kurtaracak" dedi. Eren, Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin aylık toplamda 120 kilogram geri dönüştürülebilir atık ürettiğini, hane sayısı ile düşünüldüğünde rakamın 2,3 milyon tona yaklaştığını kaydetti.
ENFLASYONU DA AŞAĞI ÇEKECEK
Plastik sektörünün hammadde ihtiyacının yüzde 85'inin ithalatla karşılandığını ve bu nedenle ciddi anlamda cari açık verildiğini hatırlatan Eroğlu "Depozito sistemi, geri dönüşüm için uygun şartlarda ve tedarik güvenliği sağlanmış ürüne ulaşmamız demektir. Bu sayede kartel yapıdaki petrokimya şirketlerinin tedarik ve fiyat şoklarından tüketicileri korumamız mümkün olacak. Bu da hem cari açığın azalması hem geri dönüştürülmüş hammaddelerle üretilen ürünlerin tüketicimize daha uygun fiyatlarla ulaşması anlamına geliyor. Enflasyonda düşüş yönlü etkinin önü açılıyor" dedi.