1
Küba'nın ABD'yle yıllar sonra yakınlaşması kimilerince 11 milyon nüfuslu ada ülkesinin kapitalizme göz kırpması olarak görüldü. Kimileri Raul Castro ve Barack Obama arasındaki sıcak temasları 'son kale düştü' diye yorumladı, kimileri ise 'malumun ilanı' olarak. Fakat kim ne dersin desin gerçek olan uzun yıllar dünyaya kapalı olan Küba'nın artık Fidel Castro'nın mirasından tamamen vazgeçmeye hazır olduğu.
AVRUPA İLE DE YAKINLAŞTI
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği ile de yakınlaşarak işbirliği anlaşmaları imzalayan Küba'nın asıl büyük hamlesinin çok yakın bir zamanda gelmesi bekleniyor. İşte bu hamle Küba'nın kapitalizmin zaferini kabul ettiğinin en büyük göstergesi olacak. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Amerikan usulü kapitalist sistemin en önemli kurumlarının başında gelen Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kurucu üyeleri arasında yer almasına rağmen Fidel Castro'nun ülkede gücü ele geçirmesinin ardından kurumla bağlarını koparan Küba, IMF ile yeniden ısınma turlarına başlayacak.
HENÜZ BAŞVURU YAPMADI
Uzmanlar, Küba'nın IMF'ye katılım müzakelerini başlatması için gün saydığını belirtirken, şimdiye kadar herhangi resmi bir temas gerçekleşmedi. IMF Başkanı Christine Lagarde da geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada Küba'nın kendilerine ulaşan herhangi bir başvurusu olmadığını belirtirken, böyle bir gelişmenin olması durumunda normal başvuru prosedürünün işleyeceğini kaydetti.
Kurucu üyeler arasında
Bugün çok fazla kişi tarafından bilinmese de Küba, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan IMF'nin kurucuları arasında. 1944'te 40 kurucu arasında yer alan Küba'da Castro'nun yönetimi ele geçirmesi rüzgarın yönünü değiştirdi. 1964'te Küba, kapitalizmin temel kurumu olarak gördüğü IMF ile bağlarını kopardı. Fakat Castro, ülkesinin IMF'ye olan borcunu faiziyle geri ödedi. Bugün Küba, IMF'den ayrılan beş ülkeden bir tanesi.
'Yok edilmesi gerek' demişti
Küba'nın IMF ile yakınlaşması Castro mirasının tamamen reddedilmesi anlamına geliyor. Yıllarca IMF türevi tüm kurumlara savaş açan Castro, IMF'yi de 'ölümcül reçeteler veren şeytani bir eczacı'ya benzetmiş hatta kurumun tamamen yok edilmesi gerektiğini açıklamıştı.