Dünya 23. Enerji Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyaya hitap ederek "Dünyanın 4 bir yanından gelen siz değerli devlet başkanlarına sesleniyorum. Ortadoğu'ya barış getirmek için gelin el ele verelim. Halep'teki küçük bir çocuk ufka baktığında içi umutla dolmalı. Ancak şimdi gördükleri helikopter ve uçakların bombalarını görüyor. Musul'daki çoçuk ufka bakınca DEAŞ zulmü ve DEAŞ sonrası mezhepçilik korkusunu görüyor.Musul için gelin birlikte mücadele edelim. Gelin barış için elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanalım." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Ülkemize ve İstanbul'a, kıtaları ve medeniyetleri birleştiren bu güzel şehre hoşgeldiniz. Sizleri bu önemli ve tarihi toplantı vesilesiyle Türkiye'de misafir etmekten duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. 23. Dünya Enerji Kongresi'nin ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Uluslararası kuruluşların, ülke temsilcilerin, dünya enerji camiasının önde gelen aktörlerini biraraya getiren bu kongrenin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Dünyanın enerji olimpiyatları olarak nitelenen bu kongrenin, ülkemizdeki toplantısında barış için paylaşalım mesajını tüm insanlığa ulaştırmayı hedefliyoruz. Amacımız hem enerji konusunda geleceğe yönelik vizyon ve senaryolar hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu bir zemin haline dönüşmesini hem de enerjinin barışın ve adaletin aracı haline getirilmesini sağlamaktır. Türkiye olarak söz sahibi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda her fırsatta dile getirdiğimiz Afrika'da enerjiye erişim konusu bu kongrenin de önemli gündem maddelerinden biri olacaktır. Bu konuyu Mayıs'ta yine İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Dünya İnsani Zirvesi'nde ayrıntılı şekilde ele aldık. Türkiye'nin Afrika'ya bakışı diğer ülkelerin çoğundan farklıdır. Ülkemizin ve milletimizin tarihinde sömürgecilik utancının olmadığını bir kez de sizlerin huzurunda altını çizerek ifade etmek istiyorum.
Ülkemizin Afrika'ya yaklaşımı ne doğal, ne beşeri ne de başka herhangi bir çıkar kaygısı esasına dayanıyor. Biz öncelikle orta ve kuzey Afrika'yla tarihten gelen güçlü, insani değerler üzerine kurulu bağlarımızı yeniden canlandırmanın peşindeyiz. Afrika'nın tamamını dünyada en uzatılmadık, mağdur ve mazlum bırakmama anlayışımızın bir tezahürü olarak kucaklamanın çabası içerisindeyiz. Afrika'nın imkanlarını Afrikalılarla değerlendirmeyi yürütüyoruz. Farklı niyetlerle ortaya koyan dayatmalar değil Afrika sorunlarına Afrika çözümleri üretilmesidir. 2015'deki dönem başkanlığımız sırasında sağlam, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümeyi de G-20'nin temel hedefleri haline getirmeliyiz. Enerji sorunu çözülmeden kalkınmadan, yatırımdan, büyümeden, sağlıktan, beslenmeden ve ısınmadan bahsedilemez. Bugün dünya genelinde elektrikten mahrum olan 1,1 milyar insanın 650 milyonu sahra altı Afrika'da yaşıyor. Dünyanın kuzeyi zenginlik ve refah içinde yaşarken güneyi en temel ihtiyaçlarda sıkıntı yaşıyor. Bölgedeki durumun aciliyeti nedeniyle çalışmalarımızı burası üzerinde yoğunlaştırdık. Liderler zirvesinde onaylanan çalışmada G-20 Enerjiye Erişim Eylem Planı olmuştur. Türkiye enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülkedir. Bunun yanında Türkiye özellikle son 14 yıldır dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına sahiptir.
Bu durum enerji talebimizin yılda yüzde 6 ile yüzde 8 arasında artış göstermesine yol açmaktadır. Biz enerji arz güvenliğimizi sağlamak ve enerji sepetimizi çeşitlendirmek için de çalışıyoruz. Ortadoğu ve Hazar havzası başta olmak üzere dünyanın ispatlanmış doğalgaz rezervinin yaklaşık üçte ikisinin bulunduğu bir bölgede yer alıyor. Mavi Akım, İran ve Bakü, Tiflis, Erzurum doğalgaz boru hatlarıyla, Türkiye-Yunanistan Doğalgaz projeleri Türkiye'nin konumunu küresel ölçekte tescillemiştir. Azeri petrolü Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattını da hayata geçirdik. Güney Gaz Koridoru'nun Trans Anadolu Doğalgaz Boru hattı Tanap projesini inşa ediyoruz. Bu hattın devamı Transadriyatik boru hattı ile doğalgaz Avrupa piyasalarına ulaşmış olacak. Türkmen gazının da bu projenin parçası olması için yoğun çaba harcıyoruz. Rusya'nın Balkanlar üzerinden aldığımız gazı doğrudan Karadeniz üzerinden yapılacak olan Türk Akım projesi çalışmalarımız yoğunlaştırdık. Doğu Akdeniz gazı da kaynak çeşitlendirmelerimizde yeni bir alternatif duruma geliyor. Bu gaz için en karlı ve ekonomik güzergahın Türkiye olduğunu gösteriyor. Ülkemizin doğalgaz ve enerji ticareti merkezi haline gelmesi için yeni yatırımlarımız devam ediyor.
TÜRKİYE HEM TÜKETİCİ HEM DE TRANSİT TAŞIYICI BİR ÜLKE
Doğalgaz ticaretinde bölgemizdeki tüm ülkeler için güvenilir bir ortak haline gelme hedefine böylece bir adım daha yaklaşacağız. Özellikle enerji ve dogalgazda üç boyutu var. Bir tedarik, iki taşıma, üç tüketim. Biz tedarikçi bir ülke değiliz. Biz tüketici ve transit taşıyıcı ülke konumundayız. Bu özelliğimizi tüm teknoloji ile bütünleştirmek suretiyle o tedarikle bunu biraraya getiriyoruz. Avrupa'nın doğalgaz arz güvenliğine de bununla ayrıca katkı sağlıyoruz. Rusya Federasyonu, Cezayir ve Norveç'ten sonra Avrupa'ya dördüncü doğalgazını birlikte oluşturmadayız. Türkiye, Yunanistan dogalgaz projesinde bu projenin Avrupa için de önemli olduğuna inanıyorum. 2010 yılında Rusya Federasyonu ile Akkuyu Nükleer Santrali'nin gerçekleştirilmesine yönelik hükümetlerarası anlaşmayı imzaladık. Japonya ile Karadeniz kıyısında Sinop Nükleer Üs Santrali için bir anlaşma yaptık. Şimdi de üçüncü projeyi hayata geçirmenin arayışı içerisindeyiz. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 10'nun nükleer enerjiden kaynaklanmasıdır.
TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPANLAR ASLA PİŞMAN OLMAMIŞTIR
Türkiye yenilebilir enerji açısından önemli ve ayrıcalıklı bir konuma sahiptir; güneş, rüzgar ve hidrolik enerjinin sepetimizde yüzde 30'a çıkarılma çalışmalarını sürdürüyoruz. Enerjinin her alanında ciddi bir yatırım potansiyeli mevcuttur. Tüm enerji şirketlerini ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyoruz. Türkiye'ye güvenen asla pişman olmamıştır, bundan sonra da pişman olmayacaktır. Günümüzde küresel altyapı yatırım ihtiyacının çok büyük bir bölümünü enerji yatırımları oluşturuyor. Son dönemde düşen petrol fiyatlarının yatırımları olumsuz etkileme ihtimalininin üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Bugün ertelenen yatırım kararlarının enerji güvenliği üzerinde olumsuz etkide bulunması kaçınılmazdır. Enerji dahil olmak üzere küresel altyapı yatırımlarının finansman ihtiyacını karşılamak için kamu ile özel sektör arasında işbirliği şarttır. Özel sektörünün dinamizmi ile kamunun yatırım ihtiyaçlarını biraraya getirebileceğimizi düşünüyorum. Enerji alanında gerçekleştirilecek yatırımlarda arzu eden rakamlara ulaşılması küresel büyümede çok önemli etki yapacaktır. Geçtiğimiz yıl bu bakımdan tarihi önemde gelişmelere şahitlik etti. İklim değişikliğiyle mücadelede yeni işbirliği imkanlarını ortaya çıkardık.
HALEP'DEKİ KÜÇÜK ÇOCUK UFKA BAKTIĞINDA HELİKOPTER GÖRMESİN
Zengin hidrokarbon imkanlarına sahip olmak tek başına huzurlu, güvenli geleceği beraberinde getirmeyebiliyor. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney Amerika'da bu gerçeğin pekçok tezahürünü gördük, görüyoruz. Temel insani ihtiyaçlara erişim noktasında dahi bu bölgelerde ciddi sıkıntı yaşayan geniş toplum kesimi var. Bugün Venezüela Devlet Başkanı ile bu konuları etraflıca konuştuk. İnşallah Ocak veya Şubat'ta Venezuela'yı ziyaret etmek üzere neler yapabileceğimizi konuşacağız. Suriye'ye, ırak'a, Ortadoğu'ya huzur ve barış getirmek için gelin elele verelim. Halep'teki küçük bir çocuk şöyle ufka bakan çocuklar sadece helikopter ve uçakların kendilerini hedef alan bombalarını görüyor. Musul'da ufka bakan çocuk, özgürce gelecek hayalleri kurabilmeli. Bugün Musul'daki çocuk da ufka baktığında sadece DEAŞ zulmüyle, DEAŞ sonrası maruz kalacağız mezhepçilik gerilimini yaşıyor. İnsani yardımların hiçbir kısıtlama olmadan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için gelin hep birlikte gayret sarfedelim.
15 TEMMUZ SALDIRISINDA FETÖ VE ONUN TERÖRİSTBAŞISI VARDI
Musul'un hem DEAŞ tehdidinden hem mezhepçilik baskısından kurtarılabilmesi için gelin birlikte mücadele edelim. Gelin barış için elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanalım. Gelin yeni ufukları hep birlikte kucaklayalım. Bizim dünyaya yaptığımız adalet, barış, istikrar, güvenlik çağrıları kesinlikle içi boş retorikten, samimiyetsiz beyanlardan ibaret değildir. Tam tersine biz savunduğumuz her değerini bedelini en ağır şekilde ödeyerek yaşayan bir ülkeyiz. Bu bedel kimi zaman ekonomik krizlerde olduğu gibi maddi sıkıntılar yaşadığımız gibi zaman 15 Temmuz'da yaşadığımız gibi olmuştur. 3 ay önce ordumuzun içine sızmış bulunan Fetullahçı terör grubuna ait bir grup terörist demokrasimizi, bağımsızlığımızı hedef alan bir darbe girişiminde bulundu. TBMM, Polis teşkilatı bombalandı. Sivil insanlarımızın üzerinde helikopter, tanklarla, ağır silahlarla ateş açıldı. Milletimizin cesareti, direnişi ve kahramanlığı sayesinde bu girişim akamete uğrattı. 241 vatandaşımız şehit oldu 2 bin 194 vatandaşımız yaralandı, gazi oldu. 15 Temmuz'un arkasında FETÖ ve onun Pensilvanya'da yaşayanı teröristbaşı vardı. Umarım sizlerin bu asil duruşunuz hala Türkiye'ye açıkça destek vermekten itina eden hala darbeci teröristleri bahane ederek bize insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkan birilerine örnek olur.
BİZ FETÖ'NÜN YANINDA PKK VE DEAŞ'LA MÜCADELE EDİYORUZ
Türkiye'nin terörle mücadeledeki tek sorunu bu değil. Biz FETÖ yanında PKK ve DEAŞ'ın yoğun saldırısı altındayız. Türkiye'nin Suriye'ye olan ilgisinin en önemli sebeplerinden biri de DEAŞ, PKK, YPG gibi teröristlerin ülkemize yönelik saldırılarıdır. DEAŞ Ankara, Gaziantep, Diyarbakır'da yüzlerce vatandaşımız hayatına malolan canlı bomba saldırısı düzenledi. PKK dün 18 asker ve sivil kardeşimizi şehit ettiler. Önceki gün Ankara'da bombalı araçla eylem yapmak üzereyken kendilerini havaya uçurdular. Bu saldırılar güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonları neticesinde hareket alanları her geçen gün daralan terör örgütünün son sesini duyurma çabalarıdır. Türkiye tüm terör örgütleriyle mücadele edecek kararlılığa ve imkana sahiptir. Bu mücadelemize diğer devletlerden destek beklemek hakkımızdır. Ülkemize yönelik terör tehditlerinin kaynağı durumundaki Suriye ve Irak'ta da aynı hakka sahip olduğumuza inanıyorum. Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki mücadelesi alelalede bir tercih değil zorunluluktur. Biz kendi milli güvenliğimizle, tüm bunlarla beraber dünyanın enerji güvenliği için de mücadele ediyoruz. Sizler aracılığıyla bu doğrultuda verdiğimiz mesajların muhataplara ulaşacağına inanıyorum.
BAŞBAKAN YILDIRIM: TÜRKİYE'NİN POLİTİKALARI BARIŞ VE İSTİKRARIN SAĞLANMASIDIR
Başbakan Binali Yıldırım, "Küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişimler görüyoruz. Dünya enerji haritası değişmekte ve yeni oyuncular ortaya çıkmaktadır" derken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Türkiye olarak tüm politikalarımızda barış ve istikrarın sağlanmasıdır. Enerjiyi yapıcı ve tamir edici bir enstrüman olarak görüyoruz. Bölgesel huzur için bir fırsat olacağını düşünüyoruz" dedi.
>>> 23. DÜNYA ENERJİ KONGRESİ'NDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
Başbakan Binali Yıldırım, 'Küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişimler görüyoruz. Dünya enerji haritası değişmekte ve yeni oyuncular ortaya çıkmaktadır' derken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 'Türkiye olarak tüm politikalarımızda barış ve istikrarın sağlanmasıdır. Enerjiyi yapıcı ve tamir edici bir enstrüman olarak görüyoruz. Bölgesel huzur için bir fırsat olacağını düşünüyoruz' dedi.
BAŞBAKAN YILDIRIM ULUSLARARASI İLİŞKİLERE ÖNEM ÇEKTİ
Başbakan Yıldırım konuşmasında, "Ancak fiyatlar bağlamında çok yükseğe çıkmayalım. İstikrarı sürdürelim. Enerji arzının güvenliği, çeşitliliği ve enerji kaynaklarına güvenli ve makul fiyatlarla erişim güvenlik kapsamına gelmiştir. Ekonomik büyüme ve refah, devletler arasındaki ilişkilerinin doğasını, savunma politikalarını ve dünya barışını etkileyecek bir nitelik kazanmıştır. Böyle bir ortamda enerji alanında karşılıklı menfaatlerin gözetildiği uluslararası ilişkiler hiç ama hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır." dedi.
>>> BAŞBAKAN YILDIRIM'IN KONUŞMASININ DETAYLARI İÇİN TIKLAYIN
PUTİN: YENİLEBİLİR ENERJİYE TALEP HIZLA ARTIYOR
Rusya Devlet Başkanı Putin konuşmasında, "Sorunları ve bunların küresel gelişime etkilerini ele almasını, yayılmasına fırsat vermektedir. Bizim ortak görevimiz tüm insanların güncel enerji kaynaklarına işbirliği sağlamaktadır. 2 milyar insan erişimini yapıyor. Görüyoruz ki hidrokarbon enerji piyasalarındaki konjöktür çok değişti. Petrol fiyatlarının 2 katı düşmesiyle alternatif enerjiler öneriliyor. İnsanlık gerçekten yeşil enerjiye doğru gitmektedir. Yenilenebilir enerjiye talep hızla artıyor." açıklamalarında bulundu.
"KAYNAKLARIN ÇIKARTILMASINA DEVAM EDİYORUZ"
Putin, "Şunu görüyoruz ki, hidrokarbon ve enerji piyasalarındaki konjonktür son yıllarda çok değişti. Evet insanlık gerçekten yeşil enerjiye gitmektedir. Yenilebilir enerjiye talep daha artıyor. Akıllı elektrik ağları gibi yeni teknolojiler süreci daha da hızlandırmaktadır. Ama bunun yanısıra petrol ve doğalgaz üretimi de artmaya başlıyor. 2020'ye kadar petrol tüketiminin yüzde 26 olması bekleniyor. Enerjide serbest ticaretten yanayız. Rekabet de adil olmalıdır. Rusya büyük enerji devleti olarak sürdürülebilir gelişmeye katkı sağlamaya devam edecektir. Biz yeni kaynakların aranmasına ve çıkartılmasına devam ediyoruz." ifadelerine yer verdi.
"TÜRK HALKINI TEBRİK EDİYORUM"
Putin konuşmasında, "Kuzey Akım ve Türk akım projeleri üzerinde çalışmalara devam ediyoruz. Türkiye şu anda zor dönemlerden geçiyor. Son olarak Türkiye'de darbe girişimi oldu. Türk halkını tebrik ediyorum." dedi.
>>> RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN'İN KONUŞMASININ DETAYLARI İÇİN TIKLAYIN
ALBAYRAK: BÖLGESEL HUZUR İÇİN FIRSAT OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
Enerji Bakanı Berat Albayrak konuşmasında, "Geçtiğimiz yıllarda enerji dünya gündeminin en üst noktalarında yer aldı. Aynı zamanda doğal kaynakların sorunsuz bir şekilde bölge coğrafyasına ulaşmasında çok önemli. Türkiye olarak tüm politikalarımızda barış ve istikrarın sağlanmasıdır. Enerjiyi yapıcı ve tamir edici bir enstrüman olarak görüyoruz. Bölgesel huzur için bir fırsat olacağını düşünüyoruz." dedi.
Albayrak yaptığı açıklamada, "Bir kez daha vurgulamak isterim ki Türkiye kazan kazan prensibine dayanmaktadır. Coğrafyasındaki huzur ve istikrarı olan her projenin doğal müttefikidir. Sorumluluk almaktan asla geri durmayacaktır. Enerjiyi bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz. Ortak aklı harekete geçirecek bölgesel ve küresel refahın sağlamasında önemli bir işlev görecektir. Yeter ki paylaşalım. Kaynakların daha adil kullanımı için, barış için paylaşalım. Dünyaca meşhur İstanbulumuzda hoş zaman geçirmenizi temenni ediyorum." dedi.
>>> ENERJİ BAKANI ALBAYRAK'IN KONUŞMASININ DETAYLARI İÇİN TIKLAYIN