Yerli otomobil son gelişmeler neler? 2017 yerli elektrikli otomobil nerede üretilecek?

Türkiye'nin ilk yerli otomobili için son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Her gün internet ortamında yerli otomobil haberleri büyük bir dikkatle takip ediliyor. Google üzerinden arama yapan vatandaşlar yerli arabanın nerede ve nasıl üretileceğini merak ediyor. Yerli otomobil için açıklamalarda art arda gelmeye başladı. Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, yerli otomobile ilişkin, ''Şimdi biliyorsunuz 5'li bir konsorsiyum oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye'nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model olur.'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, yerli otomobille ilgili kendi önerisinin menzili uzatılmış elektrikli otomobil yönünde olduğunu söyledi. Işık'ın önerisinde araçta hem elektrikli motor hem de benzinle çalışan bir jeneratör bulunuyor ve bu jeneratör batarya azaldıkça devreye girip yeniden dolduruyor. Işık, yerli otomobille ilgili yaptığı açıklamada kendi önerisi olan menzili uzatılmış elektrikli araç (hibrit araç) konusunu da dile getirdi. "Gelecek elektrikli otomobilde. O zaman bizim otomobilimiz elektrikli olmalı. Çalışmaları başlattık ancak altyapı belli bir sürede hazırlanamayacağı için, menzili uzatılmış elektrikli otomobil modelini benimsedik. Bu modelde, araçta bir batarya var, 20 veya 30 kwh. Yapılan araştırmalara göre büyük şehirlerde insanlar günde ortalama 60 km, küçük şehirlerde ise 20 km yol yapıyor.

Menzili artırılmış 'yerli otomobil' önerisi

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, yerli otomobile ilişkin, "Şimdi biliyorsunuz 5'li bir konsorsiyum oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye'nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model olur." dedi.

Başbakan Yardımcısı Işık, Adalet ve Medeniyet Derneği bünyesinde çalışmalarını sürdüren Teknikhane tarafından, Antalya'nın Alanya ilçesindeki bir otelde düzenlenen, "Mühendislik Buluşması" etkinliğinde yaptığı konuşmada, mühendisin Osmanlıca bir ifade olduğunu, hesap ilmi olan, hendeseyi bilen kişi anlamına geldiğini söyledi.

Mühendisliğin, toplumun gelişmesinde sosyal bilimlerle birlikte son derece önemli bir alan olduğunu belirten Işık, ilim ya da genel anlamıyla bilimin, Allah'ın kainata koyduğu sırların keşfi olduğunu ifade etti. İslam alimlerinin bu nedenle ilme çok büyük merak duyduklarını dile getiren Işık, İslam alimlerinin bunu yaparken kendinden öncekileri inkar etmediğini ve bütün bilimin kendileri tarafından keşfedildiği gibi bir duruma kapılmadığını kaydetti.

İslam medreseleri ile Osmanlı medreselerinde dini ilimlerle fenni ilimlerin birlikte okutulduğuna ve birçok alimin İslam'a da fenni bilimlere de çok hakim olduğuna işaret eden Işık, "Bu İslam dünyasını mukayeseli olarak batı dünyasına karşı üstün hale getiriyordu. Ne zaman fen bilimlerine olan ilgi azaldı, ne zaman 'nakli bilimler tek başına bize yeter' anlayışı her geçen gün yerleşmeye başladı, o süreçte de rönesans ile birlikte batı ülkeleri fen bilimlerine karşı ilgisini artırdı, aradaki fark önce kapanmaya sonra da batı ülkeleri İslam dünyasını hızla geçmeye başladı." diye konuştu.

"Birileri yapılan işleri değersizleştirme faaliyetlerine devam ediyor"

Geçmişte yaşanan her şeyin bazen form bazen de içerik değiştirerek mutlaka gelecekte de tekrarlandığını kaydeden Işık, "Şu konjonktürde coğrafyamızda yaşanan gelişmeler aslında 100 yıl önce benzer şekilde yaşanmış. 100 yıl önce hangi hataları yapmışız, ondan bugün ders çıkartmak zorundayız." dedi.

İstanbul'da 1576'da kurulan rasathanenin o dönemde söylentilerle yıkıldığını anlatan Işık, İstanbul'daki rasathaneyle aynı dönemde kurulan Danimarka'daki rasathanenin ise önemli ilim insanlarını yetiştirdiğini kaydetti. Tarihte yaşanan acıları hemen her gün yaşamaya devam ettiklerini anlatan Işık, "Yine birileri birilerini çekemediği için basit iftiralarla, polemiklerle yapılan işleri değersizleştirme, insanları itibarsızlaştırma faaliyetine devam ediyor. Bunun ülkeye, millete ve medeniyete ne kadar büyük bir maliyet getirdiğini bu örnek bile yeter." ifadesini kullandı.

Osmanlı sultanlarının batı ülkeleri ile olan farkı kapatmak için reform hareketlerine girdiğini hatırlatan Işık, 2. Abdülhamit'in "Türkiye kendi otomobilini üretsin" diye talimat verdiğini belirtti.

"O dönem yerli otomobil olayı çözülmüş olsaydı düşünün bugün Türkiye nerede olurdu? O dönem hiç Japon markası yoktu." diyen Işık, "1924'te Türkiye'de Vecihi Hürkuş ilk tayyareyi üretiyor. 1935 yılında Emrullah Ali Yıldız kendi gücüyle kalkan bir planör imal ediyor. Merhum Nuri Demirağ ise 1936'da devletin posta şirketindeki bir memur iken uçak atölyesi kuruyor ve ilk uçağı üretiyor. Dünyaca ünlü uçak şirketlerinden biri 1916'da diğeri 1967'de kuruluyor. Demirağ'ın o hamlesi akamete uğratılmasaydı, devlet tam destek verseydi bugün Türkiye'nin dünyadaki yeri ne olurdu? Acaba Türkiye, birkaç ülkeyle birlikte dünyanın en iyi, kaliteli uçaklarını yapan bir şirketi olmaz mıydı?" değerlendirmesinde bulundu.

Yerli otomobil konusu

2011 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bir babayiğit arıyorum" sözleriyle yerli otomobil konusunu Türkiye'nin gündemine getirdiğini anımsatan Işık, şöyle konuştu:

"Bakanlık görevini ben devralınca yerli otomobil ile ilgili ne yapıldı diye değerlendirdim. Güçlü bir çalışma yaptık. 'İçten yanmalı motorlarda rekabet şansı yok.' dedik. Böyle bir projeye girersek baştan kaybetmiş oluruz. Gelecek elektrikli otomobilde. Bizim otomobilimiz elektrikli olmalı. Elektrikli otomobil ile ilgili çalışmayı başlattık. Alt yapı belli bir süre içerisinde hazırlanamayacağı için menzili uzatılmış elektrikli otomobil modelini benimsedik. Yaptığımız hesaplamalarda bin kilometrelik mesafeyi maksimum 20 litrelik benzinle alıyorsunuz. Yakıt tasarrufu iyi olan araçtan çok daha ekonomik. Bunu duyurduktan sonra bir kıyamet koptu. 'Efendim bunlar çakmaymış da Türkiye bu pazara giremezmiş de bu iş ticarileşemezmiş de şuymuş, buymuş'. 1961'de söylenenlerin aynısı tekrar söylendi. Hiç durmadık. Bakanlığı devrettiğimiz gün son dizaynları görmüştüm, çok güzel dizaynlar çıkmıştı. Şimdi biliyorsunuz 5'li bir konsorsiyum oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye'nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model olur. 1961'de ne söyledilerse, ne engel çıkardılarsa aynısını bugün de karşımıza çıkartıyorlar."

Pardus milli işletim sistemi devreye girince maliyet açısından büyük bir avantaj oluştuğunun altını çizen Işık, "Bu milli işletim sistemi ile milyonlarca dolar lisans ücreti vermekten kurtuluyorsunuz. Fatih projesine bir işletim sistemi teklif veriyor ve her bir sistem için 60 dolar istiyor. Pardus devreye girince bu rakam 5 dolara, sonra 1 dolara, sonra da bedava. Pardus'ta kendi işletim sistemimiz yerli ve milli olduğu için pek çok bilgisayar korsanının bilmediği bir alan oluyor. Kendinizi çok daha güvenli hale getiriyorsunuz. Siber savunmaya harcayacağınız kaynak azalıyor. Milli Savunma Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kullanıyor. Kamu kurumlarında da yaygınlaştı." dedi.

Yerli ve milli üretim konusunda güçlü irade

1974 Kıbrıs Barış Herakatı'ndan sonra Türkiye'ye uygulanan silah ambargosunun Aselsan'ın kurulmasını sağladığını anlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlarca küçük şirket kuruldu. Bunlar ambargonun sonucu. Kötü komşu insanı mal sahibi yapar. Milli füze ve hava savunma sistemi programımızı başlattık. Kritik teknolojileri ülkeler paylaşmak istemiyor. O zaman kendi teknolojilerimizi geliştirmek durumundayız. İnsansız hava uçaklarındaki, helikopterlerdeki kameraların alınmasında ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Aselsan'a gittim. Çok yetenekli mühendislerimiz var. 'Bunu en kısa zamanda hazır hale getireceksiniz' dedim. Arkadaşlar yoğun çalıştı ve hava araçlarına takılacak hale geldi. Tam o anda bütün sınırlamalar kalktı ve kamera satmak istediklerini söylediler. Niye çünkü pazara yeni bir rakip girmesini istemiyorlar. Hem Türkiye pazarı elden gidecek hem de yeni bir rakip gelecek. Bizim projelerimizi takip ettiğimizden birileri projelerimizi daha dikkatli takip ediyor. Teknolojimiz tam ticarileşeceği noktada hemen sabote ediliyor. İşte milli duruş bu iş ticarileşip, kendi ürünümüzü kullanıp dünyaya satana kadar devam etmeli. Arkadaşlara 'Maliyeti ne olursa olsun kendi kameramızı kullanacağız' diye talimat verdim."

Yerli ve milli üretim konusunda güçlü bir siyasi irade bulunduğunu belirten Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koyduğu kararlı tutum sayesinde birçok teknolojinin yerli üretilmesinin sağlandığını bildirdi. Işık, "Ortaya koyduğumuz bütçe, savunma sanayisine harcanan kaynak tüm zamanların rekoru. Çok önemli kazanımları elde ettik ancak bu mücadele bitmedi." diye konuştu.

Dijital çağın içerisinde olduklarını kaydeden Işık, 4'üncü sanayi devriminin başladığını, mühendisler olarak bu değişimi kavramak gerektiğini vurguladı. Işık, değişimi yönetenlerden olmak için herkesin işinde en iyisi olması gerektiğini sözlerine ekledi.

YERLİ OTOMOBİL İLE İLGİLİ SON DAKİKA HABERLERİ 

Yerli otomobil için 6 bin dönümlük alan!

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, tüm onayları alınan Bursa karayolundaki 6 bin dönümlük sanayi bölgesinin yerli otomobilin üretim merkezi olabileceğini belirterek, "Babayiğitlik, dirilişin şehrine yakışır. Bu topraklarda dikilen çınar ağacı, yüzyıllar boyunca dünyaya adalet dağıtmış. Atalarımızın başladığı noktada böylesine önemli bir dirilişi gerçekleştirirsek çok bereketli iş yapmış olacağız." dedi.

Yağcı, Türkiye'nin yerli otomobilini yapacak Ortak Girişim Grubu'nda yer alan "5 babayiğit"in ülkenin geleceği için çok önemli bir işe giriştiğini söyledi.

İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya gibi metropol şehirlerin bağlantı ve uğrak yeri Bilecik'in yan sanayi firmalarıyla yerli otomobilin üretim merkezi olabileceğini dile getiren Yağcı, ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasındaki 20'yi aşkın firmasıyla, Bursa'daki Gemlik limanlarına yakınlığıyla kentin önemli bir noktada bulunduğunu vurguladı.

Bilecik'in bu iş için en iyi yerlerden biri olduğunu anlatan Yağcı, şöyle devam etti:

Bilecik olarak yerli otomobil seferberliğinde üzerimize düşeni yapmak istiyoruz. Bilecik'in yeni kurulacak 3. Sanayi Bölgesi, yerli otomobil için hazır. Yerli otomobil, diriliş ruhunun bir sembolü haline geldi. Bu zamana kadar bu işi yapacaklar çıkmıyordu. Şimdi Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle '5 babayiğit' çıktı. Kendilerine milletimiz adına teşekkür ediyoruz. Dirilişin ve şahlanışın sembolü Bilecik, yerli otomotiv için en uygun yer. Kentin hangi noktası olursa olsun. Otomotiv alanında çok önemli yere sahip Sakarya ve Bursa'nın üzerinde bir çizgi oluşturmak istiyorsak iki şehre de 100 kilometre mesafedeyiz."Bursa karayolunda bulunan ve onayları alınan 6 bin dönümlük 3. Sanayi Bölgesi alanının tüm altyapı ve parsel çalışmalarının bitirildiğine işaret eden Yağcı, "Otomotiv üretimini oraya yönledirme imkanına sahibiz. Bu yarışta biz de varız. Bu heyecanı biz de paylaşıyoruz. Yerli otomobille diriliş ruhunun kendi topraklarında yeniden doğması sağlanmış olur. Bunun bu anlamda önem arz ettiğini düşünüyorum. Şehrimizin tüm imkanlarını sunmaya hazırız.

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, kente 8 kilometre uzaklıktaki sanayi bölgesi alanının otomotiv ana sanayi, hatta yan sanayisini bile konumlandıracak durumda olduğunu belirterek, "Tabii kararı babayiğitler verecek. Babayiğitlik, dirilişin şehrine yakışır. Bu topraklarda dikilen çınar ağacı, yüzyıllar boyunca dünyaya adalet dağıtmış. Atalarımızın başladığı noktada böylesine önemli bir dirilişi gerçekleştirirsek çok bereketli iş yapmış olacağız." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin milli otomobili için elektrik şebekesinin alt yapısı yenilenecek

Elektrikli motorla üretilmesi planlanan milli otomobiller için babayiğitler çalışmaya başlarken, milli otomobil önemli alt yapı yatırımlarını da beraberinde getirecek. Milli otomobilin elektrikli motoru güç kaynağı ihtiyacını arttıracağı ve mevcut hatların elektrikli otonun yaygın kullanımı için gereken enerjiyi karşılamakta zorlanacağından, elektrik hatları ve alt yapısı yenilenecek. Ayrıca elektrik depolama merkezleri kurulacak.

2021’de piyasada olacak milli otomobil çalışmasının gerektirdiği alt yapı çalışmaları hakkında bilgi veren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Şu anda piyasaya girmek için uygun zaman. 10 sene önce olsaydı zordu. 10 sene sonra da olsa zor olabilir. Ya 1960’larda girecektik, ya da 1980’lerde. Kaçırdık. Elektrikli oto pazarına giriş için şimdi tam zamanı” dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, elektrikle çalışacak yerli otomobillerin ucuz, havayı kirletmeyen, sessiz çalışan otomobiller olacağını söyledi. Halen Konya ve Şanlıurfa’da elektrikle çalışan otobüsler olduğunu anımsatan Bakan Faruk Özlü, şöyle konuştu:

ELEKTRİKLİ OTO ONARIM MALİYETİNİ DÜŞÜRECEK

“Konya’yı aradım. Belediye başkanımız diyor ki günde 300 kilometre yol yapıyoruz. Normalde içten yanmalı motorlu bir otobüs 12 TL yakıyor, elektrikli otobüs 1 TL yakıyor diyor. Acayip bir tasarruf var. İçten yanmalı motorlarda motor ve yürüyen aksamlarında 4 bin parça var. Elektrikli otomobillerde 3 bin parça. İki aracın arıza yapması arasında çok fark var. İşçilik maliyetleri inecek. Arıza yapma sıklığı içten yanmalı motorla göre yüzde 10. Her yönden karlı.”

Şebeke altyapısı yenilenecek

Yerli otomobilin en az 4 model olacağını ifade eden Özlü, “Nasıl bir araba satacaksak onu tasarlayacağız. Bunun için dünya araştırması yapıyoruz. Çünkü biz küresel bir başarı hedefliyoruz” diye konuştu. Özlü, otomobillerin elektrik motorlu olması dolayısıyla elektrik iletim hatları konusunda da çalışma yapma gerektiğini belirtti. Özlü, “Elektrikli milli otomobilimiz yaygın kullanılmaya başlandığında mevcut elektrik alt yapısı yetersiz kalabilir. Bu nedenle elektrik hatlarının yenilenmesi gündeme gelecek. Ayrıca elektrik depolama merkezleri kurulması da planlanıyor” bilgisini verdi.

En uygun zaman

Özlü, “Yerli otomobil için geç kalmadınız mı” şeklindeki değerlendirmeler karşısında da, “Şu anda piyasaya girmek için uygun zaman. 10 sene önce olsaydı zordu 10 sene olsa da zor olabilir. Ya 1960’larda girecektik, ya da 1980’lerde. Kaçırdık. Şimdi tam zamanı” diye konuştu.

Türkiye'nin ilk yerli otomobili elektrikli olacak!

Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren TOBB Antalya Genç Girişimciler Kurulu'nun düzenlediği 'Şirketlerde Devamlılığın Metotları' konferansına konuşmacı olarak katıldı. ATSO Atatürk Konferans Salonu'nda konuşan Kıraç, her şirketin kurumsallaşmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. İşi en iyi bilen, ülke politikalarını bilen kişilerin işin başına geçmiş olması gerektiğini belirten Kıraç, "Profesyonellerin aileye karşı 2-3 vazifesi vardır. Bu profesyonel yöneticiler herhangi bir şirketi satıyor veya alıyorsa bu durumu aileye gösterecek. İkinci konu ise doğrudan doğruya bir şeyi girecekseniz muhakkak senelik program ile 10 senelik program hazırlananız gerekiyor. Koç grubunda senelik farklılıklar son 20 senede yüzde 5'i geçmemiştir. Bu Koç grubunda mevcut takımın kalitesini gösteriyor" dedi.

GENÇLERE ÖNERİLER

Sanayide mühim olan konunun yatırımı yenilemek olduğunu belirten Kıraç, sanayinin mücadele etme kabiliyetinin bundan geldiğini söyledi. Sanayinin kendini güncellememesi durumunda rekabetin şirketi yok edeceğini belirten Kıraç, şöyle devam etti:

"Tofaş'ta son görevimde yılda 220 bin vasıta 9 bin kişi ile üretildi. Şimdi 450 bin vasıtayı 6 bin kişi ve 750 robot yapıyor. İnsan kalitesinin seviyesi yükselmiştir. Daima okumanız lazım, daima iyi ve kaliteli adam yetiştirmemiz lazım. 1960 yılında Otosan'da 1 mühendisimiz vardı. Şimdi AR-GE'de çalışan mühendis sayısı 4 binin üzerinde. Muhakkak işin başında olun ve yanınızda çalıştırdığınız kişileri çok iyi seçmelisiniz. Onları değişik kurslara göndermeniz şart. Dünya çok hızlı bir değişimin içine girdi."

HOCALAR KAVGA EDİNCE AKMED'İ KOÇ ÜNİVERSİTESİ'NE DEVRETTİ

Türkiye'de birçok insanın birbiri ile konuşmayı unuttuğunu kaydeden İnan Kıraç, "Gençler bunun yanlış olduğunu gördüler ve beraber çalışıyor. Antalya'da üzüldüğüm bir örnek var. Antalya Akdeniz Kültür Medeniyetlerini Araştırma Merkezimiz (AKMED) var. O yapıyı Koç Üniversitesi'ne devrettim. Burada 20 sene boyunca Akdeniz Üniversitesi çatısı altında arkeoloji bölümü öğrencilerini o yapı içinde okuttuk. Sonra bölümün 2 profesörü birbirine küstü ve öğrenci getirmemeye başladı. Rektöre gittim ve bunları birleştirelim dedim. Rektör bana dedi ki 'Rektörlükte 25 profesör var ama bunların 4-5'i birbiriyle konuşuyor.' En üst seviyede olan profesörlerin bu konumda olmaları çok yanlış."

TURİZM ELEŞTİRİSİ

İnan Kıraç, Antalya'da sadece güneş ve denizin satıldığını belirterek, Antalya'nın dünyanın en mühim eski alt yapısına sahip bir bölgede olduğunu söyledi. Antalya'nın 28 ören yerine sahip olduğunu hatırlatan Kıraç, "Başka bir yerde bunu bulamazsınız. Bu ören yerleri için sadece bir kitap var. Bu ören yerlerini oteller pazarlamasını bilmiyor" dedi.

6-7 EYLÜL'DE ERMENİ VE RUMLAR ÜLKEYİ TERK ETTİ

Yetişmiş insan kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını dile getiren Kıraç, "Kaliteli insan kaybediyoruz. Ne çektikse insanımızın olmamasından kaynaklandı. Çanakkale harbinde Almanları affedemem çünkü okuyan nüfusumuzu askere aldılar. Osmanlı okuyanları askere almıyordu. O nedenle büyük zorluk çektik. İkinci büyük hatayı 6-7 Eylül'de yaptık. Ermeni ve Rumlardan 250 bini ülkeyi terk etti. Onlardan çok şey öğrendik ve daha öğrenmeye devam edecektik" dedi.

TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ OTOMOBİLİ ELEKTRİKLİ OLACAK

Türkiye'de yerli otomobili üretecek 5'li grubun içinde bulunan Kıraç, son gelişmeler hakkında da bilgi verdi. Yapacakları otomobilin elektrikli olacağını belirten Kıraç, "Hangi şehirde yapacağız, hangi modeli yapacağız gibi konularımız var. Fakat 5 kişilik grup doğru bir gruptur. Şu anda Türkiye'nin her yerinde bu otomobili kullanmak mümkün mü, değil, altyapı lazım. Benzin doldurur gibi elektrik dolumu yapılabilecek istasyonlar lazım. Doğru zamanda Türkiye bu işe giriyor. Yan sanayi zayıf olduğu için başta zorlandık ama bugünkü yan sanayinin geldiği seviye çok yüksek. Birlik daha müşavir firmayı seçmeye çalışıyor, ona bir hazırlık yaptıracağız, ondan sonra şekillenecek. Kendimizi kapalı duvarlar arasına alırsak zarar ederiz. Avrupa'ya otomotiv sattığımız için bunu kapatmamız yanlış olur. Ben eski bir otomotivci olarak bunu yapabileceğimize inanıyorum" diye konuştu.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ

Dünya devi Tesla'nın otomotiv sektöründe kullandığı teknolojinin harika ancak çok pahalı olduğunu vurgulayan İnan Kıraç, "Bu nedenle 100 bin araba satmış olmalarına rağmen sorun yaşıyorlar ve şirket zarar ediyor. Dünyada senede 92 milyon otomotiv üretiliyor. Bazı öngörülere göre önümüzdeki 5 sene sonra iki şirket diğer şirketleri satın alacak ve iki şirket bütün üretimi yapacak" dedi.

YERLİ OTOMOBİLE SİPARİŞ VERENLER BİNER DOLAR VERSİN TEKLİFİ

ATSO Başkanı Davut Çetin ise kültürel ortaklık yönünde ilk adımın yerli otomobilde atılmış olduğunu söyledi. Otomobil üretmenin kolay, satmanın zor olduğunu aktaran Çetin, "Fakat burada önemli olan şey bu projenin teknoloji üretimine kapı açmasıdır. Bu proje sayesinde Türkiye elektrik pili, sensör, otonom sürüş gibi alanlarda teknoloji üretme yolunda ilerlese bile büyük kazanım olur. Projenin önemli bir yönü çok ortaklı bir kamu-özel sektör işbirliği modeli olmasıdır. Büyük özel sektör şirketlerinin bir çatı altında işbirliği yapması da bir ilktir. Sayın Kıraç'ın otomobil projesinde de rol alması ümit verici bir durumdur. Umarım ki kurumsal bir yapıyla yönetilir ve başarılı olur. Proje açıklanır açıklanmaz bazı kuruluşlar yine '10 bin araç biz alırız, 20 bin araç biz alırız' gibi beyanlar verdiler. Bence bunu sözde bırakmayalım ve herkes biner dolar yatırıp sipariş versin, bu proje gerçek bir milli proje olsun" diye konuştu.