1
Hakkı KURBAN / Nuriye DOĞU
Çarpıcı bilgiyi ise Canikli paylaştı: "Elimde 10 Eylül tarihli FETÖ istihbarat raporu var. 21-23 Eylül'de ekonomi gelişmeleri olacağı belirtiliyor. Moody's'i kastedip kastetmedikleri bilinmez."
15 Temmuz işgal girişimiyle Türkiye’yi teslim alamayanlar, hedefe bir kez daha ekonomiyi koydu. Reyting skandallarına bir yenisi daha eklendi. Daha üç gün önce "Türkiye ekonomisi, 15 Temmuz girişiminin olumsuz etkilerini üzerinden attı” diyen Moody’s, iki gün geçmeden Türkiye’nin kredi notunu Baa3’ten Ba1’e indirdi.
EKO-POLİTİK KALKIŞMA!
Bu skandal kararın yatırımcı nezdinde inandırıcılığı bulunmadığını söyleyen analistler ise hemfikir: “Moody’s suçüstü yakalandı. İşin özü şu: 15 Temmuz süreci bitmedi; saldırı devam ediyor!”
İNANDIRICILIKTAN UZAK
Not indirim kararında, dış finansman yükümlülüklerine yönelik risklerin artması, kurumsal güçler ve büyümenin zayıflamasına vurgu yapılıyor. Fakat uzmanlar, Türkiye ekonomisinin geldiği nokta, yakalanan büyüme, cari açığın düşmesi, bütçe fazlası gibi faktörlerin görmezden gelindiğine dikkat çekiyorlar.
SİCİLİ DAHA DA BOZULDU
Kredi derecelendirme kuruluşları, yaptıkları açıklamalarla aynı zamanda kendi saygınlıklarını da etkiliyorlar. Moody’s, S&P ve Fitch gibi kuruluşlar, 2008 krizinde batık durumdaki şirket ve ülkelere en üst düzeyde not vererek krizin tetikleyici unsuru olmuşlardı. 2008 kriziyle birlikte itibarlarını sıfırlayan bu kuruluşlar, ciddi anlamda sorgulanmış, dev para cezalarıyla karşı karşıya kalmışlardı.
'21-23 EYLÜL SİNYALİ '
Konuya dair sarsıcı detaysa Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’den geldi. Canikli, küresel risklere rağmen Türkiyenin en yüksek büyüme hızını yakalayan 5 ekonomi arasında olduğunu hatırlattı. Moody's’in kararı ekonomik ve rasyonel gerekçeye dayanmıyorsa gerçek sebebi nedir?” diye soran Canikli’nin şu ifadeleri dikkat çekti: “Elimde 10 Eylül 2016 tarihli bir istihbarat raporu var. Raporda, FETÖ mensuplarınca, 21-23 Eylül'de ekonomik alanda Türkiye'yi zora düşürecek gelişme olacağının konuşulduğu belirtiliyor. FETÖ'nün Moody's’in indirimini kastedip kastetmediği bilinmez.”
HER KESiMDEN BÜYÜK TEPKi VAR:
En iyi cevap reformlardır
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: En iyi cevap, reformları hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam. Birçok iç ve dış şoka rağmen ekonomimiz, küresel kriz sonrası yüzde 5.2 büyümüştür.
Finansman sıkıntısı yok
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi: İlk yarıda Türkiye yüzde 3.9 büyüdü. Özel sektör ve kamu kesimi dış finansman koşullarında herhangi bozulma yaşamadı. İş yapma ortamını iyileştirecek reformlarımıza devam edeceğiz.
Terör-darbeyle yıkılmadık
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Bülent Gedikli: Türkiye, 15 Temmuz'un ekonomi etkilerini sildi. Darbe girişimiyle, terör saldırılarıyla yıkamadıkları Türkiye'yi not indirimiyle sıkıştırmaya çalışmak en hafifinden akılsızlıktır.
Piyasa rasyonel davranır
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Esas olan yatırımcı dostu politikalarımızı sürdürmektir. Piyasa aktörleri rasyonel davranmaya, verilerden hareket etmeye devam edecektir. Kredi notumuz er veya geç hak ettiğimiz düzeye çıkarılacaktır
Gerçeklerle bağdaşmıyor
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi: Türkiye’de bir bozulma yok. Kamu maliyesi sağlam. Bütçede ilk 8 ayda fazla verildi, AB tanımlı kamu borç stokunun GSYH’a oranı ise %32,3 ile şimdiye kadarki en düşük seviyeye geriledi. İhracatta pek çok ülkeden iyi durumdayız. Cari açık tehlike bölgesinden uzakta. Hal böyle iken, not indirimi kararı Türkiye’nin ekonomik gerçekleşmeleriyle bağdaşmıyor.
Bal gibi biliyor; yine de yazalım
Moody’s’in karar alırken, Türkiye’deki olumlu gelişmeleri görmezden gelmesi 'kasıtlı hata'nın kanıtı. İşte o göstergeler:
Moody’s’e özel, hızlandırılmış İktisat’a Giriş: BAHANELER VE GERÇEKLER!
BÜYÜME:
BAHANE: Moody’s’in not indirimine gerekçe gösterdiği hususlardan biri ‘büyümedeki zayıflık’.
GERÇEK: Oysa Türkiye, terör saldırıları, darbe girişimi, küresel ekonomideki durgunluk gibi faktörlere rağmen, yılın ilk yarısında yüzde 3.9 büyüdü. Bu oranla Türkiye, dünya üzerinde en yüksek büyümeyi yakalayan beş ülkeden biri konumunda. Türkiye, dünyadaki ‘büyüme sancılarına’ rağmen, 27 çeyrektir aralıksız şekilde büyüme kaydediyor.
FİNANSMAN RİSKİ:
BAHANE: Moody’s’in bir diğer bahanesi ise “Dış finansman yükümlülüklerine yönelik risklerin artması.
GERÇEK: Özel sektör ve kamunun dış finansman koşullarında herhangi bir bozulma yok. Sadece 15 Temmuz darbe giriminden 15 Ağustos’a kadarki bir aylık süre içinde özel sektör ve bankalar tam 3.3 milyar liralık tahvil ihracı gerçekleştirdi.
Dış talep ve ihracattaki artış da son aylarda ivme kazandı. Rusya ile problemlerin aşılması, Irak ve diğer bölgelere yönelik ihracatın yükselmesi, AB ülkelerine mal satışının artması Moody’s’in bu bahanesini de tarihin çöplüğüne atıyor.
KURUMSAL GÜÇLER:
(Aradığınız bahaneye ulaşılamıyor!)
BAHANE: Moody’s’in kurumsal güçlerin zayıflamasını da gerekçelerden biri olarak gösterdi.
GERÇEK: Türkiye, bu süreçte, devlet içinde ekonomiye tehdit olan FETÖ yapılanmasını temizlerken, siyasette “Yenikapı ruhu” oluşmuş, reformlar ve eylem planları konusunda atılan adımlarla gücünü ortaya koymuştu. Yapılan tartışmalara karşın Fırat Kalkanı Harekatı da, Türkiye’deki kurumların dimdik ayakta durduğunun ispatı olarak dikkat çekmişti. Moody’s’in ‘kurumsal güçler’den hangi kurumları kastettiği anlaşılamadı.