13 yıllık istikrar olmasa dolar 8 liraya çıkabilirdi

MÜSİAD Başkanı Olpak, yaklaşan seçimler öncesi kurda yaşanan son hareketliliği değerlendirdi: Geçen yıl 2 seçim yaşadık.

Doların yüzde 50’lik bir değişimini, siyasi istikrarla birlikte ekonomik istikrarın da iyi sağlandığının bir göstergesi olarak görüyorum. Biz bugün 3 liralık değil, 8 liralık doları konuşuyor olabilirdik. 

ŞENAY KÖŞDERE

senay.kosdere@aksam.com.tr

Müsiad, 7 Haziran seçimlerinden sonra yüksek sesle dile getirmeyi planladığı, ancak hükümet kurulamayınca bir süre için askıya aldığı öneriyi 1 Kasım'dan sonra ülke gündemine taşıyacak. Seçim, artık 5 yılda bir olsun, iş alemi 5 yl seçim düşünmesin diyecek. MÜSİAD Başkanı Nail Olpak "2019 yılında 3 seçim beraber yapılacak. Cumhurbaşkanlığı, mali seçimler ve parlemento seçimleri. Ondan sonraki süreçte gelin şu parlemento seçimlerini 5 yıla alalım. Bundan sonra hep biz 5 yılda bir tek seçim yılı yaşayarak gidelim, 5 yıl seçim düşünmeyelim" diyor.  

Nasıl geçirdi MÜSİAD üyeleri 2015’i?

Geçen yıl iki seçim vardı. Yerel seçimlerde kıran kıra bir süreç yaşadık. Sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimi de bunun devamı niteliğinde oldu. İş alemi 2015’e biraz hasarlı başladı. Bizim beklentimiz 2015’te bir seçim olacak, 2018’e kadar bir daha seçim işinden kurtulacağız yönündeydi. Hatta MÜSİAD olarak, bir görüşümüz vardı. Bunu Haziran’dan sonra yüksek sesle de dile getirecektik. Ama olmadı. 

Neydi o öneri?

2019 yılında 3 seçim beraber yapılacak. Cumhurbaşkanlığı, mali seçimler ve parlemento seçimleri. Ondan sonraki süreçte gelin şu parlemento seçimlerini 5 yıla alalım. Bundan sonra hep biz 5 yılda bir tek seçim yılı yaşayarak gidelim, önerisini getirecektik. Diyoruz ki 5 yıl seçim düşünmeyelim. 

Peki hala gündeminizde mi bu konu?

1 Kasım’da bir tablo ortaya çıksın, konuyu yine gündeme getireceğiz. Kabul görüp görmemesi siyasi partilerimizin takdiri. Ama bunun doğru olacağını düşünüyoruz.

%250'LİK DEVALÜASYONU GÖRDÜK

Kurdaki hareket sizi tedirgin etti mi?
Ben 5 Nisan 1994 krizini yaşamış birisiyim. Doların 16.5’lardan 43.5’a fırladığı bir dönemi yaşadık. Bir anayasa kitapçığı sayesinde fırladığı bir kriz yaşadık. Geçen yıl 2 seçim bu yıl yaşamış birisi olarak doların doların yüzde 50’lik bir değişimini, siyasi istikrarla birlikte ekonomik istikrarın da iyi sağlandığının bir göstergesi olarak görüyorum. Biz bugün 3 liralık değil, 8 liralık doları konuşuyor olabilirdik. Ayrıca bu dönemde ikinci çeyrek büyümesinin 3.8 gelmesi, birilerine çok sürpriz oldu. Oysa MÜSİAD olarak biz bu orana hiç şaşırmadık. 

3.ÇEYREK BÜYÜMESİ DE %3.8

Neden sürpriz değildi?
Bizim satın alma müdürleri diye bir endeksimiz var. Biz bu endeks sayesinde verileri 2 ay öncesinden görebiliyoruz. Sürpriz olmayan 3.8’lik bir büyüme gördük. Üçüncü çeyrek büyüme verisi ikinci çeyrekten kötü olmayacak, en azından bu seviyede olacak. Fakat bizim bir şekilde istikrarı tekrar yakalamamız lazım. MÜSİAD olarak bizim bir üçlememiz var; huzur güven, pozitif istikrar.

Yarın da başka ülke olur

High Tech Port by MÜSİAD nasıl geçti? Devamı gelecek mi?
Türkiye bir orta gelir tuzağı riskiyle karşı karşıya. Bunun da çıkışı yüksek katmadeğerli, yüksek teknoloji ürünlerinde. Biz High Tech Port'u bir medeniyet projesi olarak görüyoruz. 
Bugün Katar, yarın bir başka ülke olur. Devam edeceğiz.

Birileri beklentiyi kötü yönetme gayreti içinde

Yurtdışında, yurtiçinde Türkiye'ye dair geçmişe oranla daha negatif bir tablo mu çiziliyor.  Bu konuda sizin gözlemleriniz nasıl?
Ekonomi bir beklenti yönetimidir. Beklentide algıyla ilgilidir. Ben algımızın gerçeğinden çok kötü yansıtıldığı kanaatindeyim. Bundan birkaç ay öncesinde Boston, New York, Washington ziyaretleri yaptık. Bundan 3-4  ay öncesinin Türkiyesiyle bugünün Türkiyesi arasında veriler açısından büyük bir fark yok. Orada gördük ki bize kötü bakmıyorlar. Eksiğimiz ne diye sorduğumuzdaysa 'algı' diyorlar. Diğer taraftan piyasada beklenti anketlerinde kötümser bir tablo var. Ama gerçekleşmelere bakıyorsunuz, hiç de böyle bir durum yok. Ben burada kötü niyet olduğuna inanıyorum. Birileri beklentiyi kötü yönetme gayreti içerisinde. Bizim pozisyonumuzu kötü gösterme gayreti içinde. Komşularla ilişkiye gelince, bu coğrafyayı biz oluşturmadık. Bizim Irak'la ilişkimiz bugün bozulmadı ki. İran'la ilişkilerimiz her zaman enteresanbir çizgi içinde gider. Suriye derseniz, kendi halkına bomba yağdıran bir adam varken biz neden bahsedebiliriz. Geçtiğimiz dönemde Cumhurbaşkanımızla bir Çin- Endonezya seyahati yaptık. Çin ki komünist parti tarafndan yönetilen bir ülke. Orada devlet başkanı ilk defa cumhurbaşkanımızın olduğu yerde bir iş forumuna katıldı. Bu çok önemli bir gelişme. 

Kim samimi oturduysa o kârlı çıkacak

Seçim sonrası nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?
'Bidon kafalı' diye bizim hiç katılmadığımız bir tabir var. Biz o 'bidon kafalı' dedikleri halkın fotoğrafı iyi gördüğü kanaatindeyiz. Seçimden sonra dedik ki ortada bir koalisyon tablosu var, partilerimiz masaya iyi niyetle ve sonuç odaklı oturmalı. Milletin mesajını doğru almadan o masaya oturulursa, bir sonraki seçimde bunun partiler için dezavantaj olacağını söylemiştik. Şimdi, koalisyon görüşmeleri döneminde kim masaya daha samimi oturduysa, sandıktan o kârlı çıkacak. Siyasi görüşlerimiz bir yana sürdürülebilirlik açısından bu kârlılığın bir istikrar kârlılığı olmasından yanayız.

Piyasa olumlu beklentiyi satın alıyor

1 Kasım Türkiye için bir milat olacak, sonrasına dair beklentiniz nasıl?
1 Kasım'da milletin nasıl oy kullanacağını kimse bilemez. Ben de oy kullanacak bir bireyim, milleti de dinliyorum. Millet bir samimiyet testi uygulayacak siyasetçiye. Bir seçimin temel argümanı vaadler olmamalı. Zaten öyle olsaydı asgari ücret 5 bin TL olacak diyen parti birinci sırada olurdu. Ben 1 Kasım'dan ümitliyim. Tabii hiçbirşey dünyanın sonu değill. Farklı bir tablo çıkarsa da Türkiye kendini ona göre çizer, götürür. Şu anda bir geçici seçim hükümetimiz var. Normal şartlerde piyasanın allak bullak olmasını beklerdik. Dolar da 2.90'lara geriledi. Demek ki piyasa olumlu sinyaller var, olumlu beklenti satın alınıyor.  

Tenkit edenlerin cirosu nereden nereye geldi...

Az önce iş dünyasının pozitif bakmayı seven bir yapıya sahip olduğunu söylediniz. Ama genellikle MÜSİAD kadar pozitif olmayan sivil toplum kuruluşları da var… 
Biz iki şey yapmalıyız. Birincisi güzel olana teşekkür etmek. Bu MÜSİAD hiç eleştiride bulunmaz demek anlamına gelmesin. Bizim 'Orta Gelir Tuzağı Raporumuz' en büyük eleştiridir aslında. Ama biz siyasetçi değliz, siyasi polemiğin içinde olmamamız lazım. Bu negatif kuruluşların üyelerinin, 13 yıllık tek parti iktidarı döneminde nereden nereye geldiğini unutamak lazım. Kimsenin cirosunun büyümesi, işinin büyümesi ayıp bir şey değildir. Aksine iyi bir şeydir. Ama hem en fazla nemalanan grupların içerisinde olup, hem de haksız bazı tenkitlerde bulunmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Ama tabi yanlış varsa bunu da hep beraber dile getirelim. 

Üyelik bedelimiz 'çay parası'

MÜSİAD son yıllarda şube, temsilcilik sayısını artırıyor. Bu bir politika değişikliği mi?
Yaygınlık bizim önceliklerimiz arasında değildi. 3 yıl önce oturduk, bu politikayı değiştirme kararı aldık. Böyle olunca yurtiçinde 34 noktamızı 86 noktaya çıkardık. Ama asıl hedef yurtdışı. Dünya pastasından pay alacaksak koca Amerika'da 2 dernek bir temsilcilik yeterli değil. Yurtdışında 72 ülkede temsil ediliyoruz. 169 noktada dünya üzerinde temas kurabiliyoruz. İyi mi daha iyi ama yetmez. 

Üyelik bedeli nedir MÜSİAD'ın?
11.500'den fazla üyemiz bulunuyor. Üyelik bedelimize çay parası diyoruz. Yıllık sadece 2 bin 850 TL.  

İş dünyasına hangi pazarları önerirsiniz?

Afrika hâlâ bizim için önemli. Eski Türki Cumhuriyetlerin bizim için tekrar önemli olmaya başladığını düşünüyorum. 
Latin Ameraka pazarının da gittikçe daha cazip oluyor. Biz üyelerimize 1.5 yıldır Kolombiya'yı anlatmaya çalışıyoruz. 
Bir de Endonezyanın önümüzdeki dönemde önemli pazarlardan biri olacağını düşünüyorum. Çünkü orta vadeli planlarında 500 milyar dolarlık alt yapı yatırımı yapmak var.