Öğrencilere artık ev ödevi verilmeyecek!

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, milyonlarca öğrenciyi ilgilendirecek bir açıklamada bulundu. Yılmaz, ''Bundan sonra hiçbir öğretmenimiz, öğrencisine ev ödevi vermeyecektir'' ifadesini kullandı. Yılmaz ayrıca, ''Tam gün eğitime geçen okullarımızda öğle yemeklerini Bakanlık olarak biz karşılayacağız'' dedi.

Bakan Yılmaz, ev ödevine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Bundan sonra hiçbir öğretmenimiz, öğrencisine evde ev ödevi vermeyecektir. Öğrencilerimizin dikkatlerini daha çok derse yoğunlaştırmalarını, konuyu derste öğrenmelerini istiyoruz. İnanıyoruz ki çocuklarımız da okulda, sınıfta öğrendiklerini eve gittiklerinde tekrarlayacaklar, öğrendiklerini daha da pekiştireceklerdir. Zaten şimdi ezberden çıktık. Artık bundan sonra ezber olmayacak, eski dershane eğitim usulleri tekrar edilmeyecek. Okulda öğrendiklerini hayatta kullanabilme yeteneklerini kazanmalarını istiyoruz. Öğrendiklerinin hayatta bir karşılığının olduğunu görmelerini istiyoruz. Önümüzdeki dönem, çağa ve hayata uygun bir eğitim sistemini evlatlarımıza vereceğiz. Önümüzdeki eğitim öğretim yılından sonra öğrencilerimize hiçbir ev ödevi verilmeyecektir."

Okullarda öğle yemeği Bakanlık tarafından verilecek

Tam gün eğitime geçildiğinde öğrencilere verilecek öğle yemeklerine ilişkin planlamalar yapıldığını aktaran Bakan Yılmaz, 1 milyon 200 bine yakın taşımalı eğitim kapsamında olan öğrencilerden tam gün eğitim alanlara öğle yemeğini Bakanlık olarak verdiklerini belirtti. 

Yılmaz, "Bundan sonra da tam gün eğitime geçen okullarımızda, Başbakanımız Binali Yıldırım da açıkladı, öğle yemeklerini Bakanlık olarak biz karşılayacağız." bilgisini paylaştı. 

Öğle yemeklerinin okullarda verilmesi uygulamasının kademeli olarak başlayacağını anlatan Yılmaz, "Başbakanımızın talimatı doğrultusunda, Maliye Bakanlığımızla görüşerek, kademeli olarak bunu gerçekleştireceğiz. Evlatlarımıza daha iyi bir beslenme, daha bir iyi eğitim sağlamak, eğitimin kalitesini her geçen gün daha da artırmak bizim öncelikli vazifemiz olacaktır." diye konuştu. 

Okul kantinlerinde satışa sunulan gıda maddelerine ilişkin Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışma yürütüldüğüne işaret eden Yılmaz, "Sağlık Bakanlığından aldığımız listelerle kantinlerde gıda maddelerinin satılmasına izin veriyoruz. Şekerli, obeziteye yol açacak beslenme olmayacak şekilde. Sağlıklı nesillerle sağlıklı geleceği yakalamak, inşa etmek istiyoruz. Projemizde, beslenme konusunda Sağlık Bakanlığı, mali konularda da Maliye Bakanlığı destekçimiz olacaktır." değerlendirmesinde bulundu. 

Aile ile okul arasında kuşkusuz en önemli sorunlardan biri de ‘ev ödevleri’.

Bu sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede hâlâ çok tartışılıyor. Özellikle İspanya’da geçtiğimiz yıl ödeve karşı ayaklanan öğrencilerin en büyük destekçileri de aileleri olmuştu. Dünyada öğrencilerin çoğu, daha az ödev ya da mümkünse hiç yapmamak istiyor. 2014’te OECD ülkelerinde 15 yaşındaki öğrencilere verilen ortalama haftalık ev ödevleriyle ilgili rapora göre, İspanyol öğrenciler haftada 6.5 saatini ev ödevine harcıyor. Şanghaylı öğrenciler ortalama 13.8, İngilizler 4.9, Finlandiyalı öğrenciler de 2.8 saatini ödeve ayırıyor. PISA 2012 sonuçlarında en başarılı ülke olarak gösterilen Finlandiya ile Şanghay karşılaştırıldığında, ödev konusunda zıt kutuplarda olduklarını görmek mümkün. Bu da Amerika’da bazı eyaletlerde ödevin okul başarısını geliştirmediğini gösteren araştırmalara destek veriyor. Bu araştırmalarda ödevin başarıya fayda sağlamadığı gibi okula karşı tutum, not, özgüven ve sosyal beceri ile yaşam kalitesine zarar verdiği görülüyor.

RUTİN TEKRARDAN UZAK DURMALI

Ödev; sadece okulla öğrenci arasında değil, aile ile çocuk arasında da aslında büyük huzursuzluk kaynağı olabiliyor. Uzmanlara göre evde çoğu zaman çocuk ile anne arasında en büyük tartışmalarda başrolü ‘ödev’ kapıyor. Çocukları ve aileleri strese sokup, denge eksikliği ve uyku gibi problemlere yol açan bu tartışma konusuna eğitimciler de farklı bakıyor. Ödevi destekleyip, faydalarının azımsanmayacak kadar çok olduğunu vurgulayan eğitimciler, çocukların okul gününde öğrendiklerini unutmamaları ve pekiştirmeleri için ödev ya da ders tekrarının şart olduğu görüşünde. Bu görüşe göre “Ödev yok” diye açıklama yapmak yerine zamanı boşa harcayan, öğrenme hedefi olmayan ev çalışmasını yasaklamak daha iyi.

Başka bir görüşe göre de çocuğun okuldan arta kalan zamanını bu kadar zorlayan tekrarlara yer vermek gereksiz.

Kuşkusuz çocuğun eğitim yolculuğunda okulda öğrendiklerini ailenin de desteklemesi başarıyı getiriyor ve öğrenmeyi de pekiştiriyor. Ama işin püf noktası rutin tekrarlar ve zoraki okumalar değil, yaparak, yaşayarak eğlenceli şekilde yapılan uygulamalar. En önemlisi de öğrencilerin anne-babalarından yardım almadan yaşlarına uygun sürede tekrar yapmaları. Yurtdışında yapılan bazı çalışmalara göre, birinci sınıftaki öğrencilere verilen ödevin 10 dakikayı aşmaması, daha üst sınıflarda 20 dakikayı ve liseye kadar da iki saate çıkması normal.

Ne yapıp edip ödev, sıradan oyalama çalışmasının ötesine taşınarak motive edici hale getirilmeli. Bu konuda eğitimciler biraz daha kafa yormalı.