AA
Mısır'ın Akdeniz kıyısındaki Şarm eş-Şeyh kentinde 22 Mart'ta Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in katılımıyla üçlü zirve düzenlendi.
Bundan birkaç gün sonra, 27-28 Mart'ta İsrail'in ev sahipliğinde düzenlenen Necef Zirvesi'ne ise İsrail'in yanı sıra ABD, Mısır, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn dışişleri bakanları katıldı.
Ürdün bir hafta içinde düzenlenen iki zirvede de yoktu. Uzmanlar, Amman'ın bu zirvelerde bulunmamasının nedenlerini AA muhabirine değerlendirdi.
- ÜRDÜN DAVET EDİLDİ Mİ?
Siyaset bilimi profesörü, Filistin ve İsrail meseleleri uzmanı Ahmed Said Nevfel, en önemli sorunun "Ürdün'ün bu iki toplantıya davet edilip edilmediği" olduğunu söyledi.
Bunun arkasında Ürdün'ü Filistin meselesinden uzak tutmayı hedefleyen siyasi bir amaç olduğu görüşünü aktaran Nevfel, "Ürdün'ün davet edildiğini ancak katılamayacağı için özürlerini ilettiğini düşünüyorum. Bu görüşmelere ev sahipliği yapan ortam ve görüşmeler Ürdün için rahatsız edici. Ürdün'ün konumu katılımcı ülkelerle uyuşmuyor." dedi.
Nevfel, İsrail Dışişleri Bakanı Yaid Lapid'in 10 Mart'taki Amman ziyaretini ve Kral 2. Abdullah'la görüşmesini anımsatarak, şunları ifade etti:
"Amman ve Tel Aviv arasındaki son görüşmelerin sonuçlarının Ürdün'ü tatmin etmediğini düşünüyorum. Bu nedenle İsrail, Ürdün'ün yer almadığı toplantılar düzenlenmesi için çaba sarf etti. Ürdün, İsrail hükümetine güvenmiyor."
Jeopolitik ve demografik olarak bağlantılı olan Ürdün ve Filistin'in zirvelerde yer almamasıyla bu görüşmelerin değerini kaybettiğini söyleyen Fayiz, "Bu tür toplantılar, hiçbir şekilde Ürdün'ün rolünü azaltamaz; Ürdün Kralı'nın Filistin Devlet Başkanı Abbas ile yaptığı görüşme (28 Mart) bunun kanıtıdır." dedi.
- "DIŞLANMA DA İMKAN DAHİLİNDE"
Ürdünlü eski diplomat ve siyasetçi Musa Bireyzat, iki zirvede yer almamanın Ürdün'ün tercihi olduğu kanaatini dile getirdi.
Bununla birlikte Bireyzat, "Dışlanma da imkan dahilinde. Filistin meselesinde kartlar artık Ürdün'ün değil Filistinlilerin ve ABD'nin elinde. Filistin dosyasında hiçbir Arap ülkesinin etkisi yok." ifadesini kullandı.
Ürdün'ün kamuoyu görüşleri nedeniyle bu zirvelerden uzak durmak istemiş olabileceğini belirten Bireyzat, bu toplantıların bir kısmının Avrupa ve Amerika'nın Ukrayna'daki pozisyonunun desteklenmesiyle, bir kısmının da bölgesel durumlara ilişkin düzenlemelerle ilgili olduğunu ifade etti.
Bireyzat, toplantıya katılan Arap ülkelerinin, temelde Kudüs'ün ve kutsal yerlerin Ürdün tarafından koruma altına alınmış olmasını desteklemediğini ve Ürdün'den farklı bir bakış açısına sahip olduklarını kaydetti.
Eski diplomat, "Ürdün'ün tutumunu destekleyen tek Müslüman cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan." dedi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Necef Zirvesi'yle eş zamanlı olarak Ramallah'a giderek Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın görüşmesine de değinen Bireyzat, Ürdün Kralı'nın her zaman Abbas'ın bakış açısını duymak istediğini ve Filistin-İsrail ilişkisiyle ilgili masada ne olduğuna dair görüşünü dinlediğini belirtti.
- ÜRDÜN'ÜN KATILIMI REDDETMESİ
Yazar ve siyasi analist Fayiz el-Fayiz ise edindiği bilgilere dayanarak, Necef Zirvesi'ne katılmayı reddeden Ürdün'ü cumartesi akşamına kadar katılım için ikna girişimlerinin devam ettiğini aktardı.
Fayiz, "Ürdün, kendisini Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurmayacağı ve Filistinlilerin yer almadığı bir ittifakın parçası olarak görmüyor." dedi.
Ürdünlü uzman, Amman'ın eski ABD Başkanı Donald Trump dönemindeki Washington'un diktelerine karşı çıktığını ve hala Kudüs dosyasına bağlı olduğunu ifade etti.
Kral 2. Abdullah'ın Ramallah ziyareti sırasındaki, "Ürdünlüler ve Filistinliler birbirimize çok yakınız ve aynı siperde bulunuyoruz" sözlerine dikkati çeken Fayiz, "Bu açıklama üzerinde düşünüldüğünde Amman'ın Filistin meselesinden ödün vererek, İsrail ile herhangi bir normalleşme safında yer almayı reddettiği anlaşılacaktır." diye konuştu.