28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine sayılı günler kala, Beyaz Saray'dan Türkiye'ye F-16 satışıyla ilgili bir açıklama geldi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, çevrim içi basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'deki seçimlerden sonra F-16 anlaşmasıyla ilgili bir gelişme olabileceğine dair ABD Kongresinde herhangi bir hareket olup olmadığına ilişkin soruya Kirby, bu konuda herhangi bir teminattan haberdar olmadığını söyledi.
"BIDEN'IN İSTEĞİNDE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ"
Kirby, konuyla ilgili gazetecileri Kongre yetkililerine yönlendirdi ve Biden'ın bu konudaki pozisyonunun değişmediğinin altını çizdi.
Kirby, "Bu konuda yalnızca Başkan Biden adına konuşabilirim ve onun da F-16 ile ilgili ilerleme kaydedilmesi konusundaki isteğinde hiçbir şey değişmedi." ifadesini kullandı.
BELGOROD'DA ABD SİLAHLARININ KULLANILDIĞI İDDİALARI
Rusya'nın "bir Ukrayna sabotaj grubunun, ABD menşeli silah ve araçlarla ülkenin Belgorod bölgesine girdiği" iddiasıyla ilgili Kirby, ABD ekipman ve araçlarının olaya karışmış olabileceğine dair iddiaları incelediklerini söyledi.
Kirby, Amerikan ekipmanlarının Rusya içindeki saldırılarda kullanılmasını desteklemedikleri konusunda net ve tutarlı oldukları görüşünü paylaştı.
Rus güvenlik şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin'in Bahmut'ta 20 binden fazla askerinin öldüğü ifadesine ilişkin ise Kirby, bu sayının kendi tahmin ettikleri rakamlarla örtüştüğünü ve Bahmut'taki saldırılarının Rusya'ya maliyetinin daha fazla olduğuna işaret etti.
ÇİN'İN MİCRON YASAĞI
Çin'in Amerikan çip üreticisi Micron'un, kritik altyapı projelerine ürün sağlamasını yasaklamasına ilişkin Kirby, Çin'in bu adımının Hiroşima'daki G7 zirvesinde atılan ekonomik adımları "baltalama girişimi" olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Kirby, yasağın G7 marjındaki ekonomik dayanıklılık ve güvenlikle ilgili ortak açıklamadan bir gün sonra geldiğine dikkati çekerek Çin'in bu tür çabalara karşı koymaya çalıştığını ifade etti.
Kirby, diğer yandan Çin ile iletişim kanallarını açık tutmayı hedeflediklerini ancak bunun Çin'in "uygunsuz hareket" ettiği zaman öylece duracakları anlamına gelmeyeceğini bildirdi.