1
18 Aralık Uluslararası Dünya Göçmenler Günü’nde AA muhabirine değerlendirmeler yapan Arslan, mülteciler konusunda daha bilinçli ve operasyonel bir strateji geliştirmek için çok yönlü yaklaşımın öneminin altını çizdi.
Türkiye'deki mültecilerin yüzde 94'ünün kamplarda değil, toplum içinde, kentlerde yaşadığını belirten Arslan, "Hatta büyük çoğunluğu Türkiye'nin metropolü İstanbul'da yaşıyor. Bu nedenle, şehirlerin refahı için iş kurma ve istihdam alanındaki projelerin desteklenmesi çok önemli." diye konuştu.
Mültecilerin ülke ekonomilerine katkıları konusunda Arslan, şunları söyledi:
"Mültecileri ekonomiye kazandırmanız, kendi ülkenizin iş gücünü başka ülkeden gelen sizin vatandaşınız olmayan birine vermek anlamına geliyor. Örneğin, işsizlik oranınız yüzde 3 veya 5 ise bu oran ülkenizde oturum izni alan mültecilerle birlikte daha da artmış oluyor. Bu noktada devletlerin katma değer üretebilecek göçmenleri ülkelerine kazandırmak istemeleri anlaşılabilir bir durumdur. Amerika’da veya diğer Avrupa ülkelerinde devam eden mülteci tartışmalarının temelinde eğitimlerine para harcamayacakları insanları seçmek yatıyor. Bu durum, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü vesilesiyle de çok iyi planlanması gereken ve öneminin iyi anlatılması gereken bir konu."
Göçmen ve mülteci tanımının iyi yapılması gerektiğini belirten Arslan, mültecilerin mecburiyetten başka bir ülkeye göç etmek zorunda kaldıklarının altını çizdi.
Türkiye’nin dünyadaki mülteci akınını yüklenmede önemli bir rol üstlendiğine değinen Sadıklar, "Türkiye, mülteci ağırlamada kesinlikle diğer dünya ülkelerine bir rol modeldir ve başka ülkelere de bir çok dersler vermiştir. Türkiye’nin de kendi içerisinde yaşadığı zorluklar var. Ancak buna rağmen bu kadar hassas bir görevi kendi genç işsizlik oranına rağmen aktif bir şekilde üstlendi." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Türkiye'nin 3,5 milyon mülteciyle dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke durumunda olduğu bilgisini veren Arslan, şöyle devam etti:
"Bu nedenle, Atlantik Konseyi Türkiye olarak 2018 yılında mültecilerle ilgili iki etkinlik düzenledik. Bunlardan ilki, Türkiye’nin mülteci ağırlama potansiyeline dair dünya genelindeki farkındalığı artırmayı hedeflediğimiz program. Dünyanın 35 ülkesinden bir çok genç lideri Gaziantep ve Çeşme'de ağırladık. İkincisi ise "Suriyeli Mültecilerle Uzun Vadeli Bir Dayanışma Yolunda, Türkiye'nin Tutumu ve Zorluklar" ismiyle yayımlanan rapor. Türkiye hakkında böyle bir rapor ilk defa yurt dışı merkezli bir düşünce kuruluşu tarafından hazırlandı."
Defne Sadıklar Arslan, 2019 yılında ise mülteci çocukların eğitimi ve mültecilerin ekonomiye kazandırılması konusunda çalışmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.
(AA)