South China Morning Post gazetesinin haberine göre, 2014'teki darbeyle yönetime gelen 69 yaşındaki Tayland Başbakanı Prayut Çan-o-ça, bir daha seçimlerde yarışmayacağını ve aktif siyaseti bıraktığını açıkladı.
AA'nın haberine göre, açıklamasında, başbakan olarak Tayland halkını, dini ve monarşiyi korumak için çok çalıştığını belirten Prayut, istikrar ve barış için her alanda ülkeyi güçlendirmeye çalıştığını ifade etti.
Darbe sonrası iktidarda kaldığı 9 yıl boyunca Prayut, pek çok güvenoyu yoklaması, mahkeme süreci ve sokak protestolarıyla yüzleşmek durumunda kalmıştı.
Aralık 2022'de, seçimler öncesinde yeni kurulan "United Thai Nation" (Birleşik Tay Ulusu) partisine katıldığını açıklayan Prayut, 2025'e kadar görevde kalmak istediğini belirtmişti.
Prayut'un partisi seçimlerde hezimete uğramıştı
Prayut'un partisi Birleşik Tay Ulusu seçimlerde hezimet yaşamış, 500 üyeli Temsilciler Meclisinde yalnızca 36 sandalye kazanabilmişti.
İleri Hareket Partisi (MFP) seçimlerde, monarşi ve ordu karşıtı reformist kampanyasıyla Temsilciler Meclisinde genel seçim ve nispi temsil ile birlikte 151 koltuğu kazanarak birinci parti olmuştu.
Eski Başbakan Taksin Şinawatra'nın kızı Paetongtarn Şinawatra'nın başında olduğu Taylandlılar İçin Partisi (PTP) ise yine genel seçim ve nispi temsil sonucunda 141 koltukla Temsilciler Meclisindeki en güçlü ikinci parti olarak kayıtlara geçmişti.
Prayut'u iktidara taşıyan darbeler
Eski Tayland Başbakanı Taksin Şinavatra, 2006'da yolsuzluk ve krala saygısızlıkla suçlanarak askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
Taksin Şinavatra'nın kardeşi Yinglak Şinavatra 2011'de seçimle iktidara gelmiş ancak Yinglak'ı "ağabeyinin kuklası" olmakla suçlayarak istifasını isteyenlerin ayaklanmasının bastırılamaması üzerine, Tayland ordusu 22 Mayıs 2014'te tekrar yönetime el koymuştu.
O dönem Tayland Kraliyet Ordusu Komutanı olan Prayut, 2014-2019 yıllarında ülkeyi yöneten askeri hükümetin başbakanı olmuştu.
Prayut, Mart 2019'da yapılan seçimlere cunta destekli Palang Pracharath (Halkın Devlet İktidarı) Partisinin adayı olarak girmiş, seçimlerin ardından seçilmiş milletvekillerinin oluşturduğu Temsilciler Meclisi ile cunta tarafından atanan askerlerden oluşan Senatonun ortak oylamasıyla yeniden başbakanlık görevine getirilmişti.