Uzmanlar, Suudi Arabistan'da yaşananları 'kıyamet hazırlığı' olarak nitelendirdi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın rakip olarak gördüğü prensleri gözaltına alma kararı büyük bir tartışmaya kapı araladı. Uzmanlar, ''Suudi Arabistan'da bugün yaşananları 'kıyamet hazırlığı' olarak nitelendirebiliriz. Tutuklananlar arasında eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayef'in olması dikkat çekici.'' değerlendirmesinde bulundu.

Yeni Şafak

Suudi Arabistan'da kraliyet ailesinin en kritik isimlerinden Prens Ahmed bin Abdülaziz ve eski veliaht prens Muhammed bin Nayef'in gözaltına alınması soru işaretlerine neden oldu. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın emriyle gerçekleştirilen gözaltıların ardından Prens Selman'ın krallık koltuğuna oturacağına dair iddiaları güçlendirdi.

Suudi Arabistan'da neler oluyor?

Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Naşkanı Dr. Necmettin Acar, hanedanlık içerisinde ciddi bir hesaplaşma olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Suudi politik sisteminde, klasik tek adam monarşilerinden farklı olarak, sayıları on binin üzerinde olan hanedan üyelerinin oluşturduğu ve güçlü prenslerin liderlik ettiği otuz civarında “hanedan kolu” bulunmakta. Bu düzen, her bir hanedan kolu farklı bir çıkar gurubu veya siyasi partiye benzediği için, bir bakıma “hanedan demokrasisi” olarak tanımlanabilir. Ahmed bin Abdulaziz, eski veliaht Prens Muhammed bin Nayef, Talal bin Abdülaziz ve Mütib Bin Abdullah bu hanedan kollarına liderlik eden en önemli isimlerdi. Teorik olarak ülkede yeni bir kralın seçilmesi hanedan üyelerinin oluşturduğu Bağlılık Komisyonu veya Beyat Komisyonu’nunda yapılan bir seçimle oluyor. Tutuklanan bu isimlerin bir kısmı komisyon üyesi ve Prens Muhammed bin Selman'ın kraliyetine muhalefet ediyorlar."

Suudi Prens Muhammed bin Selman'ın gücünü tekelleştirmeye çalıştığına dikkat çeken Acar, "Muhammed bin Selman, önce bu güçlü prensleri tasfiye etmeye çalışıyor. Buradaki temel amacı da kendisine yönelik bir muhalefet hareketini engellemek." diye konuştu.

Veliaht Prens Muhammed'den memnun olmayanların sadece hanedan üyeleriyle sınırlı olmadığını vurgulayan Acar, şöyle devam etti:

"İş dünyasının içerisinde zengin olan prensler de Selman'ın politikalarından memnun değiller. Bugün mesela petrol fiyatları 32 dolara geriledi. Ocak ayı başında bu 70 dolar civarındaydı. Suudi Arabistan'ın bütçe açıkları ile uğraşan bir devlet olarak ekonomisini düzlüğe çıkarabilmesi için petrol fiyatlarını 80 dolara çıkarması gerekiyor. Suudi Arabistan'da bugün yaşananları 'kıyamet hazırlığı' olarak nitelendirebiliriz. Tutuklananlar arasında eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayef'in olması da dikkat çekici. Çünkü Nayef, çok önemli bir kişilik. Ülkenin kurucu kralı Abdülaziz’in torunu olmasının dışında, 11 Eylül ve sonrası dönemde uzun yıllar içişleri bakanı olarak görev yaptı, bu süreçte ABD ile çok sıkı ilişkiler kurdu ve terörle mücadele politikası Batı tarafından çok takdir edilen bir isimdi.”

"Hanedan üyelerinin karşı olması Muhammed bin Selman'ın kraliyet koltuğuna oturmasını engeller mi?" sorusuna yanıt veren Acar, tarihte benzer bir hadisenin olduğunu belirtti:

"Suudi Arabistan tarihinde bu yaşandı. Kral Abdülaziz hayatını kaybettikten sonra krallık koltuğuna oturan Suud bin Abdülaziz, kabiliyetsiz bir figür olarak nitelendiriliyordu. 1960’lı yıllarda Ortadoğu'da sosyalist Arap milliyetçiliğinin yükseldiği bir dönemdi. Suud bin Abdülaziz’in bu süreçte yönetim zaafı sergilediğini düşünen Suudi politik sisteminin aktörleri, güçlü prenslerin liderlik ettiği hanedan kolları ve ulemanın liderliğinde bir araya geldiler ve 1964 yılında Suud bin Abdülaziz'i görevden alıp yerine Faysal bin Abdülaziz'i kral yaptılar. Burada asıl olan, ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunların büyüklüğü ve aciliyeti. Bugün benzer bir durum yaşanır mı bilinmez ama Muhammed bin Selman'ın ABD ve İsrail tarafından önemli ölçüde desteklendiğinin bilinmesi lazım.