Yemen’e son beş yılda giriştikleri askeri müdahale ile büyük bir insani yıkıma sebep olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap emirlikleri (BAE) bu ortaklıklarını Libya’ya da taşıyor.
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, Suudi Arabistan uzun süredir pasif kaldığı Libya’da, ortağı BAE’ye daha fazla destek kararı aldığı ortaya çıktı. Bu amaçla Riyad yönetimi darbeci ve terör örgütü lideri Hafter’e ekonomik, askeri ve siyasi desteğini artırma noktasında harekete geçti.
Al-Monitor internet sitesi Riyad’ın bu adımı atmasında Türkiye karşıtlığının başrolü oynadığını iddia etti. Riyad yönetiminin Abu Dabi ile birlikte özellikle Hafter’e destek veren Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in maliyetini üstlendiği belirtildi.
WAGNER’İN PARASINI ÖDÜYOR
24 Ocak tarihli Fransız Le Monde gazetesinde Suudi Arabistan yönetiminin Hafter’e destek amacıyla Rus Wagner grubuna bağlı paralı askerlerin maliyetine destek verdiğine yönelik bir haber yapıldı. Bu habere Riyad’dan herhangi bir yalanlama gelmemesi dikkat çekti.
Riyad’ın Libya’nın başkenti Trablus’u hedef alan Hafter saldırısına destek amacıyla da on milyonlarca dolar para desteği verdiği belirtildi.
TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALAN AÇIKLAMALAR
Riyad yönetimi sadece ekonomik olarak değil siyasi ve diplomatik alanda da Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Hafter’e destek çıktı.
Türkiye’nin Libya’da uluslararası tanınırlığa sahip meşru hükümetine verdiği desteği her fırsatta hedef alan Suudi Arabistan yönetimi, ocak ayında pek çok kez Hafter’e destek veren Fransa ve Rusya’yı görmeden gelerek, Türkiye’yi Libya’nın içişlerine müdahaleyle ettiği iddiasıyla hedef aldı.
ARAP BİRLİĞİ’NE ELEŞTİRİ
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde tanınırlığa sahip Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac, Suudi Arabistan’ın etkisi altında bulunan Arap Birliği’ni ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerin başkent Trablus’a düzenlediği saldırıları görmezden gelmekle eleştirdi.
AVRUPA’NIN HEDEFİ UMH’YE ABLUKA
Libya Terörle Mücadele Güçleri Komutanı Albay Abdulbasit Tike, Halife Hafter’e bağlı milislere silah taşınan Mısır sınırı denetlenmezken Avrupa Birliği’nin (AB) Akdeniz’de Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’ya yönelik silah ambargosunu uygulama kararını “Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) abluka altına alma” olarak değerlendirdi. Albay Abdulbasit Tike şu ifadeleri kullandı:
“Hafter’e giden silahların büyük bir kısmı Mısır kara sınırı üzerinden ulaşıyor ve AB bunları durduramıyor. Mısır güçleri, Libya’da Hafter saflarında sıcak çatışmaya girerek savaşa katılıyor. Libya’daki savaş, kapanmak üzere olan Mısır silah fabrikalarını Birleşik Arap Emirlikleri’nin finansmanıyla harekete geçirdi. Hafter milislerinin silah depolarına düzenlediğimiz baskınlarda Mısır menşeli mühimmatlara rastladık.”
SAVAŞ SUÇUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEK
Washington merkezli hukuk firması temsilcisi avukat Kevin Carroll, düzenlediği basın toplantısında, Libya’da işkencelere maruz kalan ve aile fertleri öldürülen müvekkilleri adına Hafter hakkında savaş suçu işlediği gerekçesiyle dava açtığını söyledi.
Carroll, savaş suçu işleyen Hafter’in de ABD vatandaşı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Hafter ve adamları yıllarca Virginia’da yaşadı ve hepsinin ABD’de çok ciddi mal varlığı bulunmakta. Bu sebeple Amerikan adaleti ile hesaplaşacaklar. Amerikalı boksör Joe Lewis’in dediği gibi, kaçabilirler ama saklanamazlar. Hafter işlediği suçların bedelini ödeyecek.”