Washington yönetimi, Irak'taki askeri varlığını koruyarak, İran'ın hem Irak hem de Suriye'deki yayılmacı nüfuzunun önüne geçmeyi hedefliyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Bağdat'a, ABD Başkanı Donald Trump'ın Irak'ın batısındaki Enbar vilayetinde yer alan Aynu'l Esed askeri üssüne yaptığı sürpriz ziyaretten iki hafta sonra geldi.
Trump'ın, 26 Aralık 2018'deki askeri üs ziyareti, herhangi bir Iraklı yetkili ile görüşmeyip ülkesine dönmesi, Irak'taki siyasi partiler arasında büyük tartışmaların yaşanmasına sebebiyet verdi.
ABD Başkanı, birkaç saat süren Aynu'l Esed ziyareti sırasında yaptığı açıklamada ülkesinin Irak'taki askeri üslerini Suriye'de terör örgütü DEAŞ ile devam eden mücadele için kullanabileceği söyledi.
Trump ayrıca, Irak'taki askerlerinin misyonunun; DEAŞ'ın tekrar ortaya çıkmasını önlemek, ABD çıkarlarını korumak, söz konusu askeri üs üzerinden DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkma ihtimalini sürekli bir şekilde gözetlemek, bununla birlikte İran'ın Irak'taki faaliyetlerini takip etmek olduğunu belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun ziyareti de DEAŞ'ın Suriye'nin Irak sınırına yakın bölgelerde büyük kayıplar verip Irak'a sızmaya çalışması nedeniyle güvenlik ve siyasi kaygıların artığı bir sürece denk geldi.
Terör örgütü, Suriye'deki militanlarını Irak'ın çöl ve kırsal bölgelerine sevk etmeye hazırlanırken, Iraklı güvenlik güçleri de ABD'nin sağladığı büyük destekle örgüt mensuplarının Irak'a sızmasının önüne geçmeye çalışıyor.
Irak hükümeti ve ordu yetkilileri endişeli
Irak merkezi hükümeti, Trump'ın Suriye'den ve belki de ileri süreçte Irak'tan askerlerini çekmesi durumunda terörle mücadele konusunda kendilerine destek verileceğinin garantisini almak istiyor.
Iraklı yetkililer, ülkede en çok siyasi ve askeri nüfuzu bulunan Haşdi Şabi'nin sert çıkışlarına rağmen, ABD'nin mevcut askeri üsleriyle birlikte Irak'ta varlık göstermesinde ısrar ediyor.
Bağdat yönetimini bu kadar endişelendiren Trump'ın daha önce ABD'nin bölgedeki savaşlar için ciddi bir bütçe harcadığı ve "artık bölge ülkeleri kendi başlarının çaresine bakması gerekir" açıklamasından kaynaklanıyor.
Irak'ta bulunan 5 bine yakın ABD'li askerler sadece Irak güçlerine danışmanlık yapıp eğitim vermiyor, son dönemde ülke içerisinde faaliyetlerini artıran DEAŞ'a karşı nasıl daha etkin mücadele edileceği konusunda da destek sunuyor.
ABD'nin önceliği Suriye değil Irak
Washington yönetimi için Suriye öncelikli değil. Irak'taki stratejik çıkarları daha ön planda. ABD, bunun için başta Irak olmak üzere bölgedeki çıkarlarının güvenliğini ve istikrarını sağlamak istiyor.
Pompeo'nun Irak ziyareti, ABD Başkanı Trump'ın dış siyaseti üzerinde büyük tartışmaların yaşandığı, Suriye'den çekilme konusunda net bir vizyonun ortaya konulmadığı ve çekilme kararının ileride Irak'ta uygulamaya konulması dedikodularının yapıldığı bir döneme denk geldi.
ABD'li Bakan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yaptığı açıklamada, Irak Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve IKBY'li yetkililerle yaptığı görüşmenin ana gündem maddesinin ABD'nin Suriye'den çekilme kararı değil Irak hükümetinin güçlendirilmesi, ülkesinin desteği, DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkmasının önüne geçilmesiyle İran'ın Irak'taki nüfuzuna dair bir sınır çizilmesi olduğunu dile getirdi.
ABD'nin Irak'taki varlığına karşı çıkan Haşdi Şabi
Irak Başbakanlığına bağlı ve çoğunluğu Şiilerden meydana gelen Haşdi Şabi ve Irak meclisinde İran'a yakın siyasi partiler ABD'nin ülkedeki askeri varlığına şiddetle karşı çıkıyor.
Haşdi Şabi çatısı altında "radikal" kanat olarak bilinen başta Kays el Gazali liderliğindeki Asaib Ehli Hak olmak üzere diğer silahlı gruplar, ABD'nin ülkedeki askeri varlığını sona erdirmemesi halinde silaha başvuracakları tehdidinde bulunuyor.
Asaib Ehli Hak, her seferinde Irak Meclisi'nin ivedi bir şekilde ABD'nin askeri varlığını sona erdirecek bir kararın çıkarılması çağrısı yapıyor çünkü ABD'nin ülkedeki varlığı egemenliğin ihlal edilmesi anlamına geliyor.
Haşdi Şabi içinde yer alan Bedir Tugayları Komutanı ve Irak'taki seçimlerde aldığı oy oranıyla ikinci parti konumundaki Fetih Koalisyonu lideri Hadi Amıri de, Irak toprakları üzerinde böylesi bir süreçte ABD askerlerinin varlık göstermesinin herhangi bir haklı gerekçesinin olmadığı görüşünde.
Irak Meclisi'nde yer alan Şii siyasi partiler, Irak merkezi hükümetinin 2014'te ABD ile yapılan stratejik anlaşmanın lağvedilmesi ve ABD askerlerinin Irak topraklarından çıkarılması için kulis yapıyor.
İran'a yakın Iraklı siyasi partiler aynı zamanda, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun sürpriz bir şekilde askeri uçakla ülkeye gelmesini hem ülkenin egemenliğinin ihlal edilmesi anlamına geldiğini hem de İran'a karşı uygulanan yaptırımlara bağlı kalınması için tehdit içerikli baskı mesajı taşıdığı görüşündeler.
Iraklı askeri yetkililer ise Haşdi Şabi ve bazı Şii siyasi partilerin görüşünün aksine, ABD'nin asker sayısını azaltması veya Suriye'den geri çekilmesinin aşamalı bir şekilde iyileşme kaydeden Irak'ın güvenlik ve istikrarını etkileyeceği görüşünde.
ABD net bir stratejiden yoksun görünüyor
ABD'nin Irak'taki çıkarlarını tehdit eden bazı ciddi ve zor faktör sahada mevcut. Bu faktörlerin en önemlileri; İran'a yakın Iraklı Şii gruplar ve İran'ın Irak'taki güvenlik ve askeri kurumlar üzerindeki etkisi gösterilebilir.
ABD'li yetkililere göre İran, hem Irak'taki çıkarlarını hem de körfez ülkelerini tehdit eden ana faktörün başında yer alıyor. Washington yönetimi, İran'ın bölgede terör faaliyetleri yaydığı, İsrail, Mısır ve Ürdün gibi ülkelere yönelik tehdidin kaynağı olduğu görüşünde.
Ancak tüm bu faktörlere rağmen, ABD'nin İran'ın Irak'taki ve sahadaki nüfuzuyla nasıl başa çıkacağına dair ortaya koyduğu net bir stratejisi henüz görünmüyor.
ABD'nin bölgede yapabilecekleri
Irak, ABD'nin dış siyasetinde önemli rol oynayıp, İran ile mücadele yerine önceliğin terör örgütü DEAŞ'ın ortadan kaldırılmasına çevrilebilir. Bu vesileyle örgütün bir daha geri gelmeyecek şekilde ortadan kaldırılması için karşılıklı çalışılabilir.
ABD, İran'ın bölgedeki nüfuzunu azaltarak, ham petrolün Hürmüz ve Bab'ul Mendep boğazındaki akışının güvenliğini sağlayıp hem uluslararası ticaret hem de dünya petrol piyasasında meydana gelecek muhtemel güvensizliği ortadan kaldırabilir.
Trump idaresi, Suriye'den çekeceği askerleri Irak'a yerleştirmesi durumunda askeri varlığını artırarak İran'ın Irak ve Suriye'deki güçleriyle bağlantısını, Tahran'a yakın silahlı grupların Irak üzerinden Suriye'ye geçişlerini rahatça kontrol edip gözlemleyebilir.
AA