AA
Sudan'daki çatışmalar, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in 30 yıllık iktidarının Nisan 2019'daki halk devrimiyle yıkılmasının ardından yıllarca süren ekonomik ve siyasi krizlerin akabinde ordu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iktidar mücadelesi sebebiyle 15 Nisan sabahı başkent Hartum'da patlak verdi ve hızla güney ve batıdaki kentlere yayıldı.
Sudan Sağlık Bakanlığına göre çatışmalarda 3 binden fazla kişi öldürüldü. Asker ve HDK'nin kayıpları konusunda ise henüz bir istatistik bulunmazken tarafların binlerce kayıp verdiği tahmin ediliyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), iç savaşta en az 435 çocuğun öldürüldüğünü ve 2 bin 25 çocuğun yaralandığını bildirdi.
Ülkenin yarısı insani yardıma muhtaç
UNICEF, yaklaşık 50 milyon nüfuslu Sudan'ın yarısının insani yardıma muhtaç olduğunu, 14 milyon çocuğun da insani yardım beklediğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM), Sudan'daki bilançonun ağırlaştığını ve güvenlik endişesiyle yerinden olan kişi sayısında ciddi artış olduğunu belirterek taraflara "çatışmalara son vermeleri", bağışçılara ise acil destek çağrısında bulundu.
Uluslararası Göç Örgütüne göre çatışmalar nedeniyle 2,6 milyondan fazla kişi ülke içinde yerinden edilirken en az 730 bin kişi, Mısır, Çad ve Güney Sudan başta olmak üzere komşu ülkelere kaçtı.
İnsan hakları ihlalleri
Savaşın toplu katliam, cinayet, işkence, yağma, gasp, cinsel taciz, çocuk kaçırma vakaları ve çocuk asker gibi onlarca insan hakları ihlaliyle bir kez daha çirkin yüzünü gösterdiği Sudan'da halk, uluslararası kamuoyunun Sudan krizindeki tepkisini yeterli bulmuyor.
BM İnsan Hakları Konseyi, temmuz ayında, Batı Darfur'da HDK tarafından öldürülen aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı 87 kişiye ait toplu mezar bulunduğunu açıkladı.
Barış çabaları boşa gitti
Bölgesel ve uluslararası aktörler savaşı sona erdirmek için diplomatik çabalarını sürdürürken, ufukta kalıcı ateşkes ve anlaşma ihtimali görünmüyor.
Suudi Arabistan ve ABD'nin krizi çözmek için mayısta arabuluculuk ettiği dolaylı Cidde görüşmeleri, HDK'nin ateşkesi ihlal ettiği ve taahhütlerine uymadığı gerekçesiyle ordunun çekilmesiyle haziranda yarıda kaldı.
15 Temmuz'da tarafların temsilcileri yeniden Cidde'ye dönse de ihtilafların sürmesi nedeniyle müzakereler henüz başlamadı.
Sudan'daki istikrarsızlıktan en çok etkilenecek ülkelerin başında gelen kuzey komşusu Mısır ise "Sudan'a Komşu Ülkeler Zirvesi" ile kendi barış çabalarını başlattı.
Başkent Kahire'de 13 Temmuz'da yapılan zirvede, Mısır, Libya, Çad, Orta Afrika, Güney Sudan, Etiyopya ve Eritre liderleri, kalıcı ateşkes, insani koridorların açılması, Sudan halkının kanının dökülmesini önlemek, çatışmaların komşu ülkelere, bölgenin güvenlik ve istikrarına olumsuz yansımalarını silmek konularında fikir birliğine vardı.
Sağlık, ekonomi ve eğitim ağır tahribat aldı
Sudan Doktorlar Sendikası, başkent Hartum ve diğer çatışma bölgelerindeki hastanelerin yüzde 70'inin hizmet dışı olduğunu bildirdi.
Sendika, faal durumdaki hastanelerin de sağlık personeli ve tıbbi malzeme yetersizliği, su ve elektrik kesintileri nedeniyle kapanma tehdidi altında olduğunu açıkladı.
Kriz, Sudan'daki eğitim sistemi ve ekonomiye de büyük darbe vurdu.
Eğitim öğretim döneminin sona ermesine 2 ay kala başlayan savaş nedeniyle yüz binlerce yerli ve yabancı öğrencinin eğitimleri yarıda kaldı, binlerce öğrenci Sudan'ı terk etmek zorunda kaldı.
Son 5 yıldaki siyasi krizler, darbeler ve salgınlar yüzünden zaten ağır aksak yürüyen eğitim sistemi, ağır bir tahribat daha aldı.
5 milyon başkentli mahsur durumda
Çatışmalar nedeniyle binlerce ev ve iş yeri kullanılamaz hale geldi, birçoğu yağmalanıp talan edildi. Özellikle başkentteki neredeyse tüm bankalar, zincir marketler, diplomatik misyonlar yağmalandı. HDK'nin başkentin bazı bölgelerinde vatandaşların evlerinde kaldığı ve yakınlarını buralara yerleştirdiğine dair çok sayıda iddia ortaya atıldı.
Nisan ayından bu yana memurların maaş alamadığı ülkede resmi istatistik bulunmasa da savaşın milyarlarca dolar zarara yol açtığı düşünülüyor.
Taraflar, 4. ayına giren savaşta bayram ve dini günler dahil neredeyse ateşkese hiç uymadı. Elektrik, su kesintileri, akaryakıt ve gıda kıtlığı, salgın hastalık ve çatışmalarda öldürülme korkusuyla yaşayan başkent Hartum'daki yaklaşık 5 milyon kişi ise mahsur kaldı.
Başkent Hartum ile ülkenin güney ve batı kesimlerinde ağır silahlar ve savaş uçaklarının da kullanıldığı şiddetli çatışmalar sürerken milyonlarca sivil krizin çözümü ve yeniden ayağa kalkabilmek için destek bekliyor.