Srebrenitsa soykırımının tanığı anneler anlattı: Sırplar intikam almaya geldi

1995'te yaşanan Srebrenitsa soykırımının tanıkları, Türkiye sayesinde Bosna'da rahat yaşadıklarını söyledi. Komşularının saldırılarına maruz kalan Munira Subasıc, “Sırplar ‘Türklerden intikam alma zamanı geldi' diye açıklama yaptılar” dedi.

BÜLENT ŞANLIKAN

Bosna Hersek'in doğusunda 11 Temmuz 1995'te yaşanan Srebrenitsa soykırımın kadın tanıkları Bağcılar'da düzenlenen 'Unutmadık' adlı anma etkinliğine katıldı. Etkinliğe ev sahipliği yapan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, 8 bin 372 kişinin Sırplar tarafından hunharca katledildiği soykırımı unutturmayacaklarını söyledi. Acının ilk günkü kadar taze olduğunu ifade eden Özdemir, bu acıların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.

BAŞKAN ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR

TİKA'nın desteğiyle Bağcılar'a gelen ve Sırpların saldırısında çocuklarını, eşlerini, akrabalarını kaybeden soykırımın tanığı kadınlar AKŞAM'a konuştu. Katliamın unutulmaması için her platformda mücadelelerini sürdürdüklerini söyleyen kadınlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da Bosna'ya sahip çıktığı için teşekkür etti ve 'Güçlü Türkiye, özgür Bosna' açıklamasını yaptı. Acılarının hiçbir zaman dinmediğini bu nedenle hâlâ kayıpları bulmak için çalıştıklarını kadınlar bu amaçla kurdukları derneklerle çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ESİR KAMPI

Srebrenitsa Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subasic, "Soykırımda küçük oğlum, eşim ve 22 yakınımı kaybettim. Savaşın başlamasına kadar beraber yaşadığımız komşularımız olan Sırplar tarafından saldırıya uğradık. Sırplar bu soykırımı Avrupalıların yardımıyla yaptılar çünkü Avrupa orada Müslümanları istemiyordu. 500 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Sırplar, besledikleri nefretle bize saldırdı. Srebrenitsa'ya girdiklerinde 'Türklerden intikam alma zamanı geldi' diye açıklama yaptılar. Bosna o dönem dünyanın en büyük esir kampıydı" dedi.

'KENDİ TOPRAĞIMDA ÖLECEĞİM'

Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Fadila Efendic ise, "Soykırımda oğlum, eşim, dayılarım, amcalarım başta olmak üzere 30 yakınımı kaybettim. Savaştan önce güzel komşuluk ilişkilerimiz vardı, savaştan sonra bu ilişkiler artık kalmadı. 2002 yılına toprağıma tek başıma döndüm, etnik kimliğinden dolayı sorunlar oldu ama taviz vermedim ve ben kendi toprağımda vefat etmek istiyorum. Türkiye bizim dost ve kardeş ülkemiz" ifadelerini kullandı.

'ÇOCUKLARIMIZA İYİ BAK'

Kayıpların bulunması için çalışmalar yaptıklarını belirten Podringe Kadınları Derneği Başkanı Suhra Sinanovic, "11 Temmuz 1995'te son kez eşimi gördüm, o sabah iki çocuğumu kucakladı, bizimle helalleşti ve bana; 'Suhra çocuklarıma iyi bak' dedi sanki bir daha görüşmeyeceğimizi biliyordu. Bizim cumhurbaşkanımız Aliya İzzet Begoviç vefatından önce Erdoğan'a Bosna'yı emanet olarak bırakmıştı. TİKA sayesinde Srebrenitsa'da soykırımı anma müzesi kuruluyor, bu müze tüm dünyaya mesaj olacak" diye konuştu.

'BİZİM KARDEŞ TÜRKİYE'MİZ VAR'

Srebrenitsa Kadınları Derneği Başkanı Nura Begoviç, "Soykırımda tek kardeşim olmak üzere 16 aile yakınımı kaybettim. 95'ten beri dernek olarak kayıpların bulunması için çalışıyoruz. Dünyanın en büyük soykırımlarından birine maruz kaldık. Hollandalı askerlerin bulunduğu karargâha sığınan sivil kadınlar ne yazık ki dayağa ve tecavüze maruz kaldı. Savaşta bunları yaşayan biz kadınlar sonrasında da mücadeleyi bırakmadık. Erdoğan bizim ikinci cumhurbaşkanımız. Hırvat ve Sırpların, Bosna'yı parçalayıp 'Büyük Sırbistan kurma hayalleri' var bizimse kardeş Türkiye'miz var" dedi.