AKŞAM GAZETESİ
Gazze'de iki yılda yaklaşık 65 bin kişiyi katleden İsrail, saldırılarında yeni aşamaya geçti. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ülkelerinin liderlerinin Katar'daki olağanüstü zirvesinin ardından İsrail ordusu havadan uçak ve helikopterlerle, karadan da tanklarla girdiği Gazze'ye yoğun hava saldırısı düzenledi.
YARGILANIRKEN AÇIKLADI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yargılandığı yolsuzluk davasında dün savunma yaparken "Gazze kentine güçlü bir operasyon başlattık" diyerek, yolsuzluk davasından muaf tutulmasını talep etti. İsrail ordusu, kara saldırılarına şu an için 2 tümenin katıldığı, üçüncüsünün de ilerleyen günlerde dahil olacağı ifade edildi. Saldırılara Gazze kentinin kenar mahallelerinde başlandığı, ilerleyen günler ve haftalarda şehrin kuşatılmasının planladığı kaydedildi.
ABD'DEN İŞGALE DESTEK
Soykırımcı İsrail ordusu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Tel Aviv ziyaretinin ardından "Gazze şehrine kara operasyonunun ana safhasını başlattık" açıklamasında bulundu. Rubio'nun Netanyahu'ya Trump yönetiminin kara harekatını desteklediğini, ancak bunun hızlı bir şekilde uygulanmasını istediği öne sürüldü. Rubio, Katar'a ziyareti öncesinde Hamas'ı tehdit ederek, "Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için sadece günler kaldı" dedi. Rubio, ayrıca Batılı ülkelerin Filistin Devleti'ni tanımasının İsrail'i 'tepki vermeye zorlayacağını' savundu. Öte yandan İsrail, Gazze kentinde 'askeri yönetim' kuracağını bildirdi.
ÜLKEYİ UÇURUMA SÜRÜKLÜYOR
İsrail muhalefeti ve iş dünyası da Netanyahu'nun yeni saldırılarına tepkili. İsrail'de ana muhalefet partisi Gelecek Var lideri Yair Lapid, "Bunca yıllık hayatım boyunca, siyasi amacı olmayan bir askeri harekat duymadım. Ordu Gazze'ye savaşmaya gönderiliyor, askerler ve esirler öldürülüyor ve kimse amacın ne olduğunu bilmiyor" eleştirisinde bulundu. İsrail İş Forumu, "Netanyahu ülkeyi tehlikeli ve eşi benzeri görülmemiş bir uçuruma sürüklüyor" açıklamasında bulundu.
KATİL BAKANDAN TEHDİT
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze'yi işgal için şiddetli saldırılar düzenlediklerini açıklayarak, "Gazze yanıyor. Ordumuz 'demir yumrukla' saldırıyor" dedi. Katz, görev tamamlanana kadar pes etmeyeceklerini belirterek, "Bölgenin kontrolünü ele geçirmek istiyoruz. Hamas rehineleri teslim etmezse Gazze yok olacak" tehdidinde bulundu. İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, "Gazze için karar vakti geldi" derken, İsrailli bir yetkili ise "Henüz ilk aşamadayız" sözleriyle saldırının genişleyeceği sinyalini verdi.
GİDECEK YERİMİZ KALMADI
İsrail ordusu, Gazze şehrini 'tehlikeli bir savaş bölgesi' haline geldiği ifade edilerek, yeni sürgün emri verdi. Saldırılardan kaçabilen yeniden göç yoluna düşerken, imkanı olmayanlar ise Han Yunus'taki BM okuluna sığındı. İsrail ordusu, işgal harekatının ardından Gazze'den şu ana kadar 350 binden fazla Filistinlinin ayrıldığını açıkladı. Geceyi sokaklarda geçiren Filistinliler "İnsanlar sahile ve sokaklara doğru akın ediyor. Nereye gideceğimizi bilmiyoruz" dedi.
ÖLÜMÜ BEKLİYORLAR 1 milyon Gazzeliyi zorla güneye sürgün etmeye çalışan İsrail'in binlerce kişinin kaçış yolundaki Gazze'nin orta kesimlerini de vurduğu belirtildi. İsrail basını, Gazze kentindeki patlamaların Tel Aviv ve orta kesimdeki kentlerden bile duyulduğu ve güneydeki Netivot yerleşiminde patlamaların etkisiyle camların kırıldığını bildirdi. Saldırılarda 60'tan fazla kişinin katledildiği bildirildi.FİLİSTİNLİLER SÜRGÜN YOLUNDA... 'REHİNELERİN KADERİNDEN NETANYAHU SORUMLU'
Hamas, Gazze'ye yeni saldırı harekatına ve ABD Başbakanı Trump'ın "Hamas, İsrailli rehineleri canlı kalkan yapıyor" sözlerine tepki gösterdi. Netanyahu'nun rehinelerin serbest kalması ve müzakereleri sabote ettiğini belirten Hamas, Trump'ın Gazze'deki etnik temizliği göz ardı ettiğini söyledi. "Gazze'deki rehinelerin kaderi, terörist Netanyahu hükümetinin elindedir" diyen Hamas, "Rehinelerin hayatından tamamen savaş suçlusu Netanyahu sorumludur" açıklamasında bulundu. İsrailli rehinelerin aileleri de Netanyahu'yu eleştirerek, "Hayatta kalmayı başaran esirlerin son gecesi olabilir. Netanyahu, esirleri siyasi kaygılar uğruna kasıtlı olarak kurban etmeyi seçti" tepkisinde bulundu.
KATİLİN 27 YILLIK BİTMEYEN KUYRUK ACISI
Soykırımcı İsrail Başbakanı Netanyahu, Erdoğan'a olan kininin 1998'e dayandığını itiraf etti. "1998'de Türkiye başbakanını ağırladım. 'Sizde bir tablet var onu bize verin müzemizdeki tüm eserleri alın' dedim, 'hayır, yapamam' dedi. Fiyatını söyleyin dedim." 'İstanbul belediye başkanının başını çektiği büyüyen bir İslamcı taban var, Kudüs'ün Yahudilere ait olduğunu yazan bu tabletj verirsek tepki gelir' dedi" ifadelerini kullanan Netanyahu, Başkan Erdoğan'ı hedef alarak, "Kudüs bizim şehrimiz Erdoğan. Sizin şehriniz değil. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek" ifadelerini kullandı. Netanyahu konuşmasının devamında "Trump, Kudüs'ü başkent ilan ettiğinde bu konudaki liderliğini çok takdir ettim" dedi.
İNSANLIK BU ŞEBEKENİN TEHDİDİ ALTINDA
Katil İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Başkan Erdoğan'a yönelik sözlerine Ankara'dan sert tepki. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Soykırım şebekesinin başkanı Netanyahu'nun Cumhurbaşkanımızı hedef alan sözleri yok hükmündedir" dedi. Çelik, "Netanyahu'nun, insanlığın ortak değeri Kudüs'ü kendi mülkü zanneden hezeyanları, insanlığın tüm değerlerine düşmanlık ifade ediyor. Bu sözler insanlık düşmanı fanatizmin insanlara ve değerlere dönük soykırımcılığının yeni bir suçunu teşkil ediyor... İnsanlık, bu şebekenin tehdidi altındadır. Bunlara verilecek cevabın insanlık ittifakının cevabı olması gerekir" ifadelerini kullandı.
MERZ, İSRAİL İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Nazi döneminden kalma sinagogun açılışında başına kipa takarak, İsrail için ağladı. Gazze'deki vahşete sessiz kalırken İsrail için gözyaşı döken Merz, ülkede son dönemlerde artan Yahudi düşmanlığının kendisini utandırdığını söyledi. Merz, "Yahudilerin güvenliği için her şeyi yapacağız" dedi.
YEMEN'İ DE BOMBALADI
İsrail bir haftada Yemen'i ikinci kez hedef aldı. İsrail'e ait 12 uçak Hudeyde Limanı'nı bombaladı.
DÜNYADAN SERT TEPKİ... ULUSLARARASI TOPLUM SORUMLULUK ALMALI
İsrail'in Gazze'yi işgal saldırısı dünyanın tepkisini çekti. Türkiye, İsrail'in kara harekatının Netanyahu hükümetinin soykırım planlarının yeni bir aşaması olduğunu belirterek, "Katliamlar daha da artacak. BM Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi elzemdir" çağrısında bulundu. Almanya, "İlhaklar uluslararası hukuka aykırıdır" derken, İsveç "Gazze'deki durumdan son derece endişeliyiz" ifadelerini yer verdi. İngiltere, İsrail ordusunun saldırılarını 'sorumsuzca' ve 'dehşet verici' olarak niteledi.
BATI, İSRAİL'LE TİCARETİ YASAKLIYOR
İsrail'in saldırgan tutumuna uluslararası baskı artıyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, bugün AB-İsrail anlaşmalarındaki belirli ticaret hükümlerinin askıya alınmasını onaylayacak. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, teklifin aynı zamanda siyasi bir mesaj olacağını söyledi. Komisyon, geçtiğimiz hafta aşırı sağcı İsrailli bakanlara yaptırımlar uygulamış, İsrail'le ticareti askıya alacak önlemler teklif edeceğini açıklamıştı. AB, İsrail'in en büyük ticaret ortağı ve geçen yıl iki taraf arasındaki 42.6 milyar euro ticaret gerçekleşmişti.
BM, İKİ YIL SONRA VAHŞETE İKNA OLDU
BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, iki yıla girecek olan İsrail'in Gazze katliamlarının soykırım olduğuna ikna oldu. Komisyon raporunda, İsrail'in soykırım yaptığı belirtilerek, tüm ülkeleri bunu durdurma çağrısı yapıldı. Raporda, İsrail'in 1948 Soykırım Sözleşmesi'nde tanımlanan 5 soykırım eyleminden 4'ünü (öldürme, ağır zarar verme, yaşam koşullarını kasıtlı olarak kötüleştirme ve doğumları engelleme) gerçekleştirdiği belirtildi.
16 ÜLKEDEN SUMUD'A DOKUNMA' ÇAĞRISI
Türkiye, Brezilya ve Slovenya'nın da aralarında bulunduğu 16 ülkenin dışişleri bakanları, Gazze'ye yardım götüren Küresel Sumud Filosu'nun güvenliği için ortak çağrı yaptı. Yapılan açıklamada "Filoya karşı her türlü yasadışı veya şiddet içeren eylemlerden kaçınılması, uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi" istendi. Yapılan çağrıda, "Uluslararası sularda gemilere saldırı veya yasadışı gözaltı dahil uluslararası hukukun ve Filoya katılanların insan haklarının ihlal edilmesinin sorumluluk doğuracağını hatırlatıyoruz" denildi.