1
Haftalık kabine toplantısı açılışında yaptığı açıklamada Mescid-i Aksa çevresinde yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Netanyahu, "Son iki hafta, güvenlik güçleri için zor geçti. Güvenlik güçlerimiz ilerideki meydan okumalar için daima hazırlıklıdır." diye konuştu.
Netanyahu, Mescid-i Aksa'nın kapılarına metal dedektör ve kamera yerleştirilmesi şeklindeki güvenlik uygulamalarının kaldırılması kararına ilişkin şunları kaydetti:
"Ben de toplumun hisleriyle aynı yerde duruyorum. Duyguları anlıyorum, (Mescid-i Aksa girişindeki güvenlik önlemlerini kaldırma) kararımız zordu. Ancak İsrail'in güvenliğinin sorumluluğunu omuzlarında taşıyan bir Başbakan olarak, kararları sakin ve bilinçli biçimde almak zorundayım. Ben kararlarımı büyük fotoğrafa bakarak, kamuoyunun bilgisi dışında, açıklayamayacağım zorluklar ve tehditleri değerlendirerek alıyorum."
Kudüs genelinde sayıları arttırılan polis ve askerlere de "teşekkürlerini" ifade eden Netanyahu, hükümetin "Doğu Kudüs'te bulunan Eski Şehir'deki güvenlik önlemleri için ayrılan 100 milyon şikel (yaklaşık 28 milyon dolar) değerindeki bütçeyi onaylama" kararı aldığını aktardı.
SON İKİ HAFTADA NELER YAŞANDI?
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunan 3 Filistinliyi öldürmüştü. Olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını 16 Temmuz Pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
Dedektörlerin yerleştirildiği ilk günden itibaren Aksa'nın kapılarında toplanarak namazlarını burada eda eden Filistinliler ve İsrail polisi arasında çatışmalar yaşanmıştı.
Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektörler 25 Temmuz'da İsrail Güvenlik Kabinesi'nin aldığı karar üzerine kaldırılmıştı.
Müslümanlar, Kudüs alimlerinin çağrısı üzerine 27 Temmuz Perşembe günü ikindi namazı için Harem-i Şerif'e gelmiş ancak İsrail polisi önce Aksa'nın bazı kapılarını açmamıştı. Filistinlilerin yoğun tepkisi üzerine Mescid-i Aksa'nın tüm kapıları açılmış ve on binlerce kişi Harem-i Şerif'e girmişti.