Şefkat gemisi Gazze'ye uğurlandı

Türkiye’nin Filistin halkının acil insani ihtiyaçlarını karşılamak ve Filistinli çocuklara bayram hediyesi vermek üzere hazırladığı 10 bin ton insani yardım malzemesini taşıyan Şefkat gemisi, Mersin Limanı’ndan Gazze’ye uğurlandı.

Türkiye’nin Filistin halkının acil insani ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırladığı 10 bin ton insani yardım malzemesini taşıyan Şefkat gemisi, Mersin Limanı’ndan Gazze’ye uğurlandı.

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Mersin’den dünyaya Katar ve Suriye mesajı verdi.

Türkiye, Ramazan Bayramı’nda da Gazze’yi yalnız bırakmıyor. Filistin halkının acil insani ihtiyaçları için Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda 10 bin tonluk insani yardım gemisi hazırlandı. Çocuklar için de oyuncaklar ve bayramlık kıyafetler yüklenen Aqua Stella adlı ‘Şefkat’ gemisi, Ramazan Bayramı’nda Filistinlilere ulaştırılmak üzere Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın katıldığı törenle Mersin Limanı’ndan Gazze’nin Ashdod Limanı’na uğurlandı. Törene Mersin Valisi Özdemir Çakacak, AFAD Genel Başkan Yardımcısı Fatih Özer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve protokol üyeleri katıldı.

“Türkiye’deki kardeşlerinin sevgisiyle Gazze’ye hareket ediyor”

Başbakan Yardımcısı Kaynak, törende yaptığı konuşmada Ramazan’ın ilk haftasında Silifke Taşucu Limanı’nda Somali’ye gönderdikleri yardım gemisinden sonra Mersin Limanı’ndan da Gazze’ye bir yardım gemisi göndermenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Filistin ve Gazze’nin Türkiye için başka bir anlam taşıdığını vurgulayan Kaynak, Filistin’in Türk milletinin her bir ferdinin kalbinde ayrı bir yer işgal ettiğini belirtti. Türkiye’nin Filistinlilerle et-kemik olduğunu dile getiren Kaynak, “Biz Osmanlı döneminde yıllarca Filistin’i yönettik ve yıllarca barışın, adaletin sembolü olduk. Ama bugün Filistin maalesef 1. Dünya Savaşı’ndan sonra çok acılar çeken bir bölge olarak anılmaktadır. Filistin içerisinde Gazze de açık hava hapishanesi haline getirilmiştir. Mavi Marmara gemisine yapılan baskından sonra ilişkilerimizi askıya aldığımız İsrail ile geçen yıl yapılan mutabakatın ilk şartı, Gazze’yi yönelik bu ambargoların kaldırılması ve insani yardımın açılmasıydı ve ilk kez geçen sene yine Mersin Limanı’ndan Leydi Leyla gemimizi Gazze’ye göndermiştik. Kurban Bayramı’nda da ikinci gemimizi göndermiştik. Yine dünyanın özellikle İslam dünyasının birçok sıkıntı yaşadığı bu günlerde Türkiye’deki kardeşlerinin sevgisiyle ve şefkatiyle doldurduğu bir gemi daha bayram öncesi Mersinimizden Gazze’ye doğru hareket ediyor. İnşallah 30-36 saat sonra bu gemi Ashdod Limanı’nda olacak ve bayrama kadar çocuklarımızın, Gazze’deki kardeşlerimizin bayramlıklarını yetiştirecek” dedi.

“Gazze’de şu anda çok acil bir insani durum var”

Gazze’de şu anda çok acil bir insani durum olduğuna dikkat çeken Kaynak, “Şu anda Gazze’de elektrik yok, her türlü insani ihtiyaç en minimum seviyede ve Gazzelilerin hakkını, hukukunu koruyacak maalesef bir hami yok. Gazze’deki elektrik sıkıntısı için Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine Gazze’deki hastanelerin, kreşlerin, okulların elektrik ihtiyacının belli bir kısmını karşılamak üzere bundan sonra Gazze’ye yakıt desteğinde bulunacağız. Bununla Gazze’deki santral çalışacak ve en azından hastanelerdeki, kreşlerdeki, okullardaki elektrik ihtiyacı 20-25 gün karşılanmış olacak. Eğer Gazze’yi, Filistin’i, Somali’yi bütün dünya yalnız bırakmışsa, orayı açık hava hapishanesi haline getirmişse ve oralar için fiilen ambargolar uygulanıyorsa biz bu modaya uyamayız. Dünyanın neresinde bir adaletsizlik varsa ona isyan eden, dünyanın neresinde kardeşler arasında bir problem varsa onu çözmeye çalışan Türkiye liderdir” diye konuştu.

“Suni bir krizi hep birlikte izliyoruz”

“Suni bir krizi hep beraber izliyoruz” diyerek Katar krizine değinen Kaynak, Körfez’de Katar’a yönelik bir abluka uygulandığını söyledi. Bu konuda onlar arasında bir an önce sulhu, selameti sağlamak için anlaşan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı olduğunu dile getiren Kaynak, şöyle devam etti:

“Onlara, ‘Durun, siz kardeşsiniz’ diye haykıran Recep Tayyip Erdoğan var. Katar meselesi çok önemlidir. Katar’ın haksız yere bir ablukaya maruz kalması ve haksız yere bölgede güçsüzleştirilmeye çalışılması hepimizi çok yakından ilgilendirmektedir ve ilgilendirmelidir. Biz o yüzden bu bölgede güçlü bir devlet olmak zorundayız ve güçlü bir milletiz. Bütün dünya mazlumlarının gözünün üzerimizde olduğunu unutmayın. İşte gelecek hafta sonu Uganda’da mülteciler krizinden dolayı bir uluslararası yardım toplantısı var. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri davet ediyor, Türkiyesiz bu işler olmaz diye. Çad’da, Etiyopya’da, Afrika’nın diğer yerlerinde, oradaki insanlar, oradaki mazlumlar, sizlerin şefkatine muhtaç. Biz, dünya sessiz dursa da, dünya ilgisiz olsa da, dünya duyarsız olsa da mazlum ve mağdur coğrafyalar için ilgimizi aynen sürdüreceğiz. Arkamızda milletimizin desteği olduğu müddetçe sürdüreceğiz. Bunun başka da yolu yok. Bunu yaparken de ırk, dil, din, renk ayrımı gözetmeyeceğiz.”

“Bir terör örgütünün çaresi, onu bir başka terör örgütüyle ortadan kaldırmak değildir”

Türkiye’nin 6 yıldan bu yana 3 milyondan fazla Suriyeliyi de misafir ettiğini kaydeden Kaynak, Suriye’de bir an önce barışın tesis edilmesi için gayret ettiklerini ifade etti. Kaynak, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’de Fırat Kalkanı bölgesinde 2 bin kilometrekareden fazla bir alanı tekrar insanların vatanı haline getirdi. Bu sene orada tarım ürünleri hasat edildi, 66 bin çocuk Fırat Kalkanı bölgesinde kendi okullarına devam ettiler. Fırat Kalkanı bölgesi, bölgede barışın nasıl tesis edileceğini bütün dünyaya göstermektedir” ifadelerini kullandı.

Suriye’de PYD-YPG terör örgütlerine DEAŞ’la mücadele gerekçesiyle silah dağıtılmasını eleştiren ve sitemini dile getiren Kaynak, şunları söyledi:

“Eğer ortada bir DEAŞ terör örgütü varsa bu terör örgütüyle ancak meşru silahlı güçler mücadele edebilir. O yüzden müttefiklerimize sitemimiz var. DEAŞ terör örgütüne karşı en etkili mücadeleyi yapan Türk Silahlı Kuvvetleri yerine, NATO’daki müttefikleri yerine bir başka terör örgütüyle bölgenin bir başka yerindeki DEAŞ terör örgütünü ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bunun doğru bir yol olmadığını Cumhurbaşkanımız, hepimiz her seferinde anlattık. Çünkü bir terör örgütünün çaresi, onu bir başka terör örgütüyle ortadan kaldırmak değildir. Çünkü terör örgütünün dini olmaz, vicdanı olmaz, tarafı olmaz. Terör örgütü terör örgütüdür.”

“PYD’ye verilen silahların DEAŞ mücadelesinden sonra kime döneceğinin garantisini asla kimse veremez”

“Koskoca devletlere, 60 yıldan fazladır NATO müttefiki olduğu ülkeler, stratejik ortak olduğu ülkeler yerine PKK’nın bölgedeki uzantısı terör örgütleriyle iş yapmak asla yakışık almaz” diyen Kaynak, şöyle devam etti:

“Türkiye’de 40 binden fazla cana mal olmuş PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD-YPG vasıtasıyla, onlarla bir başka terör örgütünü yok etmek, onlara silah dağıtmak. Bunlar asla anlayışla karşılanacak, kabul edilecek şeyler değildir. PYD’ye verilen o silahların DEAŞ terör örgütüyle yapılan mücadeleden sonra kime döneceğinin garantisini asla kimse veremez. O bölgede kalıcı istikrarı, kalıcı huzuru sağlamak için Türkiye’nin fikrini herkes almak zorundadır. Biz çünkü bin yıldan beri bu coğrafyada yaşıyoruz. Biz bu coğrafyada, bu coğrafyanın diğer asli unsurlarıyla beraber kardeşçe yaşadık, adaletle yürüdük. Dünyanın kaç bin kilometre ötesinden gelip bu bölgenin sulhunu, sükununu sağlayacağını iddia edenler, yakın zamanda bunun boş bir hayal olduğunu göreceklerdir.”

“Türkiye’nin başarısı ortadayken, koalisyon güçlerinin bir başka terör örgütüyle ittifak etmesi yanlış bir projedir ve hayaldir”

DEAŞ terör örgütüne karşı hem dışarıda hem içeride en etkili mücadeleyi Türkiye’nin verdiğini belirten Kaynak, “Fırat Kalkanı içinde 3 binden fazla DEAŞ terör teröristini bertaraf ettik ve içerideki mücadelemiz çok başarılı bir şekilde sürmektedir. Türkiye, DEAŞ terör örgütüyle mücadele ederken, PKK ile de DHKP-C ile de hain FETÖ terör örgütüyle de mücadele etmeye devam etmektedir. Çok yönle, çok taraflı bir terör saldırısıyla karşı karşıya olan Türkiye, Allah’ın izniyle milletin desteğiyle bu mücadelesini başarıyla sürdürmektedir. Türkiye’nin bu başarısı ortadayken, Rakka’da, Mümbiç’te, başka bir yerde müttefikimiz olan ülkelerin, koalisyon güçlerinin bir başka terör örgütüyle ittifak edip, bir başka terör örgütünü ortadan kaldırmaya yönelmesi hem yanlış bir projedir ve neticesi itibariyle hayal olduğu görülecektir” dedi.

“Ramazan Bayramı’nda Filistinli çocuklarımızın yüzünü güldüreceğiz”

AFAD Genel Başkan Yardımcısı Özer de konuşmasında acil gıda yardımına ihtiyaç duyan Filistin halkı için Başbakanlık AFAD koordinasyonunda, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Toprak Mahsulleri Ofisi ve sivil toplum ile özel sektör kuruluşlarının desteği ile hazırlanan 10 bin ton insani yardım malzemesinin Mersin Limanı’ndan Gazze’ye hareket edeceğini söyledi. Çocuklar için en az gıda yardımı kadar önem taşıyan oyuncaklar ve bayramlık kıyafetler de unutulmadığını ve Ramazan Bayramı’nda Filistinli çocukların yüzünü güldüreceklerini belirten Özer, “Şefkat gemisine yüklenen insani yardım malzemeleri, 18 bin 100 oyuncak, 32 bin kırtasiye seti, 50 bin gıda kolisi, 5 bin ton un, 100 ton bisküvi ve kek, 50 bin muhtelif giysi, bin bayramlık giysi ve bin 10 bisikletten oluşuyor” dedi.

Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Kaynak ve beraberindekiler, Mersin Limanı’ndan demir alan Şefkat gemisini el sallayarak Gazze’ye uğurladı.

İHA