NTV
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afrika ülkelerinin, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için oluşturduğu barış heyeti ile bir araya geldi.
Heyette, Afrika Birliği Dönem Başkanı ve Komorlar Devlet Başkanı Azali Assoumani'nin yanı sıra Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, Zambiya Devlet Başkanı Hakainde Hichilema, Mısır Başbakanı Mustafa Madbuli, Kongo ve Uganda devlet başkanlarının temsilcileri yer aldı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Putin'in Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov da görüşmede hazır bulundu. Görüşme, 3 saatten fazla sürdü.
PUTİN: YAPICI BİR DİYALOĞA AÇIĞIZ
Rus lider Putin, görüşmenin başında yaptığı konuşmada, "Barışı tesis etmek isteyen herkesle adalet ilkelerine dayalı ve tarafların meşru menfaatlerini gözeterek yapıcı bir diyaloğa açığız." dedi.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa'nın 10 maddelik barış teklifini dinledikten sonra tekrar söz alan Putin, problemin Ukrayna'da 2014'te Batı'nın da desteklediği, "anayasal olmayan, kanlı devlet darbesi" sonrasında başladığını ve bu darbenin de bugünkü yönetimin güç kaynağı olduğunu söyledi.
İktidara bu şekilde gelen yönetimi desteklemeyeceğini açıklayan Ukrayna halkının bir kısmını, tarihi ve kültürel bağlardan dolayı Rusya'nın desteklediğini kaydeden Putin, barış ile sorunun çözülmesi için taraflar arasında Minsk Anlaşması'nın imzalandığını hatırlattı.
"RUSYA TANIMAK ZORUNDA KALDI"
Kiev yönetiminin, barış anlaşmalarına bağlı kalmayarak fiilen bu barış sürecinden çekildiğini dile getiren Putin, "Bundan sonra, tarafımızca 8 yıldır bağımsızlığı tanınmayan Ukrayna topraklarında oluşturulmuş Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'ni Rusya tanımak zorunda kaldı." diye konuştu.
Bu yönetimleri tanımalarının, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler (BM) şartına uygun olduğunu dile getiren Putin, "BM Şartı'na göre, bu yönetimlerin bağımsızlığını ilan edebileceğini" bildirdi.
"DONBAS'A YARDIM ETME HAKKIMIZ VAR"
Kiev'in, bu sorunu, Donbas'ta yaşayanlara karşı silah yoluyla çözmeye çalıştığını belirten Putin, "Sivil halka karşı uçak, tank ve top kullanarak özellikle Kiev rejimi 2014'te bu savaşı başlattı. BM Şartı'nın 51. maddesi uyarınca, meşru müdafaa maddesine atıfta bulunarak onlara yardım etme hakkımız vardı." ifadesini kullandı.
"DÜNYA GIDA KRİZİNİN SEBEBİ UKRAYNA'DAKİ OPERASYON DEĞİL"
Dünya gıda pazarındaki krizin, hiçbir şekilde Rusya'nın Ukrayna'daki "özel askeri operasyonunun" bir sonucu olmadığını, Ukrayna'daki durumdan çok önce şekillenmeye başladığını vurgulayan Putin, "Bu kriz, Batılı ülkelerin, hem ABD hem de Avrupa ülkelerinin koronavirüs salgınıyla ilgili sorunlarını çözmek için akılalmaz, ekonomik olarak haksız emisyonlara girişmeye başlaması sonucu ortaya çıktı." değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna tahılının dünya pazarlarına arzının yoksulluk ve açlık sorununu çözmeyeceğine dikkati çeken Putin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Afrika'nın en fakir ülkelerine tahıl tedariki önerisine uygun olarak her şeyi yaptıklarını belirtti.
TAHIL SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE ERDOĞAN'A ÖVGÜ
Ukrayna'dan gıda ihracına ilişkin, 15 Haziran tarihli rakamları açıklayan Putin, tahıl sorununun çözümü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu yönde çok şey yaptığını anımsattı.
Putin, sözlerine şöyle devam etti:
"Ukrayna limanlarından Rusya ve Türkiye'nin yardımlarıyla 31,7 milyon ton tarım ürünü ihraç edildi. İhtiyaç sahibi Afrika ülkeleri Cibuti, Somali, Sudan, Libya, Etiyopya'ya gönderilen tarım ürünü 976 bin ton. Bu, yüzde 3,1'e tekabül ediyor. Neo-kolonyal Avrupa yönetimi, daha doğrusu Amerikan yönetimi, uluslararası toplumu ve ihtiyaç sahibi Afrika ülkelerini yine aldattı. Bu arada gıdanın yüzde 38,9'u Avrupa Birliği ülkelerine gönderildi, 12,3 milyon ton Türkiye'ye, yüzde 11 diğer ülkelere gönderildi."
"RUSYA MÜZAKERELERİ HİÇBİR ZAMAN REDDETMEDİ"
Rusya'nın hiçbir zaman müzakereleri reddetmediğini vurgulayan Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yardımlarıyla geçen yıl martta Türkiye'de, Rusya ile Ukrayna heyetlerinin müzakereler yaptığını hatırlattı.
İstanbul'daki bu müzakerelerde, iki tarafın bir metin üzerinde anlaştığını, Ukrayna heyetinin de bu metni parafladığını dile getiren Putin, bugüne kadar bu metni hiç göstermediklerini söyledi.
İSTANBUL MÜZAKERELERİNDE PARAFLANAN BELGEYİ GÖSTERDİ
Belgeyi elinde tutarak, Afrikalı liderlere gösteren Putin, bu metnin, "Ukrayna'nın güvenliğinin garantileri ve kalıcı tarafsızlık anlaşması" olarak adlandırıldığını ifade etti. Metinde 18 maddenin bulunduğunu bildiren Putin, askeri birliklerden teçhizata kadar her şeyin detaylı olarak bu metinde yer aldığını anlattı.
Rus ordusu Kiev'den çekildikten sonra Kiev yönetiminin bu anlaşmayı "çöpe attığını" vurgulayan Putin, "Gelecekte başka herhangi bir anlaşmadan vazgeçmeyeceklerinin garantisi nerede? Ancak bu koşullar altında bile müzakere etmeyi asla reddetmedik. Biz değil, Ukrayna yönetimi kendisi müzakere yapmayacağını ilan etti. Hatta, Ukrayna Devlet Başkanı (Zelenski), müzakere yapmayı yasaklayan karar imzaladı. Bizden ne istiyorlar?" dedi.
AFRİKALI LİDERLERDEN SAVAŞIN SONA ERMESİ MESAJI
Komorlar Devlet Başkanı Assoumani, oluşturdukları heyetin, Rusya ile Ukrayna arasında sürdürülebilir bir barışın sağlanmasına katkıda bulunmayı arzuladığını belirterek, "Bu kriz sadece iki Slav, dost ve komşu ülkeyi değil, tüm dünyayı etkiliyor. Bu, özellikle Afrika kıtamızı etkisine almış, gıda ve enerji güvenliği alanında sorun yaratmıştır." görüşünü paylaştı.
Senegal Cumhurbaşkanı Sall ise Rusya'nın, BM'nin kurucusu ve BM Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu hatırlatarak, BM şartına uyulmasının, diyalog koşulları arasında olduğunu dile getirdi.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa da Afrika ülkeleri olarak savaşın sona ermesi için kesin bir mesaj getirdiklerini vurgulayarak, "Aradığımız barıştır. Bu ihtilaf çerçevesinde Rusya ile Ukrayna arasında barışın sağlanmasında arabuluculuk yapmak istiyoruz. Teklifimiz 10 madde etrafında yoğunlaştığı için size 10 madde teklif etmek istiyoruz." sözlerini sarf etti.
Ramaphosa, tekliflerini Putin'e madde madde aktardı.
Toplantının kalan kısmı, basına kapalı devam etti.