PKK'nın terör koridoru projesinin belkemiği: Münbiç

Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'de konumu ve ekonomisi itibariyle stratejik bir ilçe olan Münbiç'te işgal düzenini kurmak için etnik temizlik, zorla silah altına alma gibi birçok yönteme başvurdu.

Örgüt, ilçeyi doğrudan Kandil'den gelen elebaşlarıyla yönetti. Münbiç'in Türkiye-ABD mutabakatıyla terörden arındırılmasıyla ilçe sakinleri evlerine dönebilecek, PKK'ya büyük darbe vurulmuş olacak.

      
AA'nın derlediği bilgilere göre, Halep'in doğusundaki Münbiç ilçesi, Fırat Nehri’ne 35, Türkiye sınırına 40 kilometre uzaklıkta yer alıyor.      

Halep'in en büyük ilçesi olan Münbiç, Deyrizor ve Rakka’dan gelen, bölgedeki önemli birçok şehri birbirine bağlayan otoyolların kesişim noktasında yer alıyor.      

İlçe genelinde aşiret yapısı güçlü olsa da merkezde yoğun biçimde şehirli ve eğitimli kesim barınıyor.      

Münbiç, sahip olduğu doğal kaynaklar, üretim ve depolama tesisleriyle Rakka’dan Halep’e kadar uzanan bölgedeki ticaretin merkezi olması gibi nedenlerle ekonomik açıdan da önem arz ediyor.      

Bölgenin elektrik ve su ihtiyacı halen Münbiç’in kaynaklarıyla sağlansa da ilçedeki sanayi ve tarım faaliyetleri iç savaş öncesine göre oldukça zayıflamış durumda.      

İlçenin iç savaşta nispeten yıkım yaşamamış nadir yerleşimler arasında olması, Münbiç'in diğer kentlerden göç almasına da neden oluyor.      

2011'de başlayan halk ayaklanması öncesinde ilçe merkezindeki nüfus yaklaşık 200 binken kırsal ile Münbiç ilçesi toplamda 500 bin nüfusa sahipti.      

İç savaş boyunca aldığı göç neticesinde, 2017 itibarıyla ilçe nüfusun 600 bine ulaştığı tahmin ediliyor.      

Nüfusun yüzde 90 civarında Arap olduğu, bunu Kürt, Türkmen ve Çerkezlerin izlediği biliniyor.      

YPG/PKK için önemi ve işgal düzeni      

Münbiç'te siviller, halk ayaklanmalarına olayların başlamasından kısa süre sonra katılmış, 17 Temmuz 2012'de ilçe, muhaliflerin kontrolüne girmişti.      

Ancak terör örgütü DEAŞ'ın Ocak 2014'te Münbiç'e girmesi, YPG/PKK'nın ABD desteğini arkasına alarak ilçeyi işgale hazırlanmasına yol açmıştı.      

12 Ağustos 2016'da Münbiç'i işgal eden YPG/PKK, ilçenin çevresine 20 kilometre uzunluğunda hendekler kazdı.      

İlçe, Kamışlı’yı Halep’e bağlaması, bölgede silah bakım ve onarımına olanak veren çok sayıda sanayi tesisinin bulunması, Fırat Nehri'nin doğu ve batısını kontrol etmesi gibi sebeplerle, terör örgütü YPG/PKK için vazgeçilmez nitelik taşıyor.

      
Bu nedenle YPG/PKK, ilçedeki işgal düzenini oturtma amacıyla bölgedeki Arap aşiretleri ve halkı göçe zorlayarak etnik temizliğe girişti.      

Halkı ideolojik beyin yıkamaya tabi tutan örgüt, gençleri zorla silah altına aldı. Örgüt, Zeytin Dalı Harekatı'nın başlamasının ardından halkı, Türkiye aleyhinde eylem yapmaya zorladı.      

Katılmak istemeyenlere ateş açan örgüt, 25 sivilin ölümüne neden oldu.      

Gerçek güç Türkiye kökenli PKK elebaşları      

YPG/PKK, Münbiç'i, ele geçirmesinin ardından, sözde özerk bölge ilan etti.      

İlçenin idaresini sivillerde gibi göstermeyi amaçlayan örgüt, sözde Demokratik Yönetim Konseyi kurdu ve bu yapı içinde dış ilişkiler, sağlık, kültür ve belediye hizmetleri gibi alanların da olduğu 13 ayrı komite oluşturdu.      

Örgüt, Münbiç'te askeri idareyi ise ikiye ayırdı. Hiyerarşinin en tepesinde Kandil’den gelen, Arapça bilmeyen ve genelde Türkiye kökenli PKK’lılar yer alıyor.      

Güç piramidinin ikinci sırasında Afrin’den gelen örgüt mensubu Suriye Kürtleri ve üçüncü sırada da Münbiç Kürtleri bulunuyor.      

Hiyerarşinin en altında ise örgütün yerelden kendisine eklemlemeye çalıştığı Arap unsurlar geliyor.      

YPG/PKK'nın ilçede kurduğu askeri yapı, Münbiç Askeri Konseyi ve PKK/KCK-Asayiş olmak üzere ikiye ayrılıyor.      

Sözde konseyde, sembolik düzeyde Arap savaşçı yer alsa da bunlara idari görevler verilmiyor.      

PKK/KCK-Asayiş yapısı ise görünürdeki Askeri Konseyin arkasında, asıl askeri yapılanmayı idare eden organ niteliğinde.      

Türkiye kökenli PKK elebaşları, Münbiç'te gerçek güç ve karar alıcıyı teşkil ediyor.      

Münbiç'te güvenlik ve istikrar için Türkiye-ABD yol haritası      

ABD, Münbiç'teki YPG/PKK unsurlarının çekileceğini taahhüt etmiş ancak bu ay başına kadar sözünü yerine getirmek için adım atmamıştı.      

Yoğun müzakerelerin sonucunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD'li mevkidaşı Mike Pompeo, 4 Haziran'da Münbiç’in geleceğine yönelik bir yol haritası üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamıştı.      

Mutabakattaki yol haritasına göre, süreç üç aşamada ve aylar içinde uygulamaya geçirilecek.      

Aşamaların sonunda ilçenin bütün terör örgütlerinden temizlenip güvenlik ve istikrarın kalıcı şekilde sağlanması amaçlanıyor.      

YPG/PKK'nın yerel yapılardan çıkarılmasının tamamlanmasının ardından, Türkiye ile ABD’nin Münbiç’te güvenlik ve yerel yapıların oluşturulmasında işbirliği yapması hedefleniyor.      
 

Üçüncü aşamada ise Türk ve Amerikan ortak askeri devriyelerin güvenliği ve istikrarı sağlaması, bütün YPG/PKK oluşumlarının ilçeden çıkarılmasının tamamlanması öngörülüyor.      

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, planın nihai hedefinin ise Münbiçlilerin evlerine dönmelerini sağlamak ve Münbiç modelinin Suriye'nin tümüne uygulanmasını teşvik etmek olduğu ifade ediyor.      

Mutabakatın ilk somut adımı olarak, 18 Haziran'da Türkiye ve ABD askeri unsurlarının ilçede koordine devriye faaliyeti gerçekleştirmişti.      

Münbiç'in Türkiye'nin terörle mücadelesindeki yeri      

Türkiye'nin Kandil'e yönelik yürüttüğü operasyonlar ile eş zamanlı olarak Münbiç mutabakatının hayata geçirilmesi, PKK ana kadrolarının Kandil-Münbiç arasında kıskaca alınmasını sağlayacak.      

Teröristlerin Münbiç'ten çıkarılırken ellerindeki silahların da alınması, daha sonra Türkiye'de eylem yapma kapasitesini azaltacak.      

Münbiç planı, bu kapsamda PKK'nın çöküşünü de hızlandıracak.      

(AA)