Nissan eski CEO'sunun kaçırılması davası: Sanıklar savunma yapıyor

JAPONYA'da ev hapsinde tutulan Nissan'ın eski CEO'su Carlos Ghosn'un İstanbul üzerinden Beyrut'a kaçırılmasına ilişkin haklarında dava açılan 5'i tutuklu 7 sanık, ilk kez hakim karşısına çıkarak savunma yaptı. Özel bir şirketin müdürü olan tutuklu sanık Okan Kösemen savunmasında üzerine atılı suçlamaları reddederek “Para alışverişi olmadı. Aksine daha büyük kayıplarım oldu” dedi.

DHA

Japonya’da “Görevi kötüye kullanma” suçundan ev hapsinde tutulan Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn, 30 Aralık 2019 tarihinde bir müzik kutusu içinde Osaka’dan İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’na, İstanbul üzerinden de Lübnan’ın başkenti Beyrut’a uçakla kaçırılmıştı. Kaçırılma olayına ilişkin aralarında özel bir jet şirketinin müdürü, 4 pilot ve 2 hostes hakkında dava açılmıştı.

Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Okan Kösemen (48), Bahri Kutlu Sömek (51), Noyan Pasin (52), Özgü Bilge Bayram (51), Serhat Kahvecioğlu getirilirken, tutuksuz sanıklar Nesrin A. (30) ve Serpil K. (44) ile taraf avukatları katıldı.

KONTROL ETME YETKİMİZ YOKTUR

Duruşma tutuklu sanık Noyan Pasin’in savunmasında olay tarihinde pilot olarak çalıştığını ifade ederek “23 Aralık tarihinde bana bir mail geldi. Uçuş olacağı belirtiliyordu. Bu program bana bildirildi. Okan Kösemen Operasyon Müdürlüğü’ndeydi. Ben Bahri Kutlu Sömek ve hostes Serpil ile birlikte 26 Aralık 2019 tarihinde Madagaskar Cumhurbaşkanı ve yanındaki 10 kişilik ekibi almak üzere Madagaskar’a gittik. Burada 2 gece kalıp Dubai’ye geçtik. Dubai’den iki Amerikan vatandaşı uçağa bindi. Yolcu manifestosunda da 2 kişi yazıyordu. Uygulamada manifestoyu yer hizmetleri düzenler. Pasaport kontrol sırasında polis de kontrol eder mühürler. Yolcu manifestosu uçak kaptanına teslim edilir. Bizim ve uçak personellerinin yolcuları manifestodaki kişiler olup olmadığını kontrol etme yetkimiz yoktur. Bilgi amaçlı bilgilendiriliriz.” dedi.

MÜZİK KUTULARI SİZE HEDİYEMİZ OLSUN DEDİ

Sanık Noyan Pasin, beyanlarında uçaktaki hiyerarşi düzenini anlattıktan sonra olay günüyle ilgili şunları söyledi: “Dubai’den Osaka’ya gittik, indiğimizde yer hizmetleri karşımızdaydı. Yer hizmetleri bagajları aldılar. Sabah 9.00 gibi indik, 23.00 gibi kalktık. Yer hizmetleri bizi aldı terminalden götürdü pasaport ve gümrük kontrol yapıldı. Bizi aldılar otele götürdüler akşam yemeğimizi yedik. Uçağa gittik yakıt aldık. Saat 22:30 civarı yolcular geldi arkasından iki küçük minibüsle bagajlar geldi. İkinci bagaj sığmadı büyük olanı bagaja girdi. Bu kutu Dubai’den Osaka'ya gelirken de kabin bölümündeydi. Uçuş sıradandı, arkaya gidip gelmedik ve sıra dışı bir şey olmadı. Sık sık tuvalete çıkıyorduk. Bir yolcuyla karşılaştığımızda uçuş için teşekkür etti. ‘Müzik kutularını Dubai’ye geri götürür müsünüz’ dedi ‘Yok’ dedim ‘Size hediyemiz olsun’ dedi.

KUTULARDAN ŞÜPHELENMEDİM ÇÜNKÜ ZAMANINDA CEYLAN BİLE TAŞIDIK

Hakim sanığa “Hiç şüphelenmedin mi kutuda bomba çıkar, hiç sorgulamaz mısınız” şeklinde soru sordu. Sanık Pasin ise “Hiç şüphelenmedim sorgulamam. Afrika olsa haklısınız ama Japonya’da teknoloji gelişmiş, ülkeden şüphelenmek aklıma gelmedi. Zamanında 6 tane ceylan taşıdık, şahin taşıdık. Değişik şeyler taşıdık, normal bir kutuydu.” şeklinde cevap verdi.

SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM

Sanık Pasin beyanlarını şu şekilde sürdürdü: “Sabah 5.30’da İstanbul’a indik. Diğer uçak karşıda duruyordu. Bizi teknisyenler yönlendiriyor. Kapıyı açtığımızda Okan Bey vardı ve teknik ekip vardı. Okan Bey yolcularla ben ilgileneceğim, diyerek kabine geçti. Üçüncü kişiyi ben görmedim, ben kendi işlerime baktım. Kutulara baktık hoparlör varmış. Bagajdaki boştu. Kabinin içindeki küçük kutuda hoparlör vardı. Bir de gitar kutusu vardı. Eşyalarımızı toparladık. Terminale geçtik. Gümrük işlemlerimizi yaptık. Sorgulayacağımız bir olay olmadı. Okan Kösemen, İstanbul’a gelen uçakların çoğunda yolcuları karşılamak için gelir. Kokpitte otururken Kösemen ve birini aşağıya inerken gördüm ancak dikkat etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum.”

2 AMERİKALI YOLCUYU TAŞIMAK İÇİN ANLAŞTIM

Tutuklu Okan Kösemen ise savunmasında özel bir havayolu şirketinde operasyon ticaret müdürü olduğunu dile getirerek, uçakta Carlos Ghosn’un olduğunu bilmediğini söyledi. Kösemen beyanında “"Benim şirketteki pozisyonum gereği uçağın uçuşu ve her şeyi takip ederim. İsim vermeden uçuş izni alma imkanım yok. Japon yetkililer bize uçuş kodu veriyor. Böyle uçuş yapıyoruz. Ekip bana bilgiler verdi. Ben sorumlu olduğum için bütün uçuşları takip ederim. Bir de yüksek meblağlı uçuşsa. Anlaşmalar yapıldıktan sonra bu uçuşla ilgili planı yaptım. Ticari olarak anlaşma yaparım, takip ederim. Türkiye’de bu işi yapan tek kişiyim. Müşteri memnuniyeti olsun, dünyada tanınan bir kişiyim. 20-25 milyonluk uçuş yaparız. 14 uçağımız var. Taşınan 2 Amerikalı yolcuyu taşımam için Nicholas ile anlaştım" dedi.

ÇOCUĞUMUN ANAOKULU ADINI SÖYLEDİ

Sanık Kösemen, Osaka’dan Türkiye’ye uçağı kalkmasının ardından Nicholas’ın kendisini WhatsApp benzeri bir programdan aradığını ifade ederek, “Nicholas 'Amerikan vatandaşı olanların yanında Nissan CEO'su var Türkiye'ye getiriyoruz. Beyrut'a götüreceksiniz sıkıntısı yok. Yanında Amerikalı olacak. Legal pasaportu var' dedi. Ben şaşırdım. Manifestoda iki yolcu vardı, üç yolcularmış. 'Nasıl olur' dedim. 'Ben böyle bir şeye ortak olmak istemiyorum' dedim. Yanındaki kişiyle konuşmaya başladı. Eşimin nerede çalıştığını söyledi. Çocuğumun anaokulunun adını söyledi. Ben telaşlandım. 'Tamam' dedim, 'seni arayacağım'. Düşünmeye çalıştım. Alana giderken eşimi, çocuğumu yanıma aldım" dedi.

Kösemen, "Uçak indikten sonra karşıladım. İki Amerikalı yolcuyla kabinin olduğu bölümde kutunun olduğu yerde konuştuk. Carlos'un arkada olduğunu söylediler. 'Kim Beyrut'a gelecek' dedim. Sen Carlos'la gideceksin, dediler. Mecbur adamı uçağa koyduk bir şekilde teknisyenleri uçaktan uzaklaştırmaya çalıştım. Boşlukta Carlos'u alıp arabaya bindirip uçağa götürdüm. Uçak havalandı, yolcuyla muhabbetim olmadı. Carlos bu uçağın kaç para olduğunu, kaça kiralandığını, fiyat sordu. İnişe kadar kaptanlarla muhabbet ettim. " diye konuştu.

PARA ALIŞVERİŞİ OLMADI

Uçak Beyrut’a indikten sonra Beyrut’ta görev yapan biri kadın olmak üzere iki yer hizmetleri görevlisinin kendilerini karşıladığını ifade eden Kösemen, “Çantasını aldılar kalın bir şeyler vardı pasaport gibi. 'Seç birini' dedi kadına. Carlos yanına çağırınca gittim. Bu sırada Nicholas'ın uçağını gördüm. Kendisi bana 'gidebilirsin' anlamında işaret yaptı. Uçakla Nicholas ile görüştük. Kendisi bana bu olayın kimse tarafından bilinmeyeceğini söyledi. Para alışverişi olmadı. Aksine daha büyük kayıplarım oldu." dedi.

SUÇ İŞLEMEYİ DÜŞÜNSEM TELEFONU YOK EDERDİM

Kösemen hakimin sorusu üzerine kamera kayıtlarının ve HTS kayıtlarının hepsinin doğru olduğunu ifade etti. Kösemen “Aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Suç işlemeyi düşünseydim zaten telefondaki yazışmaları ve telefonu yok ederdim” dedi. Kösemen, hesap numarasındaki para artışıyla ilgili olarak da “Ben 1 ya da 2 ay kadar prim aldım. Sonrasında prim yerine maaşıma zam yaptılar” ifadelerini kullandı.

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Kösemen’in savunmasının bitmesinin ardından duruşmaya öğle arası verildi. Duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla devam edecek.