HABER MERKEZİ
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, fanatik Yahudi bir grupla Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir'in, Harem-i Şerif'te "Yahudilerin ibadet etmesi ve Yahudi egemenliği" konusunda büyük gelişme kaydettikleri yönündeki açıklamasına ilişkin, İsrail'in politikasının değişmediğini savundu.
Başbakanlık Basın Ofisi'nden fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa baskınına ilişkin açıklama yapıldı.
Netanyahu, açıklamada, Mescid-i Aksa'ya ilişkin politikaların başbakan ve hükümet tarafından belirlendiğine işaret ederek, "Tapınak Dağı'nda (Mescid-i Aksa) hiçbir bakanın -Ulusal Güvenlik Bakanı veya başka bir bakanın- özel bir politikası yoktur. Bu, İsrail'in bütün hükümetlerinde böyle olmuştur." ifadelerini kullandı.
Mescidi Aksa'ya baskının "statükodan sapma" olduğunu belirten Netanyahu, ülkesinin Mescid-i Aksa politikasının değişmediğini ve değişmeyeceğini ileri sürdü.
Sabah saatlerinden itibaren, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler büyük gruplar halinde, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, 2250 kadar fanatik Yahudi Aksa'ya baskına katılmıştı.
Mescid-i Aksa'da bazı fanatik Yahudilerin yerlere kapanarak Talmudik ritüeller gerçekleştirdiği görülmüştü.
Fanatik Yahudiler ayrıca Aksa avlusunda dolaşırken slogan attı, marşlar söylemişti.
Filistin topraklarını gasbeden İsrailli gruplar, Yahudilerin matem ve oruç günü olan Tisha B'Av nedeniyle Harem-i Şerif'e geniş çaplı baskın düzenleme çağrısında bulunmuştu.
BEN-GVİR AKSA'YA İLİŞKİN PROVOKATİF AÇIKLAMALAR YAPMIŞTI
Filistin karşıtlığıyla öne çıkan Ben-Gvir, geçen ay Netanyahu'nun ABD ziyareti sırasında Yahudilerin Mescid-i Aksa'da dua etmesine izin verdiğini söylemişti. İsrail Başbakanlık Ofisi ise yaptığı yazılı açıklamayla Ben-Gvir'in aksine Harem-i Şerif'teki statükonun değişmediğini belirtmişti.
Yahudilerin dini gün ve bayramlarında Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarda ciddi artış yaşanıyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesi Filistin topraklarında birkaç yıl devam eden "ikinci intifada"nın ilk kıvılcımı olmuştu.
KUDÜS ULEMASINDAN TEPKİ
Kudüs Vakıflar, İslam Mukaddesatı ve İşleri Konseyi, Yüksek İslam Heyeti, Şeriat Mahkemeleri Başyargıçlık Divanı, Filistin Fetva Kurulu ve Kudüs İslami Vakıflar İdaresi binlerce fanatik Yahudi'nin Harem-i Şerif'e düzenlediği baskına ilişkin ortak açıklama yayımladı.
İsrail makamlarının son dönemde fanatik Yahudilerin, Mescid-i Aksa'nın konumuna ilişkin statükoyu bozmalarını sağlamaya yönelik çeşitli planları devreye koyduğuna dikkati çekilen açıklamada, "İşgal hükümetinin (İsrail) mübarek Mescid-i Aksa'ya yönelik artan ve benzeri görülmemiş ihlallerini en güçlü ifadelerle kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.
ÜRDÜN VE MISIR'DAN BASKINA KINAMAÜrdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa baskınına tepki gösterildi. Açıklamada, "Bu eylem, uluslararası hukukun ve Kudüs'ün tarihi ve yasal statüsü ile kutsallıkların açık bir ihlali olup İsrail hükümetinin uluslararası yasaları ve işgalci güç olarak yükümlülüklerini hiçe saymasını yansıtmaktadır" denildi. Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar için özel bir ibadet yeri ve Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin yetkisi altında olduğu hatırlatılan açıklamada, İsrail'in işgal altındaki Kudüs üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı vurgulandı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise, "Mısır Arap Cumhuriyeti, 2 İsrailli bakan, İsrail parlamentosu üyeleri ve İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa avlusuna baskın düzenlemesini, İsrail polisinin koruması altında İsrail bayrağı çekilmesini kınıyor" denildi. Sorumsuz ve kışkırtıcı davranışın, bölgedeki statükoyu ihlal ettiği belirtilerek uluslararası topluma Gazze'de ateşkese ulaşma çabalarını engelleyen söz konusu ihlallerle mücadelede aktif bir rol oynama çağrısında bulunuldu.