Irkçı ve aşırı sağ partilerin güç kazandığı ancak kimilerinin tahmin ettiği kadar büyük boyutlarda bir yükseliş yaşamadığı Avrupa Parlamentosu seçimleri ertesinde CNN’e kapsamlı bir mülakat veren Almanya Başbakanı Angela Merkel “Geçmişin hayaletleriyle yüzleşmemiz lazım. Gençlerimize tarihin bize ve başkalarına yaşattıklarını anlatmamız gerekiyor” dedi. CNN televizyonunda Christiane Amanpour’un sorularını yanıtlayan Merkel “Almanya’da doğal olarak bu akımlar her zaman belli bir bağlam içinde, kendi geçmişimizin bağlamı içinde anlam taşıyacaktır. Bu da bizim başkalarından çok daha uyanık olmamız gerektiği anlamına geliyor” diye konuştu.
SIĞINMACILARI KOVAMAYIZ
Aşırı sağın yükselişiyle ilgili bir başka faktör de mülteci politikası. 13 yıldır iktidardaki Merkel bazı çevreler tarafından mülteci krizi konusunda izlediği esnek tutum ile Almanya’daki aşırı sağcı, Müslüman karşıtı AfD partisinin ve onunla bağlantılı olarak Avrupa genelindeki sağ popülist dalganın yükselişine sebep olmakla suçlanıyor. Merkel, Almanya’ya yaklaşık 1 milyon mültecinin ülkeye girişine izin verme kararını bir kez daha savundu ve Suriye ve Irak’ta yaşananlar gibi insani krizlerden doğan mülteci akınlarıyla başetmenin yolunun “kendini tecrit etmek” değil, bu ülkelerden kaçan mültecilere “yeterince sahip çıkılmasını” sağlamak olduğunu söyledi. Geçen hafta yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ ve milliyetçi partiler sandalyelerini artırırken, Avrupa Birliği’nin güçlenmesinden yana liberal ve yeşil partiler de ciddi kazanımlar elde etti.
Türkiye düşmanı Kurz vazgeçmiyor
Avusturya’da Federal Parlamentoda önceki gün yapılan güven oylamasında Başbakan Sebastian Kurz’un güven oyu alamaması üzerine hükümet düştü. Kurz, koalisyon ortağı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri ve eski Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache’nin video skandalının ortaya çıkmasının ardından erken seçim çağrısı yapmış, kendisi için de güvenoylaması kararı çıkmıştı. Güven oylamasının ardından açıklama yapan ve Türkiye karşıtlığıyla da bilinen Kurz, “Bugün bu kararı parlamentoda verdiler. Eylül ayında ise yeni kararı halk verecek” dedi. Geçici hükümet belirlenene kadar, Maliye Bakanı Hartwig Löger başbakanlık görevini yürütecek.
İSKOÇYA'DAN BAĞIMSIZLIK İÇİN YENİ TEKLİF
İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon, AP seçimlerinin sonuçlarının ışığında 2020’nin ikinci yarısında ülkede yeni bir referandum yapılması çağrısı yaptı. İskoç Ulusal Partisi lideri, ikinci defa düzenlenecek bağımsızlık referandumundan bu sefer bağımsızlık kararı çıkacağı tahmininde bulundu ve “İskoçya da İrlanda gibi bağımsız bir ülke olacak” dedi.
May: Hepimiz için büyük hayal kırıklığı
Geçen hafta istifa kararını açıklayan İngiltere Başbakanı Theresa May, pazar günü düzenlenen Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Muhafazakar Parti’nin büyük düşüş yaşayarak Brexit partisinin ilk sırada yer almasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Çıkan sonuçlar bizlere gösteriyor ki Brexit anlaşmalı bir şekilde gerçekleştirilmeli ve umuyorum ki parlamentondaki bütün fikirler çıkan sonuca odaklanır” dedi. May, seçim sonuçlarını ‘büyük hayal kırıklığı’ olarak değerlendirdi.
Yeni başkanlar için pazarlık maratonu
AP seçimlerinin ardından liderlerin ana gündem maddesi AB Komisyonu başkanı, AB Konseyi başkanı, AP başkanı, Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanı ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası yüksek temsilcisi gibi üst düzey pozisyonlara kimlerin getirileceğine ilişkin pazarlık süreci olacak. 2014 yılında uygulanan “Spitzenkandidat” süreciyle parlamentoda en çok oyu alan siyasi grubun gösterdiği aday AB Komisyonu başkanlığına seçilmişti. Bu seçimlerde birinci sırada yine merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP) yer alsa da siyasi grubun yaklaşık 34 sandalye kaybetmiş olması, zaten sorunlu olan “Spitzenkandidat” sürecini daha da zora sokmuş görünüyor.
GÖRÜŞ BİRLİĞİ YOK
AB Komisyonu Başkanlığı için AP’deki 8 siyasi grubun farklı liste başı adayları bulunuyor. Özellikle Almanya ve Fransa arasında Avrupa Komisyonu Başkanlığı görevini kimin yapacağı konusunda görüş ayrılığı mevcut.