AA
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dış politikasını yürüten ekibin yöneticilerinin başka ülkelerin diplomatlarına kaba ve kibirli bir tavırla yaklaşması ayrıca yetkin olmamaları nedeniyle ülkenin zarar gördüğü belirtilirken, üst düzey danışmanlara Elysee içinde ağır suçlamalar ve eleştiriler getiriliyor.
AA'nın Politico'dan aktardığı habere göre, Macron'un Elysee Sarayı'nda dış politika oluşturulurken perde arkasında neler yaşandığı aktarıldı. Yazıya göre, Macron "dünya sahnesinde iş birliği ve 'yapabiliriz' tavrını vurguluyor ancak perde arkasında dış politikasını oluşturan ofis, husumetler ve işlevsiz bir çalışma ortamı yaratmakla" suçlanıyor.
Macron'un "diplomasi hücresi" olarak bilinen ofisle ilgili artan söylentiler, şikayetler ve iki danışmanın bu yaz ruhsal çöküntüyle doktor raporu alarak uzun süreli izne çıkması üzerine Elysee Sarayı, çalışma ortamının soruşturulması için dışarıdan danışmanlarla anlaştı. Danışmanlar ilk raporunu Eylsee Sarayı'na sundu. Soruşturmada durumun dedikodu ve çekişmeden öte bir hal aldığı belirtildi.
Politico muhabirinin görüştüğü birçok yetkili ve diplomat da ofiste moral çöküntü ve baskıcı zihniyet olduğunu, ofisteki zayıf koordinasyon veya yönetimin diğer birimlerine, başka ülkelere ve Paris'teki diplomatik camiaya olan düşmanca tavır nedeniyle Macron'un dış politikasının zaman zaman zarar gördüğünü söyledi.
Suçlamaların odağında ise Macron'un Orta Doğu uzmanı üst düzey diplomasi danışmanı Emmanuel Bonne ile Bonne'un yardımcısı Alice Rufo bulunuyor. Özellikle bu iki kişi hakkında sözlü taciz, saldırgan e-postalar, başkanın ofisindekileri "sırtından bıçaklama" ve şantaj iddiaları dile getirildi.
Bonne ve Rufo'nun ekipteki kişileri ağlatana kadar bağırdıkları, sürekli talimat değiştirerek aynı işleri tekrar tekrar yaptırdıkları, Fransa'nın büyükelçiliklerindeki atamalarla ilgili çalışanlara "atamayı engelleyebileceklerine yönelik" tehdit edici ifadeler kullandıkları belirtildi. İki danışmanın birbirlerinin arkasından konuştukları da iddialar arasında yer aldı.
Macron'un da dış politika ekibindeki gerginlikten haberdar olduğu, Bonne ve Rufo'yu görevde tutup tutmamayı düşündüğü ileri sürüldü. Ancak Elysee'deki bazı yetkililer, ikilinin Macron ile çok yakın oldukları için korunduklarını belirtti ve "Bonne ve Rufo, kabadayılık ve taciz yetkileri varmış gibi tam bir dokunulmazlık duygusuyla hareket ediyorlar." dedi.
PARİS'TEKİ BÜYÜKELÇİLER RAHATSIZ
Bonne ve Rufo'nun tavrından Paris'teki yabancı ülke diplomatlarının da şikayetçi oldukları ortaya çıktı. İki yetkilinin tavrı "kaba ve kibirli" olarak tanımlayan birçok büyükelçi ve diplomat, aradıklarında Bonne ve Rufo'ya ulaşamadıklarını, mesajlarına cevap alamadıklarını, görüşme imkanı bulamadıklarını söyledi.
G20 üyesi bir ülkenin büyükelçisi, konunun Paris'teki birçok büyükelçi arasında açıkça konuşulduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Büyükelçiler Elysee'den ve sarayın kabalığından yüzde 100 bıkmış durumda. Büyükelçiler, kendi başkentlerinde Macron'un iyiliği için çok da çaba sarf etmiyor. Bu durum Elysee'nin diplomatik camiayla ilişkisine inanılmaz hasar verdi."
FRANSA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DA RAHATSIZ
Fransa Dışişleri Bakanlığı diplomatlarının da Elysee'nin dış politika ekibinden rahatsız olduğu kaydedildi. Geleneksel olarak Fransız dış politikasında Cumhurbaşkanının asıl oyuncu, Dışişleri Bakanının ise ikincil pozisyonda olduğu hatırlatılarak bu durumun Macron'un danışmanlarına dış politika oluşturmada sıra dışı bir yetki verdiği vurgulandı.
Uzun yıllardır görevde bulunan Fransız diplomatlar ise mevcut durumun sıra dışı olduğunu söyledi. Örnek olarak da Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Macron arasında video konferans yoluyla yapılan görüşme hakkındaki 26 Mart 2020 tarihli bir Fransız diplomatik yazışması gösterildi. Yazıda, Fransa'nın görüşme öncesindeki diplomatik mesajlaşmasının, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ile Bonne ve Elysee'nin en üst yetkilisi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Alexis Kohler ile yaptığı iki ayrı görüşmeden sonra Elysee tarafından karmakarışık bir hale getirildiği ifade edildi.
DANIŞMANLARIN YETKİNLİĞİ TARTIŞILIYOR
Macron'un dış politika danışmanlarının yetersizliği de Fransız yönetiminde konuşulan konular arasında bulunuyor. Macron'un geçen yıl sarf ettiği "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti." sözlerinin dünyada nasıl bir etki yaratabileceğine yönelik danışman ekibinin öngörüde bulunamadığı, böyle bir sözün nereye gideceğini kestiremedikleri, bu konuda uyarıda bulunmadıkları ifade edildi.
Yönetimden bir yetkili, Macron'un NATO'ya bir nevi elektrik şoku vermek istediğini söyledi ve "İşin aslı cumhurbaşkanının amacı gerçekleşti." dedi. Aynı yetkili, bunun sonuçları hakkında danışman ekibinin hiçbir uyarı yapmadığını aktardı.
Elysee Sarayı'ndaki bazı yetkililer, Macron'un dış politika ofisindeki önemli boş görevlere az talep olduğunu, birçok önemli bürokratın, diplomatın veya dış politika uzmanının burada çalışmayı tercih etmediğini belirtti.