Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yu kabul etti.
Kuveyt ve İsrail'den sonra Orta Doğu turunun son durağı Lübnan'a gelen Pompeo, başkent Beyrut'taki Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul edildi.
Görüşmenin ardından Avn'ın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Avn ile Pompeo'un Lübnan ve bölgesel konular üzerine konuştuğu aktarıldı.
Lübnan ulusal birliğini ve iç güvenliği muhafaza etmeyi öncelikleri olarak gördüklerini dile getiren Avn, Hizbullah'ın Lübnan halkından bir kesimi temsil eden siyasi parti ve ülkedeki mezhepsel gruplardan biri olduğunu söyledi.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Suriyeli mültecilerin vatanlarına geri dönmesine de değinen Avn, mültecilerin Suriye'deki güvenli bölgelere gitmesi için ABD'nin yardımcı olmasını istedi.
Ülkesinin artık Suriyeli mültecilerin yükünü kaldıracak gücü kalmadığını ifade eden Avn, mültecilerin gönüllü olarak vatanlarına geri dönmesi yönündeki çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.
ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımlardan dolayı teşekkür eden Avn, İsrail'in ihlallerine rağmen istikrarı korumak için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararına bağlı kaldıklarını kaydetti.
Lübnan, İsrail ile arasındaki sınırı belirleyen "Mavi Hat"ın birçok noktada 1923 ve 1949'da kabul edilen uluslararası sınır anlaşmalarına uymadığı gerekçesiyle itirazını sürdürüyor.
Mavi Hat, 2000 yılında, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden çekilmesi sırasında Birleşmiş Milletler nezdinde belirlenen sınırı ifade ediyor.
BMGK'nin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'ın gerisine çekilmesini ve Mavi Hat ile Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan silahlı kuvvetleri ve ülkedeki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Pompeo Lübnan'da Hizbullah'a yüklendi
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Hizbullah'ı Lübnan'da devlet kaynaklarını çalmakla suçladı.
Kuveyt ve İsrail'den sonra Orta Doğu turunun son durağı Lübnan'a gelen Pompeo, başkent Beyrut'ta Lübnanlı mevkidaşı Cibran Basil ile bir araya geldi.
Pompeo, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Hizbullah'a yönelik sert eleştirilerde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı "devlet kaynaklarını çalmakla" suçladığı Hizbullhah'ın "tutkuları" nedeniyle Lübnan halkının çile çekmeye mecbur bırakılmaması gerektiğini söyledi.
Hizbullah'ın Lübnan halkının umutları önünde bir engel olarak durduğunu savunan Pompeo, Hizbullah'ı İran rejiminin gündemine hizmet etmek ve Lübnanlıların çıkarlarına karşı çalışmakla suçladı.
Uyuşturucu ticareti ve kara para aklama dolayısıyla Hizbullah'ın uluslararası hukukun merceği altına alındığını dile getiren Pompeo, Hizbullah'ın İran'dan yılda 700 milyon dolar aldığını iddia etti.
"Hizbullah ve İran'ın, Suriye'den dönen Lübnanlı gençlere tabut vermekten başka Lübnan devletine bir hizmeti oldu mu?" diyen Pompeo, Washington yönetiminin Hizbullah ve İran'a yönelik baskılarında tüm araçları kullanmaya devam edeceğini kaydetti.
Eski Lübnan Başbakanı Refik el-Hariri'nin 2005 yılında Beşşar Esed rejimi tarafından öldürüldüğüne işaret eden Pompeo, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin de Lübnan kurumlarını baltalamaya devam ettiğini sözlerine ekledi.
Lübnan'daki Suriyeli mülteciler konusuna da değinen ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, şartların elvermesi durumunda mültecilerin ülkelerine dönmesini destekleyeceklerini dile getirdi.
Lübnan Dışişleri Bakanı Hizbullah'ı savundu
Lübnan Dışişleri Bakanı Basil ise Hizbullah'ı savunarak, "Hizbullah'ın terör örgütü olmadığını ve halkın büyük desteğini alarak parlamentoya girdiğini teyit ettik." dedi.
Basil, ABD ile ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmemesini önemsediklerini söyledi.
ABD'li mevkidaşı ile Lübnan ile İsrail arasındaki tartışmalı sınır bölgesini de ele aldıklarını aktaran Basil, toprakları ve egemenlikleri koruma hukuku içerisinde bu konudaki olumlu yaklaşımlarını sürdürdüklerini belirtti.
Yeni Zelanda'daki terör saldırısına da değinen Basil, "Teröre karşı en iyi mücadele, birlikte yaşamayı yaygınlaştırmaktır. Yeni Zelanda'da işlenen suç, aşırılığın aşırılığı beslediğini gösterdi." diye konuştu.
Basil ayrıca Lübnan yönetiminin "ülkeyi başkalarının krizlerinden uzak tutma" politikasına bağlılığını vurguladı.
(AA)