Libya Başbakanı Dibeybe'den ''ülkenin tüm bölgelerinde seçimlerde güvenliği sağlayabiliriz'' vurgusu

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, hükümetin, Libya'nın tüm bölgelerinde seçimlerde güvenliği sağlayabileceğini belirtti.

AA

Libya'da Ulusal Birlik Hükümetince oluşturulan Seçimleri Desteklemek için Bakanlar Komitesi tarafından "seçim simülasyonu sanal operasyonu" düzenlendi.

Dibeybe'nin "seçim simülasyonlu" sanal operasyona katıldığı görüntüler, sosyal medya hesabı Facebook'ta "Hükümetimiz" adlı platform üzerinden paylaşıldı.

Dibeybe, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batılı'nın da katıldığı programda seçimlerle ilgili konuştu.

Libyalıların, seçim yapma hakkını vurgulayan Dibeybe, seçimlerin güvenliğinin sağlanamayacağını gerekçe göstererek bu süreci uzatmaya çalışan taraflara fırsat verilmemesi gerektiğini söyledi.

Dibeybe, hükümetin, Libya'nın tüm bölgelerinde seçimlerde güvenliği sağlayabilecek gücü olduğunu vurgulayarak, "Tüm emniyet kurumlarının, seçim sürecinde güvenliğini sağlayabilecek gücü var." ifadesini kullandı.

Dibeybe ayrıca seçim sürecinde güvenliğin sağlanması ve muhtemel senaryolarla başa çıkma stratejilerinin sunulduğu "seçim simülasyonu" sanal operasyonuna katılımından dolayı İçişleri Bakanlığına teşekkür etti.

LİBYA'DA SEÇİM ÇIKMAZI

Libya'da bir süredir Abdulhamid Dibeybe ve Fethi Başağa'nın liderlik ettiği iki ayrı hükümet bulunuyor. Bu durum ülkede istikrarsızlığın sürmesine neden oluyor.

Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun Kasım 2020'deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021'de yapılmasına karar verilmiş ancak seçimler planlanan tarihte gerçekleştirilememişti.

Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti'nin görev süresinin 24 Aralık 2021'de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat'ta ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa'yı başbakan seçmiş, 1 Mart'ta da Başağa hükümetine güvenoyu vermişti.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ise Temsilciler Meclisini Cenevre Anlaşması'nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu, görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini söylemişti.