Lavrov, ‘Soçi Tiyatrosu’ yorumlarına tepki gösterdi

Moskova yönetimi, Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin ‘Tiyatro’ olarak nitelendiği ve rejim ile muhalefetin zayıf katılımıyla gerçekleştiği şeklindeki yorumları eleştirdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün, Moskova’da İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano ile yaptığı görüşme sonrası bir basın toplantısı düzenlendi. Lavrov, Soçi Kongresi’nin, Cenevre’deki siyasi çözüm sürecinin ileri taşınmasına katkı sağlamasını umduğunu dile getirerek, “İtalya tarafıyla, Suriye’de uluslararası 2254 sayılı karar çerçevesinde kapsamlı bir diyalog başlatılması girişimlerini güçlendiren Soçi Kongresi’ni ele aldık. Kongre’nin, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın Cenevre müzakerelerini aktifleştirme çabalarına katkı sağlamasını umuyoruz” dedi. Soçi’deki temsiliyet oranına haiz başka bir kongrenin henüz gerçekleştirilmediğini ve kongrede Suriye’den birçok siyasi tarafın temsil edildiğini vurgulayan Lavrov, “Soçi Kongresi bir tiyatro değil geniş kapsamlı tartışmaların ve Suriye halkına demokratik taleplerini dile getirme fırsatı veren siyasi bir toplantıydı” şeklinde konuştu.

Basın toplantısında yaptığı açıklamada, muhalefet heyetinin Soçi’den çekilmesi ve bu çekilmenin kongredeki temsil oranına etkisine değinen Lavrov, “Türkiye merkezli muhalif gruplar, Soçi’ye geldi ancak çözüm süreciyle alakası olmayan sebeplerden dolayı kongreden çekildi. Bu muhalefetin, suni bir muhalefet olduğunu söyleyebiliriz” değerlendirmesini yaptı. Muhalefet grubunun yetkilerini Türk heyetine devretmesi nedeniyle kongreden çekilmesinin büyük bir etkide bulunmadığını ifade eden Lavrov, “Böylelikle, muhalefet İstanbul’dan temsil edilmiş oldu” şeklinde konuştu.

İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano ise basın toplantısında yaptığı açıklamada, ülkesinin BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın çözüm çabalarını desteklediğini ve Rusya’nın çözüm çabalarından memnuniyet duyduğunu ifade ederek, “Suriyelilerin kendi ülkelerinin akıbetini belirlemesi çok önemli. Siyasi çözüm ve anayasa süreci büyük bir süreçtir. Gördüğümüz kadarıyla Rusya bu süreçte önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.

Washington ve Moskova arasında karşılıklı suçlamalar

Washington ve Moskova yönetimleri, dün yayınladıkları açıklamalarla karşılıklı suçlamalarda bulundu. ABD’nin BM Daimi Temsilciliği tarafından, Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto hakkı kullanarak, Suriye’deki kimyasal saldırılara dair soruşturma sürecini yok ettiğini ifade ettiği açıklamasına cevap veren Rusya’nın BM Daimi Temsilcilisi Vitali Çurkin, resmi twitter sayfası aracılığıyla yaptığı açıklamada, “ABD’nin BMGK Daimi Temsilcisi, Suriye’deki kimyasal silah saldırılarını soruşturma komitesini daha fazla genişletmek ve daha bağımsız hale getirmek yolundaki teklifimizi reddederek, süreci asıl kendilerinin yok ettiği gerçeğini kasıtlı olarak gözardı etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı. Washington yönetimi, daha önce, Suriye’deki kimyasal saldırılarını soruşturma mekanizması için 350 bin dolarlık bir fon sağlamaya hazır olduğunu bildirmişti.

Rusya, geçtiğimiz yıl düzenlenen BMGK toplantılarında, BM ve Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklama Komitesi’nin (OPCW) ortaklaşa oluşturduğu, Suriye’deki Kimyasal Silah Saldırılarını Soruşturma Komitesi’nin (JİM) görev süresinin uzatılması için yapılan oylamada veto hakkı kullanmıştı.

JİM, Suriye’deki kimyasal silah saldırılarına dair yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırladığı raporda, Esed rejimini kimyasal saldırılardan sorumlu tutunca Rusya, JİM’i taraflı olmakla itham ederek, BM’ye kimyasal saldırıları soruşturma için yeni bir mekanizma kurma teklifinde bulunmuştu. Son olarak, BMGK yeni bir mekanizma kurulması yönünde teklif sunsa da, batı ülkeleri, JİM’in görev süresinin uzatılmasında ısrar ediyor.

Muhalefetten 2254 sayılı uluslararası kararları uygulama çağrısı

Öte yandan Yüksek Müzakere Kurulu (YMK) Cenevre Müzakere Heyeti Başkanı Nasır el-Hariri, BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın, Suriye’de yeni Anayasa taslağı önerisinde bulunmasının ardından, YMK’nın 2254 sayılı uluslararası karara bağlı olduğunu yineledi.

Hariri, bugün, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında, “BM tarafından Suriye’ye ilişkin olarak alınan 2254 sayılı uluslararası kararın gerekliliklerine bağlıyız. Bu kapsamda, kararı destekleyecek her girişimi kabul ediyoruz” diyerek, yeni anayasa çalışmalarına katılacak temsilcilerin özgür iradelerinin korunacağı ortamın sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.

Müzakere Başkanı, anayasa çalışmalarının sürdürülmesine uygun ortamın sağlanmasının, uluslararası kararlar çerçevesinde ve Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu kontrolünde bir siyasi sürecin önünü açacağını belirtti.

Şarku'l Avsat'ın haberine göre YMK’nın Cenevre’de, başta ateşkes olmak üzere, Suriye’deki kuşatma bölgelerine insani yardım gönderilmesi ve siyasi tutukluların serbest bırakılması ilkelerine hizmet eden, 2254 sayılı kararla uyumlu bir siyasi görüşme gerçekleştirmeyi amaçladığına değinen Hariri, bu görüşmenin tek bir toplantıdan oluşarak, Cenevre’deki siyasi sürece aykırılık arz etmemesi gerektiğini ifade etti. Söz konusu görüşmelerden çıkan sonucun Cenevre’deki siyasi sürece aktarılmasını istedi.

YMK’nın siyasi çözüm süreci dışına taşacak hiçbir faaliyette bulunmadığını dile getiren Hariri, siyasi süreci destekleyecek her görüşe başından beri açık olduklarının altını çizdi.

Hariri, açıklamasında, Suriye halkının özgürlük ve onur davasına destek olarak, halkın ulusal sorumlulukla kendi kararını özgür iradesiyle almasına katkı sağlayan bütün güçlere teşekkürlerini iletti.