Aksam.com.tr
"Katiller" sloganları atan göstericiler, ülkenin sağlık bakanının ve hastane yönetiminin istifasını talep etti. Protestocular arasında, ilaçları çalındığı için uygun kemoterapi yerine plasebo verilen yakınlarının öldüğünü söyleyen birkaç kişi de vardı.
Genç bir adam kalabalığa "Annem meme kanseriydi ve kliniğe yatırıldıktan bir hafta sonra durumu kötüleşti" dedi. "Ne yazık ki hayatta kalamadı." İsmini vermeyen adam, hastanenin iddia edilen davranışını "canavarca" olarak nitelendirdi.
Aksam.com.tr'nin CGTN'den çevirdiği habere göre, Hükümet ve hastane yetkilileri halkı kanser hastalarının risk altında olmadığı konusunda temin etmeye çalışırken, savcılar iddialarla ilgili soruşturma başlattı.
Başbakan Dimitar Kovaçevski "halkın öfke ve kızgınlığını anladığını" söyledi ancak tüm devlet sağlık sisteminin suçlanmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Skandal, iddia edilen şemaya ilişkin bir dizi medya haberinin ardından birkaç ay önce patlak verdi.
Mayıs ayında polis, Üsküp'teki hastanede kanser ilaçlarını bina dışına kaçırırken güvenlik kameralarına yakalandığı iddia edilen bir hemşireyi tutuklamış ve hemşireyi karaborsada satmak üzere ilaçları çalmakla suçlamıştı.
Cuma günü polis hastaneye ve iki personelin evine baskın düzenleyerek belgelere, bilgisayarlara ve veri sürücülerine el koydu. Herhangi bir tutuklama yapılmadı ve herhangi bir suçlamada bulunulmadı.