Kazakistan'da ne oluyor? Önemli Rusya detayı: 'Türk dünyasını karşısına almamalı'

Kazakistan'da 2 Ocak'ta başlayan olaylar sonucunda yaşanan gelişmeler kaygı verici boyutlara ulaştı. LPG fiyatlarına yapılan zamlar gerekçe gösterilerek başlatılan protestolara güvenlik güçlerinin müdahalesi yetersiz kalınca Cumhurbaşkanı Tokayev KGAÖ'yü desteğe çağırdı. Rusya'nın başını çektiği örgüt bugün Kazakistan'a asker gönderdi. Bölgede sıcak gelişmeler yaşanırken olayın farklı boyutlarıyla ilgili birçok değerlendirme de yapıldı. Kazakistan'daki olayların arkasında Rusya mı var? Türk dünyasında yaşanan son gelişmelerden sonra bölgede istikrarsızlığın fitili mi ateşlendi? Rusya'nın müdahalesi olayları yatıştıracak mı yoksa tepkiyi daha da mı artıracak? Rusya ile Türk dünyası karşı karşıya gelir mi? Tüm merak edilenleri, bölgeyi yakından takip eden Eray Güçlüer'e sorduk.

Aksam.com.tr

Kazakistan'da yılın başından itibaren, LPG'ye yapılan zamlar ve ülkedeki ekonomik sorunlar gerekçe gösterilerek başlayan protestolar ülkenin tamamına yayıldı. Çatışmaların da yaşandığı sokak olayları zamlarla ilgili geri adım atılmasına ve sonrasında hükümetin istifa etmisine rağmen durulmadı. OHAL ilan edilen ülkede Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'ne (KGAÖ) ülkeye yardım talebinde bulundu. Örgüt, Rus Hava Kuvvetlerine ait uçaklarla Kazakistan'a asker gönderildiğini duyurdu. İstanbul Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, bölgedeki gelişmelerle ilgili aksam.com.tr'ye değerlendirmelerde bulundu.

KAFKAS BAHARI OLUR MU?

Kazakistan'da meydana gelen gelişmeleri Afganistan ve Kırgızistan'daki gelişmelerle ilişkilendiren Dr Eray Güçlüer, olayları Arap Baharı'ndaki sürece benzetti. LPG fiyatlarındaki artışın protestoların tek gerekçesi olmadığını belirten Güçlüer, yönetim ile halk arasında yıllardan beri süregelen mesafenin etkili olduğunu dile getirdi. Güçlüer açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

2010 yılındaki Arap Baharı'nın başlangıcına benzer bir şekilde Kafkaslarda da 'Kafkas Baharı' diyebileceğimiz bir sürecin içine girmiş bulunmaktayız. Afganistan'da başlayan süreç kısmen Kırgızistan'da bir takım olaylarla gelişse de asıl etkisini Kazakistan'da göstermeye başladı.

"LPG ASIL GEREKÇE DEĞİL AMA HALKIN DEMOKRASİ TALEBİ VAR"

Kazakistan'da LPG fiyatlarının yükseldiği bahanesiye başlayan olaylar aslında asıl meselenin LPG fiyatlarının yükselmesi olmadığını da ortaya koydu. Göstericilerin hareketlerine ve taleplerine bakacak olursak aslında halkla yönetim arasında bir mesafenin mevcut olduğunu ve halkın genel anlamda yönetimden rahatsızlığının olduğunu görüyoruz. Tıpkı Arap Baharı'nda olduğu gibi eylemcilerin yönetimden daha fazla özgürlük ve demokrasi isteklerini de içeren bir takım taleplerde bulunduklarını görüyoruz.

PROTESTOLAR DIŞ KAYNAKLI MI?

Bu noktada özellikle dış kaynaklı fonlanan medyanın ve yine dışardan destek alan STK'ların halkı örgütlemede etkin olduklarına dair sahadan bilgiler geliyor.

"MOSKOVA SANILANIN AKSİNE İSTEKLİ DEĞİL"

Tabi Rusya'nın aslında göründüğünün aksine bölgeye müdahale için çok da istekli olmadığını, en azından tek başına girmek istemediğini görüyoruz. Bu da Rusya'nın bölgeye sanıldığının aksine hemen girip arka bahçesinde varlığını devam ettirme niyetinde olmadığı görülüyor.

SOVYET ZİHNİYETİ GERİ Mİ DÖNDÜ?

"Rusya'nın girmesi, Kazakistan'da güvenlik bürokrasisinin öne çıkması olayları önler mi?" diye sorduğumuzda "Çok mümkün değil, tam tersi Rusya'nın bölgeye girmesi Türk dünyası ile Rusya'nın arasını açabilir. Nasıl Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi Türklük üzerinde uyandırıcı bir etki yaratmışsa Rusya'nın Kazakistan'a girmesi 'O eski Rus İmparatorluğu anlayışıyla, yıllarca soğuk savaş döneminde baskıyla Türk dünyasını ve topluluklarını kontrol altına alan Rusya geri mi dönüyor acaba?' diye bir tepki uyandırmış durumda.

HASSAS SÜREÇ

Bu da halkın Rusya'ya karşı tepkisinin büyümesine de sebep olabileceği gibi Kazakistan'ın mevcut yönetimine karşı da tepkinin artmasına yol açabilir. O yüzden Rusya, burada Kolektif Güvenlik Örgütü içindeki diğer Türk devletlerini de sürece katmak suretiyle 'İstikrarı sağlamak için diğer ülkelerle Kazakistan'a yardım ediyoruz' mesajını vermeye çalışıyor. Fakat arkasındaki sosyopolitik faktörler giderilmedikçe Kazakistan'daki durumun istikrara kavuşması çok kolay görünmüyor. Bunun yanında, halkı kışkırtan halkın sokağa çıkmasını teşvik eden, medyaya servis edilen bazı görüntülerde de görüldüğü gibi kontrolsüz şekilde halkın silah elde etmesini sağlayan unsurların da yine dış destekli -özellikle FETÖ- unsurları olma ihtimali de gündeme geliyor.

"RUSYA TÜRK DÜNYASINI KARŞISINA ALMAMALI"

Kolektif biçimde silahlı şiddete dönen sürecin kısa sürede normalleşmesi mümkün olmadığı gibi Rusya'nın da bölgede hareket ederken çok dikkatli davranması özellikle bütün Türk dünyasını karşısına alacak eylemlerden kaçınması son derece önemli. Aksi takdirde Rusya için de son derece sıkıntılı süreçler gelişebilir.

Özellikle Ukrayna cephesinde mücadele verirken bir de güneyden ikinci bir cephenin Rusya için açılması iki yönlü Rusya'yı zayıflatma sürecini ortaya çıkarabilir. O yüzden Rusya'nın bu noktada çok dikkatli hareket etmeye çalışacağını düşünüyorum.

DOMİNO ETKİSİ YARATABİLİR

Ermenistan'ın işin içine karışmış olması Türk dünyasında büyük bir tepkiye yol açmış durumda. Kazakistan'daki tepkinin insancıl yaklaşımla yatıştırma yönünde Rusya'nın atacağı adımlar sürecin belirleyicisi olabilir.

Aksi taktirde domino etkisiyle olayların bölgedeki diğer ülkelere de sıçraması her zaman ihtimal dahilindedir.