Özersay, Türk Ajansı Kıbrısa (TAK) değerlendirmelerde bulundu.
Rum basınında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Anastasiadis'in, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile 9 Ağustos'ta yapacağı görüşmede, "kapalı Maraş konusunu gündeme getireceği ve komite kurulmasını isteyeceği" yönünde haberler çıktığını anımsatan Özersay, bunun KKTC hükümetince kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Özersay, yıllarca kapalı Maraş'ın "Bir güven yaratıcı önlem olabilir mi?" diye iki taraf arasında defalarca görüşüldüğünü belirterek, Rum tarafının katı tutumu nedeniyle bir sonuca varılamadığını ifade etti.
Şimdi aynı kısır döngüye girmeyi kabul edemeyeceklerine aktaran Özersay, "Şimdi biz hükümet olarak kapalı Maraş ile ilgili adım atmaya başlamışken, bu süreci sekteye uğratacak Kıbrıs Rum tarafını Maraş sürecine öyle ya da böyle dahil edecek bir şeyi kabul etmemiz söz konusu değildir." diye konuştu.
"Kapalı Maraş'ı BM'nin kontrolüne verecek değiliz"
Özersay, liderlerin 9 Ağustos'taki görüşmesine dair uyarılarda bulunarak, hükümet olarak kapalı Maraş'taki mülkiyete dair haklara halel gelmeyecek şekilde hareket edeceklerine ancak bu hakların korunması için kapalı Maraş'ın Birleşmiş Milletler (BM) kontrolüne verilmesine gerek olmadığına dikkati çekti.
"Kapalı Maraş'ı BM kontrolüne verecek değiliz, bu nedenle 45 yıl sonra 'BM kararlarına uygun davranmak lazım' gibi ifadeleri doğru bulmuyoruz." diyen Özersay, şöyle devam etti:
"Zaten siyasi saiklerle adil olmayan şekilde alınan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına bu kadar yıldır yaslanarak politika üreten biz değil, Kıbrıs Rum tarafı olmuştur. Bir başka ifadeyle, Maraş'ta BM kararlarına göre hareket etme yaklaşımı, Kıbrıs Rum tarafının tezidir. Umarız 9 Ağustos görüşmesinde, Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı kapalı Maraş'ın, BM kararlarına göre BM kontrolüne verilmesi anlayışıyla ele alınmasına müsaade etmez.
Rum basınında yer aldığı şekilde, Kıbrıs Rum liderliği komite ve benzeri yollarla kapalı Maraş'ın açılması sürecine dahil edilmemelidir. Anlaşılan Kıbrıs Rum lideri, toplantıya bu anlayışla gelecektir. Hükümet olarak biz bunu doğru bulmayız, bu tutum Kıbrıs Türk halkının yararına olmaz ve böyle bir şey tarafımızdan da kabul görmez."
"Bizim kendimize esas aldığımız şey kendi mevzuatımız ve AİHM kararlarıdır"
Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) tarafından alınan kararlarla, eski mal sahiplerinin mülkiyet haklarının iade, tazminat ve takas gibi çarelerle çeşitli şekillerde korunduğunu belirterek, "Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla da KKTC toprakları içerisinde mümkün olabiliyor. Aynı durum kapalı Maraş için de geçerlidir. Kişilerin mülkiyete dair haklarına halel gelmemesi için BM kontrolüne gerek yoktur. Bizim kendimize esas aldığımız şey, başta TMK yasası olmak üzere, kendi mevzuatımız ve AİHM kararlarıdır. Esasen siyasi ve konjonktürel temelde şekillenen BMGK kararları değildir." ifadelerini kullandı.
BM sisteminde, BMGK tarafından iki tür karar alındığına değinen Özersay, bunlardan birisinin bağlayıcı nitelikte, diğerinin de tavsiye niteliğinde kararlar olduğu bilgisini verdi.
"Maraş konusundaki BMGK kararları, tavsiye niteliğindedir"
Özersay, BM şartının 7'inci bölümde alınan kararların bağlayıcı ve bunların uluslararası barış ve güvenliğin tehlikeye düştüğü hallere dair olduğunun altını çizdi.
Oysa 6'ıncı bölümde alınan kararların, uyuşmazlıkların barışçıl yöntemlerle çözümlenmesine ilişkin olduğunu dile getiren Özersay, şunları söyledi:
"Bu bağlamda alınan kararlar tavsiye niteliğindedir. Maraş konusundaki BMGK kararları, gerek konusu ve niteliği gerekse kararda kullanılan ifadeler dikkate alındığında görülür ki 6'ıncı bölüm altında alınmış kararlardır ve tavsiye niteliğindedir. Kıbrıs Türkünün yararına olan Konsey kararlarına Kıbrıs Rum liderliği uymazken, bizim kapalı Maraş konusunda elimizi kolumuzu bağlamaya kimse kalkmasın. Statükonun devamından yana olanlar, Güvenlik Konseyi kararları arkasına saklanarak hiçbir şey değişmeden aynen devam etsin istiyorlar ama o dönem geride kaldı."
"Doğalgaz faaliyetlerimiz açısından pasifize edecek angajmanlara girilmemelidir"
Doğalgaz konusuna da değinen Özersay, "9 Ağustos görüşmesinde Sayın Anastasiadis, 'Dostlar alışverişte görsün' diye etkisiz ve yetkisiz iki toplumlu komite kurmayı önerirse, bu konularda ağzımıza bir parmak bal sürülmesi anlamına gelecektir ki tarafımızdan kabul edilmemelidir." dedi.
Özersay, hidrokarbon konularına gerçekten etkili ve yetkili şekilde birlikte karar verecekleri bir komite söz konusu olacaksa, o zaman kendilerinin de bazı adımlar atacaklarını aktararak, şu ifadeleri kullandı:
"Hükümet olarak hazırlanmasında ciddi emek ortaya koyduğumuz doğalgaz komite önerisinde de bu mantık vardır. Ancak Kıbrıs Rum lideri, bu öneriyi sulandırıp kapsamlı çözüm şartına bağlayacaksa, komite etkisiz ve yetkisiz olacaksa, yönetim ve paylaşım net şekilde mümkün olamayacaksa bizi doğalgaz faaliyetlerimiz açısından pasifize edecek angajmanlara girilmemelidir."
"Anastasiadis, sözünü çiğnedi"
Doğalgaz konusunda Kıbrıs Türk tarafının sahada yürüttüğü çalışmaların, bu bölgede aleyhte oluşan durumu değiştirdiğini ve çalışmaların bir denge kurulmasına yardımcı olduğunu vurgulayan Özersay, çalışmaları yeni bir sonu gelmez kısır müzakere süreci için feda etmemek gerektiğini söyledi.
Özersay, 2015'te de üstü kapalı bir moratoryum ilan edildiğini, iki tarafın da doğalgaz konusundaki çalışmalarını askıya alacağını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Sonuçta ne oldu? Kıbrıs Rum liderliği, Sayın Anastasiadis hem müzakerelerde oturdu hem de söz vermiş olmasına rağmen sözünü çiğnedi, yabancı şirketlerle anlaşmalar ve kazı yapmaya devam etti. Şimdi yine moratoryumdan bahsedenler var. Daha önce de bu anlaşmayı yaptık ve madem ki uymadılar, sütten ağzımızın yanmış olması lazımdır.
Rumların zaten belirli bir dönem ara verecekleri faaliyeti 'moratoryum' gibi göstermeleri ve bunun karşılığında da sırf müzakere olsun diye müzakerelerin başlamasını kabul etmeleri en büyük risklerden birisidir. Buna mutlaka dikkat edilmesi gerekecektir."
"BM çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum"
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, GKRY'nin resmi haber ajansı Kıbrıs Haber Ajansına verdiği röportajda, kapalı Maraş'a dair şu ifadeleri kullanmıştı:
"Maraş bölgesinde ne yapacaksak, BM ve uluslararası hukuk içinde olması lazım. BM ile çatışarak, anlaşmazlığa düşerek herhangi bir adım atılmaması lazımdır. Kıbrıs Türk tarafı sıkıntıya düşer. Yani orada bu kadar yıldır bir ölü kent var. Ne kadar süre daha böyle kalacak? Böyle kalmaması lazım ama açılış yöntemi bu mu olacak, BM kararlarına rağmen mi olacak? Ben, Kıbrıslı Türk lideri olarak uluslararası hukuk ve BM çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum."
(AA)