Gazze'ye saldırılarda BM Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açılan davanın ikinci ve son gün duruşması dün gerçekleşti. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin açtığı davanın dünkü duruşmasında İsrail heyeti savunma yaptı. Gazze'yi kan gölüne çeviren Tel Aviv'i İsrail Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Tal Becker ve İngiliz hukukçu Malcolm Shaw temsil etti.
SUÇU HAMAS'A ATTILAR
Hollanda'nın Lahey kentindeki Divan'da görülen davada, İsrail'in hukuk ekibi, akla ziyan açıklamalar yaparak, işledikleri suçlara kılıf bulmaya çalıştı. Gazze'deki yüksek sivil kayıplarından Hamas'ı sorumlu tutan İsrail hukukçuları, "Kentsel savaş her zaman sivillerin zarar görmesiyle sonuçlanacaktır. Bunlar askeri hedeflere yönelik saldırıların kasıtsız ama yasal sonucu olabilir ve soykırım eylemi teşkil etmez" diyerek, Hamas'ın kendisini sivil nüfus arasına yerleştirme stratejisi nedeniyle durumun daha kötüleştiğini, hastaneleri bombalamadıklarını öne sürdü. Tal Becker, Güney Afrika'nın ülkesine yönelik Gazze'de soykırım yaptığı suçlamasını reddetti.
GEÇERLİ DELİL SUNAMADI
Becker, BM dahil birçok uluslararası kuruluşça da teyit edilen Gazze'de katledilen sivillerin sayısı gibi suçlamaların "Hamas tarafından sağlanan doğrulanmamış istatistiklere" dayandığını öne sürdü. Becker, Güney Afrika'nın davasını "iftira" olarak nitelendirdi ancak Güney Afrika'nın İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 23 binden fazla Filistinliyi öldürdüğünü, okullar, hastaneler dahil sivil altyapıyı tahrip ettiğini söylediği soykırım iddialarına ayrıntılı olarak değinmedi. Becker, suçlamalara cevap vermek yerine, soykırım davası açan Güney Afrika'yı "Hamas ile yakın ilişkilere sahip olmakla" suçladı.
SİVİLLERİ KORUMUŞLAR!
Becker, 7 Ekim'deki saldırıları gerçekleştiren El Kassam Tugaylarının üyeleri arasındaki konuşmalara ait olduğunu öne sürdüğü ses kayıtlarını duruşmada dinletti, ancak Kassam üyesi olduklarını tam delillendiremedi. Becker, Hamas yetkilisi olduğunu iddia ettiği kişinin İsrail'e yönelik saldırıların sürmesi gerektiği şeklindeki açıklamasını hakimlere izlettirdikten sonra konuşmacının videonun devamında İsraillilere soykırım yapılması çağrısında bulunduğunu öne sürdü fakat videonun devamını mahkeme heyetine göstermedi.
İsrailli yetkililer, ülkesinin Gazze'de, "insanları yok etmediğini, aksine, onları koruduğunu" öne sürdü. Hukukçu Becker, ülkesinin, sivilleri orumak için Gazze'de operasyon düzenlediğini savunarak, "İsrail, Filistin halkına karşı değil, Hamas'a karşı bir savunma mücadelesi içindedir. İsrail'e yönelik soykırım iddiasından daha yalan ve daha kötü niyetli bir suçlama olamaz" savunmasında bulundu.
SALDIRILARA DEVAM MESAJI
İsrail heyetinin başındaki Malcolm Shaw da Güney Afrika'nın soykırım suçlamalarını reddetti ve "Her çatışma soykırım değildir" dedi. İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin ihlaline ilişkin "uyuşmazlık" bulunmadığını öne süren Shaw, bu sebeple davanın reddedilmesi gerektiğini iddia etti. Shaw, Gazze'ye bombardımandan önce telefonla ve broşürlerle bilgilendirmeler ve uyarılar yapılmasının amacının "soykırım olmadığını" gösterdiğini iddia etti. "Eğer ortada bir soykırım varsa, bu İsrail'e karşı işlenmiştir" diyen Shaw, "Operasyonları durdurmak kendimizi savunmamızı engelleyecektir" diyerek akla ziyan açıklamalarda bulundu.
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı binasının önünde Gazze'ye destek gösterisi düzenlendi. Filistin destekçileri, soykırımı savunan İsrail heyetine "Yazıklar olsun" tepkisinde bulundu.
LAHEY'DE İNKAR GAZZE'DE KATLİAM
İsrail, Lahey'de suçlarını inkar ederken, davanın sürdüğü saatlerde dahi katliamlarını sürdürdü. İşgal ordusunun dünkü saldırılarında 151 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava ve kara saldırılarında yine vahşet yaşandı. Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde bir ailenin evine yapılan bombalı saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti.
FELAKET YAŞANIYOR
Han Yunus kentindeki saldırılarda ise aralarında çocukların da bulunduğu 30 kişi öldürüldü. Ölenlerin yakınları üzüntü yaşadı. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in 98 gündür sürdürdüğü soykırıma ilişkin acı bilançoyu açıkladı. İsrail'in son 24 saatte 151 Filistinliyi öldürdüğü, 248 kişiyi yaraladığı belirtildi. 13 bölgede yapılan katliamlar sonucu öldürülen Filistinlilerin sayısının 23 bin 708'e, yaralananların sayısının ise 60 bine çıktığı kaydedildi. Yaralıların bir kısmının hala enkaz altında ya da yol kenarlarında olduğu, ambulans ve sivil savunma ekiplerinin ise onlara ulaşamadığı aktarıldı. İngiltere merkezli uluslararası sivil toplum kuruluşu Save the Children, Filistinli çocukların ağır bedel ödediğini belirtti.
ÇOCUKLARIN YÜZDE 1'İ ÖLDÜ
Gazze'de 1,1 milyon çocuğun yaşadığı ifade edilen açıklamada, İsrail saldırılarında öldürülenlerin bölgedeki toplam çocuk nüfusunun yüzde 1'ini oluşturduğuna dikkati çekildi. Açıklamada, "Gazze'deki durum korkunç ve ortak insanlığımız için bir felakettir" denildi.
AA'NIN 'KANIT'I ÇOK ÖNEMLİ
Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'e karşı "soykırım" davasında Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçuların başında yer alan Profesör John Dugard, Anadolu Ajansının (AA) mahkemede delil olarak sunulan fotoğraflarının olduğu "Kanıt" kitabının, dava sürecinde kendileri için "çok faydalı" olacağını belirtti. Davayı takip etmek üzere Lahey'de bulunan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Cüneyt Yüksel ile Anayasa Komisyonu Üyesi ve Milletvekili Cahit Özkan, AA'nın "Kanıt" kitabını avukat Dugard'a takdim etti.
İSRAİL'DEN HEDEF SAPTIRMA ÇABASI
İsrail, Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından rahatsız olup, sözde Ermeni soykırımı yalanına sarıldı. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, haddini aşarak Erdoğan'ı "geçmişinde Ermeni soykırımı olan bir ülkenin cumhurbaşkanı" olarak tanımladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İsrailli Bakan'ın skandal sözlerine verdiği yanıtta "İsrail Hükümeti üyelerinin, dikkatleri işledikleri suçlardan başka yöne çekme çabaları sonuç vermeyecektir. Gazze'deki işgalin gerçek nedeni, İsrail'in insan haklarını, uluslararası hukuku ve ahlaki ilkeleri tamamen yok sayan eylemleridir" dedi.
ERDOĞAN'A GAZZE TEŞEKKÜRÜ
İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf'un eşi Nadia El-Nakla, The Guardian gazetesine verdiği röportajda Gazze'deki kardeşinin eşi ve çocuklarının Türkiye tarafından bölgeden çıkarıldığını ve geçici koruma statüsüyle Türkiye'ye getirildiğini söyledi. Nakla açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
FİLİSTİN ÖZGÜRLEŞMEDEN BİZ DE ÖZGÜR OLAMAYIZ
Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, İsrail'e karşı açtıkları soykırım davasını değerlendirdi. Amaçlarının soykırımı durdurmak olduğunu belirten Ramaphosa, önderleri Nelson Mandela'nın yolundan gitmeye kararlı olduklarını vurguladı. Ramaphosa, "Hukukçularımız Lahey'de davamızı savunurken kendimi bugünkü kadar gururlu hissetmemiştim. Filistin halkı özgür olmadıkça bizler özgür olamayacağız" dedi.
ERDOĞAN'DAN LAHEY AÇIKLAMASI: NETANYAHU'NUN KAÇACAK DELİĞİ YOK
Başkan Erdoğan, İsrail için mahkumiyet kararı beklediklerini belirterek, "Netanyahu'nun kaçacak deliği yok, savunacak hiçbir yanı yok. Lahey Adalet Divanı'nın adaletine inanıyoruz" dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını İstanbul'daki Hazreti Ali Camisi'nde kıldı. Başkan Erdoğan'a Cumhur İttifakı'nın İBB Başkan Adayı Murat Kurum da eşlik etti. Erdoğan, namaz çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İsrail'in Lahey'de yargılandığı davaya ilişkin konuşan Erdoğan, Türkiye'nin sunduğu belgelerin Lahey'de ciddi manada iş gördüğünü vurguladı. Bu belgeleri artırarak mahkemeye vereceklerini kaydeden Erdoğan, "İnanıyorum ki teslim ettiğimiz belgelerle İsrail orada mahkum olacaktır. Bunu bekliyoruz. Lahey Adalet Divanı'nın adaletine inanıyoruz. İsrail, Filistin'e karşı bölgeyi kan gölüne çevirdi" dedi.
ZALİMLER KAYBEDECEK
İsrail'in savunmasını eleştiren Erdoğan, "İsrail kimi aldatacak? Netanyahu'nun kaçacak deliği yok, savunacak hiçbir yanı yok. Cumhurbaşkanı Herzog'u bu noktada çok daha samimi bir havada görürdüm ancak son zamanlarda o da Netanyahu'ya özendi. Erdoğan'ı sözlü saldırıyla bitiremezler, biz hakikatin, mazlumların yanındayız ama onlar zalimliklerinin gereğini yapıyorlar. Hiçbir zaman mazlumlar kaybetmedi, hep zalimler kaybetti" diye konuştu.