Söz konusu kaçak göçmenlerden biri de Eritreli Halofom Sultan, hayatı tehlikede olduğu için 7 yıl önce geride eşini ve 2 çocuğunu bırakıp ülkesinden kaçmak zorunda kalmış.
Sultan, 3 bin 500 dolar ödediği insan kaçakçılarıyla birlikte önce ülkesinin o dönem savaşta olduğu Etiyopya’ya, oradan da iç savaşın hüküm sürdüğü Sudan’a gitmiş.
Sudan'dan sonra kaçak göçmenler için iki seçenek bulunuyor. Bu seçenekler ise tehlikelerle dolu Sahra Çölü'nü geçip Libya üzerinden Avrupa'ya ya da Mısır üzerinden İsrail'e geçmek.
İnsan kaçakçıları Sultan için ikinci rotayı seçmiş. Sultan, İsrail'e gitmek zorunda kalışını şu sözlerle ifade ediyor:
"Benimki İsrail’le Avrupa arasında bir seçim değildi, tek seçenek o sırada Sudan’dan çıkmak zorunda olmamdı. Bir şekilde İsrail’e ulaştım."
Ülkelerindeki baskıdan kaçan Afrikalılar
Sıkıntılı ve zorunlu göçlerle dolu tarihi sebebiyle İsrail’de kendisine sıcak yaklaşılacağını ümit etmiş ancak, İsrail yönetiminden kendi deyimiyle, "ayrımcılık ve nefret" görmüş.
"İsraillilerin çoğu aslında sığınmacılara çok da karşı değil. Toplumda nefret görmüyorum." diyen Sultan, "Hükümette ve poliste bu nefreti görüyorum. Hükümetin desteklediği bazı insanlar sığınmacılara yönelik özellikle de siyahi Afrikalılara karşı nefret besliyor." dedi.
İsrail meclisi (Knesset), Aralık 2017’de yasa dışı sığınmacıların ülkeden zorla çıkarılmasına izin veren yasayı geçirmişti.
Başbakan Binyamin Netanyahu, ocak ayında yaptığı açıklamada, bu uygulamanın sınır güvenliği için gerekli olduğunu, yasa dışı göçe izin veremeyeceklerini, İsrail’e 'sızanların' sınır dışı edileceğini bildirmişti.
İsrail'den sığınmacılara iki seçenek: "Ülkeden ayrılma ya da hapse girme"
Öte yandan, 31 Mart’a kadar İsrail’den çıkmayı kabul etmeyenler bu tarihten itibaren hapse girmeye başlayacak.
İsrail Afrikalı Sığınmacılar Gelişim Merkezi, sınır dışı edilecek bu kişilerin çoğu 2006-2012 yılları arasında Eritre ve Sudan gibi ülkelerden, savaştan ve katliamlardan kaçıp gelenler olduğunu açıkladı.
Yasa dışı sığınmacıların birçoğu üçüncü bir ülkeye gitseler dahi sonunda kaçtıkları ülkelerine geri gönderilmekten ve orada öldürülmekten korkuyor. Bu zorlayıcı yasa çıkmadan önce yaklaşık 20 bin kişi İsrail’in "gönüllü çıkış programı" kapsamında son 4 yılda sınır dışı edildi.
DEAŞ'ın eline geçme ya da "köle" yapılma korkusu
Sultan, sınır dışı edilen kişilere dair duyduklarını şu sözlerle anlattı:
"İsrail’den gönderilen bir kişi Libya’da DEAŞ tarafından öldürüldü, bazıları da köle yapıldı, sadece birkaçı Avrupa’ya ulaşabildi."
Sultan, yedi yıl boyunca yasal mülteci statüsü alamadığı İsrail’de, uzun süre inşaatlarda çalışmış.
Afrikalı sığınmacı Sultan halihazırda, İsrail’deki Eritreli sığınmacılar için kurulmuş bir halk eğitim merkezinde çalışıyor. Görevi, Sığınmacıları birlikte hareket etmeleri için örgütlemek.
Ancak Sultan, kendi ailesine yardım edemiyor. Onun Eritre’den kaçışından sonra aile üzerinde baskı artmış, eşi ve çocukları da kaçmak zorunda kalmış. Sultan'ın ailesi şu anda Etiyopya’da bir mülteci kampında yaşam mücadelesi veriyor.
"Hapse girmeyi tercih ederim en azından hayatta olurum"
Sultan, kendi kaçış yolu çok riskli olduğu için onları aynı tehlikeye atmak istememiş. Ailesi hakkında fazla bilgi vermek istemiyor. Sultan, sıra kendisine geldiğinde gitmekle hapse girmek arasından hangisini seçeceğine dair ise "Hapse girmeyi tercih ederim en azından hayatta olurum." ifadelerini kullandı.
İsrailli insan hakları savunucuları ile uygulamanın dini değerlerine aykırı olduğunu düşünen Yahudi kuruluşları, yasaya karşı çıkıyor ancak özellikle sağ partilerin destekçileri yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini istiyor.
AA