İsrail, Gazze sınırında düzenlenecek 'Büyük Dönüş' yürüyüşünden endişeli

Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönüş hakkını savunmak üzere yarın Gazze sınırında düzenlenecek olan ''Büyük Dönüş ve Ablukayı Kırma Yürüyüşü''nün İsrail'i hiç olmadığı kadar endişelendirdiği ve barışçıl gösterileri engellemek için çeşitli bahaneler üretebileceği belirtiliyor.

1

Filistinli gruplar, 30 Mart Toprak Günü'nde Gazze Şeridi-İsrail sınırında "Büyük Dönüş Yürüyüşü" düzenlemeyi planlıyor. 1948'de topraklarından göç etmek zorunda bırakılanların "geri dönüş" hakkını kullanabilmeleri için düzenlenen yürüyüşe çok sayıda Filistinli kuruluş destek veriyor.

Filistinli uzmanlara göre yarın Gazze sınırında düzenlenecek olan gösteriden son derece rahatsız olan İsrail, çeşitli bahanelerle gösterileri engellemeye çalışabilir. Ancak barışçıl gösterileri bastırarak uluslararası toplum önünde zor duruma düşmek istemeyen İsrail'in, askeri güç kullanması uzak bir ihtimal olarak görülüyor.

Gazze'deki nakliye firmalarına İsrail'den "göstericileri taşımayın ikazı"

Gösterilerden kaygı duyan İsrail ordusundan bazı yetkililerin, Gazze'de nakliye hizmeti veren firma sahiplerini arayarak yürüyüşe katılanları taşımaması uyarısında bulunduğu ve ikaz dikkate alınmazsa firmaların, iş sahasında kendilerine sağlanan imkanlardan yoksun bırakılacağı yönünde tehdit aldığı da kulağa gelen duyumlar arasında.

Yürüyüşü organize eden Filistinli tarafların ise İsrail'e, "güç kullanması" için koz vermeyeceği, gösterilerin kontrolünü sağlayacağı, sağduyulu davranılması için çalışacağı ve yürüyüşün barışçıl karakterinin bozulmasına izin vermeyeceği kaydediliyor.

Abluka altındaki Gazze'de zor şartlar altında ayakta kalmaya çalışan Filistinliler, düzenlenecek bu yürüyüşle, dünyanın gözünü Gazze'ye çekmek ve "Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ile 12 yıldır devam eden ablukayı" yeniden dünya gündemine getirmek istiyor.

Yürüyüş, barışçıl bir halk direnişi

Batı Şeria'da yayımlanan "El-Eyyam" gazetesi yazarı Talal Avkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 yıldır İsrail ablukası altında tutulan Gazze Şeridi'nin sınırında yarın düzenlenecek yürüyüşün, "barışçıl bir halk direnişi" olduğunu ve düşmanla silahsız çarpışmanın büyüklüğünü gösterdiğini söyledi.

Gazze'deki yaşam şartlarının gittikçe kötüleştiği ve uzlaşı sürecinin sekteye uğradığı bir zamanda tek seçenek olan yürüyüşün gözleri Gazze'ye çevireceğini belirten Avkel, "İsrail'in yürüyüşe engel olmak için askeri anlamda tansiyonu daha da yükseltmesi uzak bir ihtimal. Özellikle barışçıl yürüyüşler karşısında tansiyonu yükseltmesi, onu dünya önünde zor durumda bırakır." dedi.

Avkel, gösterileri organize edenlerin de İsrail'in "güç kullanması" için üreteceği bahaneleri ortadan kaldıracağını, yürüyüşün, İsrail'in Gazze'yi abluka altında tuttuğu ve hayattan men ettiğine dair dünyaya güçlü mesajlar vereceğini ifade etti.

"İsrail, sert olmayan yollarla yürüyüşe direnmeye çalışacak"

Necah Üniversitesi Siyasal Bilgiler Bölümü Öğretim Üyesi Raid Nairat da geri dönüş hakkı ve Kudüs meselesinin üzerinin çizilmeye çalışıldığı bir zamanda düzenlenecek bu yürüyüşün son derece önemli olduğunu ve "geri dönüş hakkı" kavramını pekiştireceğini vurguladı.

Toprak Günü'nün 42. yılının, mevcut siyasi durumdan dolayı geçmiş yıllara göre farklı bir şekilde anılacağına işaret eden Nairat, "İsrail ordusu yürüyüşün, kalıcı ulusal bir eyleme dönüşmemesi için sert karşılık vermeyecektir. Askerler, durumu kontrol altında tutmaya çalışacak ancak göstericilere ateş açılması uzak bir ihtimal. İsrail, sert olmayan yollarla yürüyüşe direnmeye çalışacak." ifadelerini kullandı.

"Silahlı eylemler bile İsrail'i bu yürüyüş kadar rahatsız etmemişti"

İsrail'in kuzeyindeki Nasıra kentinde Uluslararası Danışmanlık Merkezi Müdürü ve siyasi analist olan Vedi Ebu Nassar da 30 Mart Toprak Günü'nde düzenlenecek yürüyüşü "barışçıl dokusu bozulmadığı sürece doğru yönde bir adım" olarak nitelendirdi.

Ebu Nassar, şöyle devam etti:

"Barışçıl direnişin üç faydasını sayabiliriz. İlki direnişin ayakta olduğuna dair halka moral verir. İkincisi bununla 'hak sahibi biziz' mesajını veririz, bu vesileyle hem düşmana, hem dosta hakkımızdan vazgeçmediğimizi hatırlatmış oluruz. Üçüncüsü ise barışçıl şekilde direnmek, kimsenin bizi eleştirmesine fırsat vermez. Barışçıl direnişte silah ve şiddet yoktur. Silahlı eylemler bile İsrail'i bu yürüyüş kadar rahatsız etmemişti."

İsrail'in yürüyüşe engel olmak için "Hamas yanlısı" olduğu ya da "gösterilere silahlı grupların katıldığı" yönünde bazı kılıflar uydurmasının da muhtemel olduğuna dikkati çeken Ebu Nassar, İsrail güçlerinin, yürüyüşün sınır şeridine ilerlemesini engellemek için "uçaktan broşür atma", "havaya ateş açma", "göz yaşartıcı gaz" kullanma gibi bir takım seçenekleri deneyebileceğini söyledi.

Ebu Nassar ayrıca Gazze ile İsrail arasındaki güvenlik çitlerine yaklaşılması girişimlerine karşı ise her türlü senaryonun ihtimal dahilinde olduğunu kaydetti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, pazartesi günü sosyal medya hesabı Twitter'dan paylaştığı kısa video kaydında "Dönüş değil, kaos. Halk hareketi değil, kışkırtıcı." ifadesini kullanarak söz konusu gösterilere tepkisini dile getirmişti.

Adraee ayrıca İsrail ordusunun gerekli hazırlıkları yaptığını, göstericilerin Gazze sınırındaki güvenlik duvarını aşmasına izin vermeyeceklerini belirtmişti.

(AA)