HABER MERKEZİ
Filistin'de soykırım uygulayan İsrail, bu kez Suriye'nin başkenti Şam ile Hama ve Humus kentlerini bombaladı. İsrailli yetkililer, bu saldırıların "Türkiye'ye yönelik mesajlar" olduğunu iddia etti.
Gazze'deki soykırımın ardından Suriye'ye yönelik saldırılarını artıran katil İsrail, gerçek niyetini ortaya koydu. Son 4 ayda Suriye'de 730 farklı noktayı vuran İsrail, önceki akşam Şam, Hama, Humus ve Dera'da askeri üsler dahil birçok hedefe saldırı düzenledi. İsrail uçakları Hama Havalimanı ve çevresindeki noktalara 14'ten fazla hava saldırısı düzenledi. Açıklamada, İsrail savaş uçaklarının, Hama Askeri Havaalanı ve Humus'taki T4 Askeri Havaalanı'nın yanı sıra başkent Şam bölgesindeki askeri altyapıyı hedef aldığı belirtildi.
İsrail, Suriye'nin güneyindeki Dera'nın batısını da havan ve topçu atışlarıyla hedef aldı. Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, katil İsrail güçlerinin saldırısında 9 sivil hayatını kaybetti, çok sayıda sivil yaralandı. Suriye Dışişleri Bakanlığı, 5 ayrı noktaya düzenlenen hava saldırıları sonucu Hama Havalimanı'ndaki altyapının neredeyse tamamen tahrip olduğunu, onlarca sivil ve askeri personelin yaralandığını belirterek, BM'den Tel Aviv yönetiminin ihlallerinin tekrarlanmasını engellemek için acil önlem almasını istedi.
İsrail'in saldırılarının gerçek niyetini ise yine bizzat katil örgütün yetkilileri açıkladı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye yönelik hava saldırılarının "geleceğe dair bir uyarı" olduğunu öne sürdü. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'yı 'ağır bedel ödetmek'le tehdit eden Katz, Türkiye'yi kast ederek, "Culani'yi (Ahmed Şara) uyarıyorum. İsrail'e düşman güçlerin Suriye'ye girmesine ve ülkemizin güvenlik çıkarlarını tehlikeye atmasına izin verirseniz çok ağır bir bedel ödersiniz" dedi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar da, Suriye konusunda Türkiye'yi hedef aldı:
"Suriye'yi Türk himayesi altına almak için ellerinden geleni yapıyorlar. Niyetlerinin bu olduğu açık. Suriye için 'İran'ın vekili olmamalı' diyorduk. Şimdi de 'Türkiye'nin himayesine girmemeli' diyoruz. Türkiye'nin Suriye, Lübnan ve diğer bölgelerde oynadığı olumsuz rolden endişe duyuyoruz. Türkiye'nin bölgede ve dünyanın diğer bölgelerinde hedefleri var."
The Jerusalem Post gazetesine açıklama yapan İsrailli bir yetkili, Suriye'deki son hava saldırılarının amacının "Türkiye'ye bir mesaj iletmek" olduğunu, Ankara'ya "Suriye'de askeri üs kurmayın ve ülke semalarındaki İsrail faaliyetlerine müdahale etmeyin" mesajı verildiğini belirtti. İsrail Ordu Radyosu da yayınlarında "Bu gece Suriye'ye düzenlenen hava saldırılarının temel amacı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir uyarı göndermektir" ifadelerini kulandı.
İsrailli gazeteci Itay Blumental de X'teki paylaşımında, İsrail'in Türkiye korkusunun nedenini açıkladı:
"Türkler, Suriye'deki T4 havalimanını ele geçirmeye hazırlanıyor. İsrail'deki asıl endişe, Türklerin bu küçük havaalanına insansız hava araçları konuşlandırmasından ve daha da kötüsü burayı, İsrail'in Suriye semalarındaki hareket özgürlüğüne zarar verebilecek hava savunma sistemlerini konuşlandırmak için kullanma olasılığından kaynaklanıyor."
Ankara, İsrail'in Türkiye'den 'düşman güçler' diye bahsederek Suriye'ye yönelik tehditlerine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrail'in, Suriye'ye yaptığı saldırıların, Tel Aviv yönetiminin çatışmadan beslenen dış politika anlayışından başka bir izahı bulunmadığını belirtti. "İsrail, bölgemizin güvenliği için en büyük tehdit haline gelmiştir" denilen açıklamada "İsrailli bakanların ülkemize yönelik provokatif beyanları, içinde bulundukları ruh halinin yanı sıra fundamentalist ve ırkçı İsrail hükümetinin saldırgan ve yayılmacı politikalarını yansıtmaktadır" denildi.
Suriye Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in topraklarına yönelik saldırılarını şiddetle kınadı. Bakanlık, İsrail'in, Suriye'de kısa sürede 5 ayrı noktaya hava saldırıları düzenlediğini ve bunun Hama Havalimanı'nın neredeyse tamamen tahrip olmasına, onlarca sivil ve askeri personelin yaralanmasına yol açtığı belirtildi. Şam yönetimi, BM'den Tel Aviv yönetiminin ihlallerinin tekrarlanmasını engellemek için acil önlemler alması istendi.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği soykırım sonucu 39 binden fazla çocuk ebeveynlerinden birini ya da her ikisini kaybetti.
İşgalci İsrail devletinin Gazze'deki katliamları sürüyor. İsrail güçleri Han Yunus'un batısındaki El-Ketibe bölgesinde bir evi ve yerinden edilmiş kişilerin yaşadığı çadırları bombaladı. Saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti. İsrail ordusunun dün Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 55 Filistinli öldü. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise İsrail'in iki gündür bölgede yaptığı katliamlarda 100 sivilin hayatını kaybettiği bildirildi.
Filistin Merkez İstatistik Bürosu, modern tarihin en büyük krizinin yaşandığı Gazze'de 534 gündür devam eden soykırım sonucu 39 bin 384 çocuk ebeveynlerinden birini ya da her ikisini kaybetti.
Bu çocuklardan yaklaşık 17 bini her iki ebeveynini birden kaybetti. Ebeveynlerini kaybeden çocuklar, herhangi bir destek ya da bakım olmaksızın kendilerini yaşamın sert koşullarıyla karşı karşıya buldu. Saldırılarda bugüne kadar 17 bin 954 çocuk yaşamını yitirdi. Çocuklardan 876'sı henüz bir yaşını tamamlamadan, 52'si ise açlık sonucu hayatını kaybetti.
İsrail'in 2 Mart'tan bu yana sınır kapılarını insani yardım girişine tamamen kapattığı Gazze Şeridi'nde, Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından desteklenen fırınlar un ve mazot stoklarının tükenmesi nedeniyle faaliyetlerini durdurdu. İnsani krizin derinleştiği Gazze'de insanlar bir lokma ekmek bulmak için fırınlara akın etti. Hamas, Gazze'deki un stoklarının tamamen tükendiğini ve fırınların kapandığını açıkladı. Gazze'nin modern tarihin en kötü insani felaketlerinden biri olarak açlık sürecine fiilen girdiğini belirten Hamas, Arap ve İslam alemini Gazze'yi açlıktan ve yok oluştan kurtarmak için acil hareket etmeye çağırdı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile önceki gün Paris'te ikili ve bölgesel konuları görüştü. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Fidan'ın İsrail'in artan saldırılarının bölgesel istikrarsızlığa sebep olabileceğini belirttiğini, Türkiye'nin Filistin halkının ana vatanlarından zorla göç ettirilmesine karşı olduğunu yineledi. Fidan, Arap Birliği tarafından kabul edilen Gazze Planı'na desteğinin altını çizdi. Bakan Fidan, Avrupa'nın yeni güvenlik mimarisinin oluşumunda Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerle eş güdümün artırılmasının önemine değindi.Görüşmede, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusu da ele alındı. Fidan dün ayrıca Brüksel'deki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldı ve ABD'li mevkidaşı Rubio ve çok sayıda bakanla ikili görüşmeler yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ülkesinin NATO'ya bağlılığını vurgulayarak, Avrupalı müttefiklerin savunma harcamalarını GSYİH'nin yüzde 5'ine ulaştırmayı taahhüt edip artırmalarını beklediklerini söyledi. ABD'li Bakan Rubio, ilk kez Brüksel'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldı. Rubio, "ABD, NATO'da her zamankinden daha aktif. Küresel medyada ve ABD'deki bazı yerel medyada NATO hakkında gördüğüm bu histeri ve abartıların bir kısmı yersiz. ABD Başkanı Trump, NATO'yu desteklediğini açıkça belirtti. NATO'da kalacağız" dedi. NATO'nun daha güçlü olmasını istediklerini kaydeden Rubio, "NATO'nun daha canlı olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.