Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı: (Terörist) Hayatının geri kalan kısmını tek başına hücrede geçirecek

Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İİT Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı, başladı. Toplantıda konuşan Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Peters Yeni Zelanda'da 50 Müslümanı katleden terörist için, ''Hayatının geri kalanını hücrede geçirecek. Yeni Zelanda tarihinin en büyük soruşturması başlatıldı.'' şeklinde konuştu.

Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı başladı. Toplantıda konuşan Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Peters Yeni Zelanda'da 50 Müslümanı katleden terörist için, "Hayatının geri kalanını hücrede geçirecek. Yeni Zelanda tarihinin en büyük soruşturması başlatıldı." ifadelerini kullandı.

The Grand Tarabya Hotel'deki toplantı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, toplantının açılışında konuştu.

Terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Çavuşoğlu, Yeni Zelanda devletine ve halkına başsağlığı, sabır ve metanet dileklerini sundu.

Çavuşoğlu, insanlık dışı terör eyleminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine Türkiye'nin zirve dönem başkanlığı çerçevesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Yeni Zelanda'ya gittiklerini hatırlatarak, saldırı kurbanlarının yakınları, halen tedavi gören yaralılar ve saldırıya uğrayan camilerin yöneticileriyle duygusal anlar yaşadıklarını anlattı.

İİT'nin selamlarını ve dayanışma mesajlarını ilettiğini aktaran Çavuşoğlu, Yeni Zelanda halkının da bu ziyaretten çok mutlu olduğunu gördüklerini ifade etti.

- "ÜLKEDE YAŞAYAN MÜSLÜMANLARIN SAHİPLENİLMESİNİ ÖNEMSİYORUZ"

Çavuşoğlu, Yeni Zelanda makamlarını saldırı sonrası gösterdikleri örnek tutumlarından dolayı takdir ettiğini dile getirerek, "Ülkede yaşayan Müslümanların sahiplenilmesini ve samimi dayanışma mesajları vermesini önemsiyoruz. Olay karşısında ilkeli tavır alan Yeni Zelanda hükümet ve meclisinin bu tutumunun İslam ve yabancı düşmanlığı eylemlerinin sıklıkla görüldüğü ülkeler ve siyasetçileri tarafından örnek alınacağını umuyoruz." diye konuştu.

Bugünkü toplantının vahşi saldırıyı kınamak ve terörle mücadelede Yeni Zelanda hükümetiyle, halkıyla ve oradaki Müslümanlarla dayanışmayı sergilemek için önemli bir fırsat olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Aynı zamanda dünya genelinde İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı içeren eylemlere karşı tek vücut olduğumuzu göstermek için buradayız. Hoşgörü kültürünün hakim olduğu Yeni Zelanda'da bile bu tür bir saldırının meydana gelmesi, insanlığın birlikte yaşama arzusuna kastedenlerin Christchurch'ten tüm dünyaya gönderdikleri bir tehdit mesajıdır. Bu terör saldırısını münferit bir vaka olarak görmek, işin doğrusu akla, mantığa uygun değildir. İslam düşmanı, ırkçı ve dünyadaki tüm insanların huzurunu hedef alan bu zihniyete sahip çıkan insanlara da maalesef rastlıyoruz. Başbakan Ardern'in net açıklamalarına rağmen bu saldırının bir terör eylemi olduğunu dile getirmekten bile imtina eden siyasetçileri görmekten üzüntü duyuyoruz."

"HAYATININ GERİ KALAN KISMINI TEK BAŞINA HÜCREDE GEÇİRECEK"

Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı'na katılan Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Peters, konuşmasına "Selamün aleyküm" diyerek başladı.

Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a davetleri için teşekkür eden Peters, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun daveti üzerine Yeni Zelanda kabinesinin iki üyesi olarak burada bulunmanın önemli olacağını düşündüklerini söyledi.

Temel amaçlarının Yeni Zelanda'da iki camiye yapılan saldırıyı lanetlediklerini ifade etmek olduğunu aktaran Peters, "Çok zorlayıcı şartlar altında yaşıyoruz ve artık hepimizin iğrenç olarak karşıladığı bu Yeni Zelanda'daki terörizm saldırısını bir arada lanetlemek üzere buraya geldik. Bir hafta önce Yeni Zelanda'lı olmayan bir korkak, hepimizi terörize etmeye çalıştı, ülkemizi parçalamaya çalıştı. Cuma namazı kılmak amacıyla camiye giden kişiler, tamamen korkak, menfur bir saldırıya maruz kaldı. 50 kişi öldü, 50 kişi yaralandı, Birçok kişinin hastanelerde tedavileri devam ediyor." diye konuştu.

Peters, Yeni Zelanda polisinin olaya hemen müdahale ettiğini ve saldırı yerine 5 dakika içinde polis temsilcilerin intikal ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"21 dakika içinde terörist tutuklandı. Bu noktadan itibaren söz konusu kişi, Yeni Zelanda kanunlarına tabi olacaktır ve hayatının geri kalan kısmını Yeni Zelanda'da tek başına bir hücrede geçirecektir. Ancak bu  konuda araştırılmadık, bakılmadık tek bir noktanın kalmamasını sağlamak amacıyla Yeni Zelanda tarihinin en büyük soruşturması başlatıldı. Ancak söz konusu kişinin yaptığı saldırının sapkınlığı hiçbir ceza ile dengelenemez ama kurbanların ailelerinin adalete kavuşacaklarını garanti edebiliriz." 

- "CAMİLERİN ÇEVRESİNDE HERKES NÖBET TUTUYOR"

Müslümanların bu saldırıya doğrudan maruz kaldığını ve dini gerekliliklerini yerine getiren masum insanların öldürüldüğünü ifade eden Peters, şunları kaydetti:

"Dini hoşgörüye çok önem veren bir ülkeyiz. Herhangi bir inancın gereklerini yerine getiren bir kişiye karşı yapılan saldırı, hepimize yapılmış saldırı anlamına gelmektedir. Yeni Zelandalıların her biri, müthiş bir üzüntü duygusu içinde yaşamaktadır. Hepimizin aklı çok karıştı, hepimizin duyguları çok karmaşık, milyonlarca Yeni Zelandalı vatandaş, Müslüman komşularına sarıldı. Ülkenin çeşitli yerlerinde vefat edenlerin anısına çiçekler konuldu. Camilerin çevresinde herkes nöbet tutuyor ve birkaç gün içinde Yeni Zelandalılar, 10 milyon dolara yakın yardım yaparak söz konusu ailelere destek olmak için dayanışma duygularını gösterdiler."

Peters, ülke olarak vefat edenlere, yaralananlara ve ailelere saygılarını göstermek için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, Başbakan ve diğer temsilcilerin de Christchurch'e giderek yas sürecinde ailelere dayanışma duygularını göstermeye çalıştıklarını söyledi.

Bugün aynı zamanda, Dışişleri Bakanları temsilcileri olarak vefat edenlerin ailelerine desteklerini göstermek amacıyla burada bulunduklarını dile getiren Peters, şöyle konuştu:

"Burada bulunan kişilerin de, bu destek duygularına katıldıklarına eminiz. Bu hafta başında parlamentomuz yas tutma amacıyla bir araya geldi. Etnik ve ırk açısından Yeni Zelanda hükümetinin en çok çeşitliliği olan kabineyi yansıtıyor. Şu andaki kabinemiz ve parlamentomuz, belki de dünyanın en çeşitlilik sahibi parlamentosu. Çok çeşitli dinlerin temsilcileri bir araya gelerek, parlamentoda bir saygı duruşunda bulunduk. Bütün ülkede 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Aynı zamanda bir sonraki cuma, ulusal çapta vefat edenleri anmak için bir anma toplantısı düzenlenecek. Hiçbirimiz aslında yaşadığımız duyguları yeterince ifade edemediğimizi hissediyoruz. Hükümet olarak, devlet olarak mümkün olduğunca bu hain saldırıdan yaralı olarak çıkan kişilere destek olmak için elimizden geleni yapacağız. Bu kişilere, yaralılara bakacağımızdan emin olabilirsiniz. "

- "AŞIRI DÜŞÜNCELERİN DİNİ, IRKI, RENGİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR"

Yeni Zelanda'daki Müslüman toplumun kendini güvende hissetmesini sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Peters, bunun kendileri için çok önemli bir konu olduğunu dile getirdi.

Peters, her bir caminin başında nöbet tutan polis yetkililerinin bulunduğunu, böylece herkesin, huzur içinde dini gerekliliklerini yerine getirebildiğini anlatarak, şu açıklamalarda bulundu:

"Ülkede genel olarak polis kuvvetlerinin, daha yaygın olarak kullanıldığını da söyleyebilirim. Aynı zamanda silah kullanma konusunda çok sıkı kanunlar benimsendi, buna ek olarak sosyal medyanın şiddet yayma konusunda nasıl kullanıldığını da yakından takip ediyoruz. Diğer ülkelerin de bu çabaların parçası haline gelmesi gerekiyor. Aşırı düşüncelerin dini, ırkı, rengi diye bir şey yoktur. Aşırı düşünceler nerede, nasıl ortaya çıkarsa çıksın mutlaka lanetlenmelidir. Çok detaylı bir soruşturma süreci başlattık. Amacımız bu tür anlamsız saldırıların ileride tekrarlanmasını önlemek. Teröristler ne zaman, nerede saldırırsa temel amaçları, insanların içinde bir korku duygusu yaratmaktır. Bu amaca Yeni Zelanda'da ulaşamadılar, çünkü biz teröristlerin düşüncelerini paylaşmıyoruz. Yöntemlerini paylaşmıyoruz."

Yeni Zelanda'da nefret söylemine kesinlikle hoşgörü gösterilmeyeceğini vurgulayan Peters "15 Mart'ta ülkemizde her şey değişti aslında ama değişmeyen tek şey, Yeni Zelanda'nın ana, temel karakteridir. Yeni Zelanda, her zaman açık ve güvenli bir toplum olmaya devam edecektir. Uluslararası ziyaretçilerin rahat ve güvende hissedeceği bir ülke olmaya devam edeceğiz. Biz herkese empati ile yaklaşan, hoşgörülü bir halkız. Bu hain saldırı, bu temel değerleri kesinlikle sarsamaz, çünkü bunlar Yeni Zelanda'yı, Yeni Zelanda yapan değerlerdir." diye konuştu.

Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen dayanışmaların kendilerini duygulandırdığını ifade eden Peters, dünyanın her yerinden Müslümanların bugün ve ileride destek vereceklerini kendilerine açıkça ifade ettiklerini söyledi.

 Peters, hep beraber nefrete karşı direnmeye devam etmeleri gerektiğini dile getirerek, "Nefrete dayalı şiddete karşı direnmeye devam edelim. Bu trajediden yola çıkarak, çok daha yoğun bir şekilde, hoşgörü, empati ve anlayışı yaymak üzere faaliyetimize devam edelim." dedi.

(AA)