İran Cumhurbaşkanı Reisi, Pekin'i ziyaret ediyor

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Reisi'nin, Devlet Başkanı Şi Cinping'in davetiyle, 14-16 Şubat'ta Çin'i ziyaret edeceği bildirildi. Arap-Çin yakınlaşmasının yaşandığı günlerde yapılan ziyaret son derece dikkat çekici.

AA

İran Cumhurbaşkanı'nın bugün başlayacak ziyareti, geçen yılın sonunda Riyad'da düzenlenen Çin-Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nin ortak bildirisinde Basra Körfezi'nde egemenlik ihtilaflarına ilişkin İran'ın tepkisini çeken ifadelerin yer alması nedeniyle Tahran ve Pekin arasında yaşanan gerginliğin ardından ilk üst düzey temas olacak.

Çin yönetimi, ziyareti, Arap ülkeleriyle yakınlaşmanın Orta Doğu'da geleneksel ortağı İran ile ilişkilerine verebileceği olası zararı telafi etme ve denge kurma çabası olarak görüyor.

Çin ile İran'ın bölgesel rakibi ve hasmı Suudi Arabistan arasında Aralık 2022'de Riyad'da stratejik ortaklık anlaşmasının yanı sıra savunma, enerji ve teknoloji gibi çok sayıda alanda işbirliği mutabakatları imzalandı.

Devlet Başkanı Şi'nin Aralık 2022'de yaptığı Riyad ziyaretinde ilk kez düzenlenen Çin-Arap Ülkeleri Zirvesi ve Çin-Körfez İşbirliği Örgütü Zirvesi, Pekin ile Arap dünyası arasındaki diyaloğu yeni bir düzeye yükseltti.

- Zirve ortak bildirisinin yol açtığı gerginlik

İran, Çin-Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi sonrasında yayımlanan ortak bildiride, İran'ın kontrolündeki, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de hakimiyet iddiasında bulunduğu Basra Körfezi'ndeki Ebu Musa, Büyük Tunb ve Küçük Tunb adalarına dair ihtilafın müzakere yoluyla çözülmesine ilişkin ifadelerin yer almasına tepki gösterdi.

İran ortak açıklamaya tepki olarak, Çin'in Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, "İran, bu adalar üzerindeki herhangi bir iddiayı iç işlerine ve topraklarına müdahale olarak değerlendiriyor ve şiddetle kınıyor." ifadelerini kullandı.

Konuyla ilgili Çin'in Tahran Büyükelçisi Çang Hua'nın Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını belirten Kenani, İran'ın "şiddetli memnuniyetsizliğinin" Büyükelçi'ye iletildiğini bildirdi.

Devlet Başkanı Şi, olayın ardından durumun kalıcı gerginliğe dönüşmesini önlemek için Başbakan Yardımcısı Hu Çunhua'yı ertesi hafta İran'a gönderdi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, Hu'nun Tahran'daki temaslarına ilişkin, "Çin, pratik işbirliğinin sağlam ve istikrarlı gelişimi için İran ile birlikte çalışmayı sürdürecek. Başbakan Yardımcısı Hu'nun ziyaretinin Çin-İran kapsamlı stratejik ortaklığının derinleştirilmesinde olumlu rol oynayacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Kapsamlı stratejik ortaklık"

Çin, İran ile ilişkilerini "kapsamlı stratejik ortaklık" ifadesiyle tanımlıyor. İki ülke, Mart 2021'de "siyasi, stratejik ve ekonomik bağlarını" güçlendirmek üzere 25 yıl vadeli işbirliği anlaşmasına imza atmıştı. Anlaşma kapsamında 2022 sonuna dek 16 mutabakat zaptı imzalandı.

Çin, İran'ın en büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor. İki ülke, enerji, ulaştırma, tarım, ticaret ve altyapı yatırımları alanlarında işbirliği yapıyor.

Çin Gümrükler Genel İdaresinin verilerine göre, İran ile Çin'in ticaret hacmi 2022'de yıllık yüzde 7 artışla 15,79 milyar dolara ulaştı.

Çin'in İran'a ihracatı yıllık yüzde 14 artarak 9,44 milyar dolara çıkarken, İran'ın Çin'e ihracatı 8,25 milyar dolar oldu. Bunun 1,9 milyar dolarını petrol ve doğal gaz oluşturdu.

Pekin, ayrıca İran'ın Şanghay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) üye olmasını da destekliyor. Eylül 2022'de Özbekistan'ın Semertkant kentindeki zirvesinde Tahran'ın tam üyelik süreci başlatıldı.

Çin Devlet Başkanı Şi, İran Cumhurbaşkanı Reisi ile zirve marjında yaptığı görüşmede, "Çin'in İran ile ilişkilerini stratejik ve uzun vadeli perspektiften gördüğünü", "İran ile ŞİÖ çerçevesinde daha yakın eş güdüm ve işbirliği için birlikte çalışmaya hazır olduklarını" ifade etti.

- Çin, Orta Doğu'da etkisini artırma arayışında

Pekin yönetimi, Washington'ın kendisini "uzun vadeli en önemli tehdit" olarak nitelediği ve küresel stratejisinde ağırlığını Asya-Pasifik bölgesine kaydırdığı bir dönemde, ABD'nin uzun yıllar bölgesel gelişmeleri biçimlendiren aktör olduğu Orta Doğu coğrafyasında etkisini artırma arayışında.

Ancak Çin'in, bölgedeki geleneksel müttefiki İran ile ilişkilerini aynı düzeyde geliştirmeye çalıştığı Suudi Arabistan ve Arap müttefikleri arasında dengeleri gözetmesi gerekiyor.

İran'daki iç karışıklık, Tahran'ın Ukrayna Savaşı'ndaki tutumu ve Rusya'ya askeri yardımları, Çin'in bölgedeki diğer enerji ortakları ile ihtilafları, ilişkileri zora sokma riski barındırıyor.

Çin, İran ve Körfez ülkeleri ile ilişkilerinin "pratik işbirliği ile sınırlı olduğu" ve "üçüncü tarafları hedef almadığını" vurgulasa da bölge ile artan bağları nedeniyle anlaşmazlık ve düşmanlığa yol açacak sorunlarla karşıya kalabilir.

- "Çin, 'büyük güç' oyununa girmemeli"

Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Orta Doğu Çalışmaları Bölümü Direktörü Niu Şinçun, 7 Şubat'ta sosyal medya hesabından yayımladığı makalede, Çin'in Orta Doğu ülkeleri ile ekonomik ve teknolojik işbirliğine odaklanarak, ABD ile "büyük güç oyunu" içine çekilmekten kaçınması gerektiğini savundu.

Pekin'in Orta Doğu politikasının kısa vadede stratejik veya askeri bağlardan çok ekonomik ilişkilere odaklanacağını öngördüğünü ifade eden Niu, Çin'in Körfez ülkeleri ile enerji ilişkilerini geliştirmesini önererek, ABD ile bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin aşınmasıyla Çin para birimi yuan ile ticaretin hakim olabileceğine dikkat çekti.

Niu, Çin'in İran ve diğer Orta Doğu ülkeleri ile ilişkilerini hassasiyetle yönetmesi ve bir denge bulması gerektiğini vurguladı.